Eşkıya Dunyaya - Rize yoresi
Müzik0 Mesaj
●39 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Dizi - Film - Sanat Forumu
- Müzik
- Eşkıya Dunyaya - Rize yoresi
-
20-09-2019, 19:52:38
Sene 1341 mevsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım
Katil defterine adını koydum
Eşkıya dunyaya hukumdar olmaz
Sen uzulme anam benim dertlerim coktur
Cektiğim cilenin hesabı yoktur
Yiğitlik yolunda ustume yoktur
Eşkıya dunyaya hukumdar olmaz
Cok zamandır cektim kahrı zindanı
Bize de mesken oldu Sinop'un hanı
Firar etmeyilen buldum amanı
Eşkıya dunyaya hukumdar olmaz
Sinop kalesinden uctum denize
Tam uc gun uc gece gorundu Rize
Karşı ki dağlardan gel oldu bize
Eşkıya dunyaya hukumdar olmaz
Bir yanımı sardı mufreze kolu
Bir yanımı sardı Varilcioğlu
Beşyuz atlıylan kestiler yolu
Eşkıya dunyaya hukumdar olmaz
Rize'nin şimdiki adı Portakallık olan Haldoz mahallesindeki bir duğunde kardeşinin bıcakla karnından yaralanması uzerine, kendisine haber verilen Sandıkcı Şukru olay yerine giderek kardeşini kanlar icinde buluyor ve kardeşini yaralayan Abdi Ağa'nın uşağını (bir anlatıma gore de Abdi Ağayı) orada vuruyor.
Bu olay uzerine hapishaneye duşen Sandıkcı Şukru bir sure sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte hapishaneden kacıyor ve dağa cıkıyor.
Sandıkcı Şukru, dağa cıktıktan sonra, yonetimle işbirliği yaparak kendisini hileyle zehirlemek isteyen biriyle karısı Fadime'yi elinden almak isteyen başka birini olduruyor. Sandıkcı Şukru'nun adı bu olaylardan sonra daha da yaygınlaşıyor. Fakirlere bir şey yapmaması zenginlerle mucadele etmesi yuzunden halk tarafından da seviliyor ve destekleniyor. Bu ve benzeri erdemleri yuzunden kendisine yardım edenler coğalıyor.
Sandıkcı Şukru'nun turkude adı gecen Perilizade adında zengin birine haberler gondererek, yoksullara mısır dağıtmasını istediği, yoksa kendisini cezalandıracağı tehdidinde bulunduğu soylenir. Nitekim Sandıkcı Şukru'nun isteğini yerine getirmeyen Perilizade'nin mısırlarını adamlarına toplattırdığı ve yoksullara dağıttırdığı yaşlılarca da anlatılır.
Rize'nin Camionu (Arkotil) mahallesinden Huseyin Kutlu adında Sandıkcı Şukru donemine yetişmiş bir yaşlı "Cevrede başı belaya giren Sandıkcı'nın yanına geliyordu. Sandıkcı hem geleni koruyor, hem yardım ediyordu" diyor.
Kardeşiyle birlikte, turkude adı gecen Urusba (şimdiki adı Uzunkaya) koyunde eski bir kahvede otururken, zaptiyeler cevresini sarıyorlar. Zaptiye Cavuşu Abbas Cavuş Sandıkcı'nın teslim olmasını istiyor, ancak Sandıkcı kabul etmeyerek Abbas Cavuş'tan cekip gitmelerini istiyor. Zaptiye Cavuşu da bunu kabul etmeyince catışma cıkıyor. Sandıkcı ve kardeşi Zaptiye Cavuşu ile birkac zaptiyeyi oldurerek kacıyor.
Sandıkcı Şukru'nun bu olaydan sonra bir ara yakalanıp zincire vurularak batıya gonderildiği fakat kapatıldığı yerden atlayıp Rizeli sandalcılar tarafından kurtarıldığı anlatılır. Sandıkcı Şukru'nun Sinop kalesinde tutukluyken denize atladığı ve kurtulduğu anlaşılıyor.
Sandıkcı Şukru'nun yakalanmaması ve her gecen zaman icinde daha cok halk desteği sağlaması uzerine Trabzon Valisi Kadir Paşa onemli sayıda adam toplayarak Sandıkcı'nın uzerine gonderiyor. Sandıkcı'nın uzerine gonderilen suvariler, Kolcu kayıklarının Reisi Varilcioğlu Sadık'ı da yanlarına alıyorlar. Sandıkcı Şukru Of ilcesinin İkizdere koyu yakınlarındaki Sanlı adlı bir mezrada bir yaşlı kadının evinde otururken ihbar ediliyor. Cevresi atlılarca sarılıyor. Varilcioğlu da yanlarında.
Sandıkcı Şukru teslim olmak istemiyor. Fakat eskiden tanıştığı Varilcioğlu Sadık teslim olursa oldurulmeyeceğini soyleyerek onu ikna ediyor. Sandıkcı Şukru de buna inanarak tufeği elinden teslim oluyor. Fakat Varilcioğlu ile zabtiyeler teslim olarak onlerinde yuruyen Sandıkcı Şukru'yu arkadan kurşunlayarak olduruyorlar.
Turkulerden, govdesinin şehre getirilerek halka gosterildiği anlaşılıyor.
Sandıkcı Şukru'yu doğrudan goren ve tanıyan Refii Cevat Ulunay, ondan "Yaptıklarına pişman olmuş, fakat affedilmeyeceğini bildiği icin teslim olmayan mert bir insan" olarak sozediyor.
1843-1909 yılları arasında yaşamış Rizeli Kahya Salih adında dinci ve tutucu bir şairin de Sandıkcı Şukru'yle ilgili bir destanı bulunuyor. Karadeniz Turkcesiyle yazılan destanda "Şukri dedikleri bir merd eşkıya"nın "Devlet hukumatina" kurşun attığı icin oldurulduğu anlatılıyor.