diyarbakır calgıları
TURK HALK CALGILARI


Gecmişten bugune kadar, ta Cin ortalarından Macaristan ovalarına kadar uzanan bir alanda, binlerce yıl hayatını surduren Turk toplumunun, muzik ihtiyacını gidermek icin kullandığı, ceşitli karakterde bir cok calgısı olması tabiidir. Anadolu’da bugun ve yakın zamana kadar kullanılmakta olan calgıları, yapacağımız listenin daima eksik olacağını unutmamak şartıyla, şoyle sıralayabiliriz:

a) Telli Calgılar:
I. Telli-tezeneli (tezene veya parmakla calınan) calgılar.
1. Meydan, divan sazları
2. Bağlama, bozuk, tambura, coğur.
3. Cura, bulgarı,
4. Tar, v.b.
II. Telli - yaylı calgılar:
1. Kopuz ıklığ,
2. Kabak, Rebab (rubbaba), eğit,
3. Karadeniz kemencesi, İstanbul kemencesi v.b.
b) Nefesli Calgılar:
1. Zurna
2. Kaval (dilli, dilsiz),
3. Duduk (dilli, dilsiz),
4. Cığırtma (cırıtma)
5. Sipsi,
6. Cifte, tulum-cifte.
7. Mey, balaban.
c) Vurmalı Calgılar:
1. Davul (nağara), koltuk davulu,
2. Tef, kudum (daire),
3. Darbuka (deplike, dumbelek, dumbek, kup)
4. Zilli maşa, carpara, parmak zilleri, kaşık v.b.

Meydan sazı telli calgılar ailesinin en buyuğudur. Yanık bir sesi vardır. Gayet sade calınır. Tok ve mil iniltili bir ses verilir. Bu saz Anadolu’da artık gozdeliğini yetirmiştir. Ucerli, dort grup (on iki) teli vardır.

Divan sazı, meydan sazı gorunumunde, biraz kucuk ucerli uc gurup teli olan, olgun ve dokunaklı ses veren bir sazdır. Bugun meydan sazının yerini almıştır.1

Bağlama: Halkımızın en cok sevdiği ve elinde bulundurduğu en yaygın calgıdır, Uzun saplı, ikişerden uc gurup tellidir. Eski bir Turk calgısı olan, bugun Altay Turkleri arasında yay’la calınan ceşidi h kullanılan kopuz adlı sazdan turediği biliniyor. Kolca kopuz denilen saz da kopuzun daha uzun saplısı imiş. XV. yuzyıl dan itibaren Turkce’den bozulma adlarıyla batıda da uzun muddet kullanılmış. Bağlamanın kendine has bir de ses duzeni (akort’u) vardır ki, buna bağlama duzeni denilir. Alt teli sesini la kabul orta tel dort ses pes mi ust tel beş ses re seslerine akort edilir.2

Bozuk: Yine bu aileden 80 - 90 cm. boyunda ucerden uc gurup telli bir sazdır. Acık ve berrak bir sesi vardır.

Tambura: Boyca Bozuk kadar olup ikişerden uc gurup teli vardır, Akordu da bozuk sazının akordu gibidir. Yalnız perde bağı bozuğunkinden fazladır (20-22). Tambur gibi calınmakla beraber, tezene tutan parmaklardan gayrı parmaklarla butun tellere vurulup ritm tutularak calındığı gorulur.

Coğur: Belli bir sazın adı değil. Yurdun ceşitli yerlerinde, ceşitli sazlara coğur denildiği gorulmektedir. Guneyde (Adana, Mersin, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır) bozuk’a, on iki telli aşık sazlarına coğur deniliyor.3

Cura: Bu ailenin 50-70 cm. boyunda olanıdır. Uzerinde 7-16 perde bulunur. Bağlama veya bozuk duzenlerine akort edilebilir. Burdur yoresinde bağlama duzeniyle akort edilmiş curaların tezene yerine parmakla caldığını goruruz.

Bulgarı: Guney ve guneybatı Anadolu ile Kayseri yoresinde gorulen curaya yakın bir saz. 4

Doğu Anadolu ve Azerbaycan’da calınan bir başka halk sazı da Tar’dır. Goğsu diğer telli sazlarda olduğu gibi ahşap olmayıp deriyle kaplıdır. İkişerden uc gurup teli vardır. Bunlardan başka calınan ezginin kalın ve guclu perdelerine akortlanan dem telleri vardır. Tezene ile tambur tarzına yakın bir tarzda calınır.

İlk cağ medeniyetleri yaylı saz kullanmamışlardır. Yaylı saz Asya’dan Selcuklular vasıtasıyla Anadolu’ya, oradan da Avrupa’ya gecmiştir.

