CUNKU O OĞRETMENDİR



Mesleği dunyanın en vahşi canavarını eğitmektir onun. Yani dunya ile uğraşır o. Enerjisi hic bitip tukenmemiş olan kapkara zihniyetlerin, koskocaman puntolarla yazdığı "Cehalet" inin silahına karşı kaldırır kalemini oğretmen.

Once İsmail Hakkı TONGUC yaktı Anadolu'ya bilgi ateşini. Sonra bir dizi destan oldu damarlarda koylerin. O oğretmendi. Taa Menemen'de duyuldu cığlıkları cehaletin. Bir testere yetmedi onun başını almaya. O bir oğretmendi. Bir Kubilay gitti, bin Kubilay geldi. İşte boyle başladı seruveni onun. Mum ışığıydı, guneş oldu. İnsanlara kıskanclığın, bencilliğin, zorbalığın oğretildiği hayat okulunda inatla okumak isteyenlere karşı durup, barış ve sevgiyle birlikte hayatla nasıl başa cıkılacağını gosterdi. Adında saklıydı kendisi. O bir oğretmendi. Aslında boyle olmalıdır karşılığı sozlukte bu kelimenin. Cunku oğretmen, oğretirken de kolay şeylerle karşılaşmaz. Boş beyinlere yuklemez o bilgileri. Once korkunc on yargıları, yanlış bilgileri cıkartması gerekmez mi? Kayaları yontup heykel yapar. Mesleği insandır, amacı eğitim ve oğretim.

Şimdiye kadar hep olması gereken soylendi, yazıldı. Peki ya olan? Gunumuzde, bozulmuş oğretmenlik anlayışından elimizde kalan, kararmış bir mum yağından başka bir şey değildir. Alevi falan yok tabi ki. Ama mumun yağı hala sıcaksa ....

alıntı: sistemin com
__________________