
Türkiye’nin GSYH'sine yaklaşık yüzde 10’luk katkı sağlayan 11 ilde gerçekleşen depremin ekonomiye etkisini sınırlı tutabilmek için üretime ve ihracata odaklanmak gerektiğine dikkati çeken Baran, şunları kaydetti:
“Dördüncü çeyrek ve yılın tamamına baktığımızda geçmiş 20 yılın büyüme ivmesini, dünyadaki negatif gelişmelere rağmen sürdürdüğünü görebiliyoruz. Pandeminin ardından Rusya-Ukrayna savaşının dünyayı etkilediği, tedarik zincirlerinin bozulduğu, enerji ve gıda krizinin yaşandığı, dünyanın resesyon riskiyle baş başa kaldığı dönemde, tüm bu etkilere rağmen büyüme sağlayabilmek memnuniyet verici. Şimdi, yaklaşık 13 milyon nüfusumuzun yaşadığı, GSYH’ye yüzde 10’luk katkı sağlayan 11 ilimizde gerçekleşen depremin maddi ve manevini yaralarını onararak büyümeyi sürdürmek ve depremin ekonomiye etkisini sınırlı tutabilmek için sanayi ve tarım üretimine ve ihracata odaklanmalıyız. Depremi, ülkemizin bazı bölgelerinde yoğunlaşan üretim yapısını ülke geneline yayarak riski dağıtmak, coğrafi bölgeleri eşit gelişmiş bölgeler haline getirebilmek için milat olarak görmeliyiz.”