Yaylı sazlarımızın en eskisi kopuz’dur (yaylı kopuz). Iklığ adı verilen bir yaylı sazın gecen yuzyıla kadar doğu Turkleri tarafından kullanıldığı soylenmekte Sazın, yarım Hindistan cevizinin kesik yuzune gerilmiş bir deri ve ust tarafına takılmış bir kol ile alt tarafına takılmış bir ayaktan ibaret olduğu bildiriliyor.5 Yaylı kopuzun ozel bir ismi olabileceği soylenmektedir.

Kabak: Govdesi kabak veya hindistan cevizi, goğsu deri, iki veya uc telli olan bir halk calgısıdır. Guneydoğu konar-gocerleri aynı saza rubbaba (Rebab) diyorlar. Toroslar’da guney Turkmenleri arasında yaygın olan diğer bir yaylı calgı da eğit’tir.

Kemence: Orta ve doğu Karadeniz sahilinde yaygın olan yaylı halk calgısıdır. Uc veya dort telli olur. İstanbul kemencesi armudi şekliyle Karadeniz kemencesinden ayrılır. Bu sazda tellerin yan taraflarına tırnak yuzeyi ile basılır.

Nefesli sazlarımızdan en yaygını zurnadır. Kaba, orta ve cura olmak uzere uc boy zurna vardır. Kaval, tek veya birbirine gecen uc parcadan meydana gelen 60-70 cm. uzunluğunda bir nefesli halk calgısıdır. Dilli veya dilsiz olabilir. Duduk ise 25-30 em. boyunda dilli veya dilsiz olabilen bir calgıdır.

Cığırtma, (cırıtma), Elazığ yoresinin yakın zamana kadar yaygın bir sazı idi. Kartalın kanat kemiğinden yapılan bu sazın boyu 25 ile 26 cm. kadardır. Ege ve Guneybatı Anadolu’nun yaygın bir halk calgısı da sipsi’dir. Sipsi, 17-18 cm. boyunda kesilmiş bir su kamışı ile ağzına takılan cuk cuktan ibarettir. Cifte, cığırtma gibi kartalın kanat kemiğinden veya sipsi gibi su kamışından iki borunun birbirine bağlanması ve ağız kısmına bir cuk cuk’un (Sipsi’nin) takılmasıyla meydana getirilmiş bir calgıdır. Ayrıca cifte de olduğu gibi icinde iki ayrı kanal olan ahşap’tan yapılanı da vardır. Burada bir dizi delikleri bulunan kısım- la asil ezgi calınırken diğer tarafla da ezgiye dem tutulur.

Tulum-zurna, doğu Karadeniz’in dağlık bolgelerinde calınan bir calgıdır. Delinmeden ve bozulmadan cıkarılmış bir koc tulumunun boyun kısmı tıkanır, kollardan birine bir ağızlık diğerine de bir cifte (nefesli halk sazı) takılır. Buradaki ciftenin tuluma gore ozel bir yapısı vardır.

Mey, Doğu Anadolu illerimizin (Artvin, Erzurum, Kars, Ağrı, Bayburt v.b.) karakteristik sazıdır. Dilsiz duduğe benzer. Bir govde ve ağız tarafına takılan ses cıkarıcı yassı kamış ağızlıktan ibarettir. Sesi mat ve hafiftir. Bu ozelliği ile kucuk ve kapalı yerlerde zurnanın yerini alır. Hazer doğusu Turkmenleri, Azerbaycan ve Turkistan Muslumanları arasında yaygın olan bir başka saz da ba1n Balaban, mey’den daha uzun olup ona gore daha kaba seslidir.

Vurmalı sazlarımızın başında gur sesiyle davul gelir. Kaynağı Orta Asya olup Selcuk Turkleriyle Anadolu’ya gelmiş, Osmanlılardan da Avrupa’ya gecmiştir. Davulun olculeri ceşitli yorelere gore değişiktir. 25- 30 cm.’den 75-80 cin, kadar değişir. Buyuk davulların tokmak ve comak (Metcik) denilen araclarla calınmasına karşılık, Kars yoresinde gorulen kucuk davullar koltuk altına alınarak parmaklarla calınır. 5-10 cm. eninde 30-40 cm. capında bir kasnağın tek tarafına gerilmiş deri ve kasnak uzerinde takılmış cifter zilden oluşan bir başka vurmalı calgımız da tef’tir. Tef’in daha geniş ve zilsizine Anadolu’da kudum denir ki, bu da dini muziğimizde yeri olan daireden başka bir calgı değildir. Anadolu’nun ceşitli yorelerinde darbuka, deplike, dumbelek, dumbek, kup diye adlandırılan bildiğimiz calgı, madeni veya toprak olabilir.

Zilli maşa, iki, uc kollu bir maşa ve uclarına takılı zillerden ibarettir. Bir elle tutulup, diğer elin baş parmağı ile diğer parmakları arasına vurularak calınır. Carpara, şimşirden kesilmiş kaşık buyukluğundeki dort tahta parcasından ibarettir. Bunlar birbirine iple veya menteşeyle bağlıdır. Zilli maşa gibi calınır.

"alıntıdır"