LÂvta Arapca lût, Fransızca luth, İngilizce lute, Almanca laute, İtalyanca luito, İspanyolca port laud adları ile bilinmektedir. Roma ve yunan'da ilkel şeklinin adları ise Tesdudo ve Chelys'dir. Osmanlılar da ise lÂvta ismiyle adlandırılmıştır.

LÂvta gecmiş devirler itibariyel onemli bir mazisi vardır. İlk cağ milletlerinden Sumerler, Eski Mısırlılar, BÂbilliler, Romalılar ve Yunanlılarda bu sazın ilkel şekline rastlanılmaktadır. Daha sonraları Araplar tarafından tekÂmul ettirilip Endulus Emevîleri vasıtasıyla İspanyollar'a gectiği, oradan da diğer batı ulke kulturlerine yerleştiği anlaşılmaktadır. Hatta bugunku gitarın bu ud ve lÂvta sazından esinlenerek geliştirildiği batılı kaynaklarca soylenilmektedir. LÂvta 17. Asra kadar batının en onemli sazlarındandı. Bunu, bugun mevcut olan gravur ve resimlerden de anlamak mumkundur.

LÂvta mûsikîmize 18. yuzyılda girmiş, uzun yıllar iki lÂvta ve bir kemence ile uclu bir grup yapılarak kabasaz takımlarında kullanılmıştır. Boylece klasik mûsikîmizin icinde halk mûsikîsi geleneğini surdurmuş, kocekce ve oyun havalarında kartal kanadı ile calınarak icra edilmiştir. Ritmik tempolarla icraya renk ve canlılık veren refakat sazı ozelliğinde kalmıştır. Bu zaman icerisinde ince saz takımları icerisine alınmayarak sadece kahvehanelerde icra edilen eserlere refakat etmiştir. Ancak bu durum Tanburi Cemil Bey'in bu sazı eline alıp ustun kabiliyetini bu saz uzerinde de gostermesiyle sona ermiştir. Tanburi Cemil Bey ile saz artık solo olarak kullanılmaya başlamıştır. Cemil Bey, lÂvtayı tanburda olduğu gibi ama ucu yuvarlatılmış bağa mızrabı ile calarak lÂvtada yepyeni bir tını elde etmiştir. Boylelikle lÂvta uzerindeki bu yaygın kanaat değişerek artık LÂvta incesaz takımlarına dahil edilmiştir. Tabii bunda Cemil Bey'in ustun lÂvta calma yeteneğinin onemi buyuktur. Bu durum uzunca bir sure devam etmiştir. Artık gunumuzde pek nadiren kullanılmaktadır.

LÂvta, govdesinin gorunuşu itiabarı ile uda cok benzer. Ancak udun teknesine gore daha engindir. Bir başka değişle udun teknesinde bulunan dilim sayılarından daha az sayıya sahiptir. Goğus tahtası uzerinde sadece bir adet kafes bulunur. LÂvtanın en onemli ozelliği uda gore daha uzun saplı olması ve perdeli olmasıdır. Tanburi Cemil Bey'in geliştirdiği LÂvta tipinde 18 adet perde bulunuyordu. Ancak gunumuzde transpoze goz onunde bulundurularak 26 perde kullanılmaktadır.

LÂvtanın sekiz teli olup bunlar ikişer ikişer tek sese aşağıdaki şekle gore akord edilir. Ancak bazı lutierlerimiz ise en ust (bam teli) yerine tek tel ve burgu kullanmak suretiyle yedi telli lÂvta da imal etmektedirler. Bu, sazın icrasına yada akrort sitemine bir farklılık getirmez.




LÂvta icin kullanılan teller kalınlıkları 1-2. tel 0.65, 2-3. tel 1008, 4-5 tel 1014, 7-8 yada tek başına 7. tel icin 1024 kalınlıklarındaki tel kullanılmalıdır. 1-2. tel naylon, diğer teller ise ud da olduğu gibi sırma tellerdir.

LÂvtadan en iyi tınıyı almak icin bağa mızrap kullanılır. Mızrap, tanbur mızrabına gore daha ince ve ucu yuvarlatılmış olmalıdır. Mızrabın tutma şekli aynı tanburdaki gibidir. Buna rağmen kimi lÂvtavîler ise udda olduğu gibi plastik mızrab kullanmaktadırlar.

LÂvta sazı ud ile tanbur arası bir ses ozelliğine sahiptir. Bağa mızrap kullanıldığında ve perdeler iyi kullanıldığında tanbur sesine cok yakın ses elde edilebilir. İşte bu ozellik lÂvtanın gunumuzde yaygın kullanılmasına engel taşımaktadır. Bir saz topluluğunda ud ile tanburun bulunması, bu her iki sazın sesine benzer başka bir sazın kullanılması gereğini ortadan kaldırmıştır. Diğer başka bir sebebi ise teller arasındaki aralığın beş ses olmasıdır. Bu durum transpoze uygulamada ileri baskı tekniği gerektirir. Bu nedenle uygulamadaki zorluk sazın topluluklarda kullanılmasına mani olmaktadır.

LÂvta, tanbur ve ud calanlar icin uzerinde biraz calışıldığı takdirde oğrenilmesi daha kolay bir sazdır. Ozellikle kimi udîlerimiz tıpkı udda olduğu gibi teller arasındaki sesi 4 ses akort ettiklerinden gunumuzde kimi topluluklarda yeniden calınmaya başlamıştır. Bu da lÂvta sazının geleceği acısından onemlidir.

LÂvta icin gunumuzde yazılmış herhangi bir metod ve bilimsel bir kaynak yoktur. Ancak batıda ozellikle barok muzik tarzında halen kullanılmaktadır. Batıda kullanım şekli gitarda olduğu gibi celik tel ve gitar akort sistemine goredir.

Başta Tanburî Cemil Bey olmak uzere, Mes'ud Cemil, Lutfi Bey, LÂvtacı Andon ve LÂvtacı Civan onemli lÂvtavîlerdendir.