Kesik Cayır Bicilir Mi?
Müzik0 Mesaj
●42 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Dizi - Film - Sanat Forumu
- Müzik
- Kesik Cayır Bicilir Mi?
-
20-09-2019, 19:50:46
Meram bağları, Meram cayırları tanıktır, boylesi yiğit her anaya kısmet olmaz. İnadına mertti, inadına yiğit, inadına yağızdı.
Konya'nın valisi o yıl Meram'da otururdu hep. Meram o zamanlar da en saygıdeğer yeriydi şehrin, Mevlevi dedeleri Meram'daydı, celebiler hepten Meram'daydı. Ve Vali paşanın yÂveri, genc yÂveri Meram'dan cok az inerdi Konya'ya. Butun oralar bu genc adamı, o da butun oraları tanırdı, iyi tanırdı.
YÂver, fesini sola doğru devirdi. Guz demiydi. Serindi ama o yanıyordu. Korkmuyordu. Oysa Kocamış bir gece yollara duşmuştu "Dutlu"dan Meram'a doğru, akşam namazından sonra. Korkmuyordu.
*"Sırtıma sepken yağıyor."
*"Yanuben yorgun gelirim."*
demiş elin oğlu zamanında. YÂver işte bu hÂl idi. Konya severdi bu delikanlıyı; O da Konya'yı. Ama Konya'dan daha cok sevdiği bir şey bir kişi, bir hatun kişi vardı. Meram'a ilk zamanlar sık gelirdi. Aslı Konaya'lı değildi.
Sevdiceği bir Mevlevî celebisinin kızıydı. Duşunun, Allah etmesin dile duşerlerse otesi yoktu bu işin. Allah etmesin dile duşerlerse, Musalla mezarlığında selviler huzzam makamından bir şarkıyla başlayıverirlerdi. Allah etmesin, gencti. Konya'nın delikanlısı zaten pek hayır okumuyordu adının ustune. Allah etmesin. Ama yine de kotkmuyordu işte.
Sevdiceği bir Mevlevî celebisinin kızıydı. Gelirken- giderken bir şeyler olmuştu. Bir şeyler olmuştu cunku. Loraslarından kalkan ebabil kuşları, kanatlarında "Gunaydınlar" getirdilerdi bir gun. Ebabil kuşlarının gozleri kahverengiydi, sol ellerinin ustunde bir "Ben" vardı ebabil kuşlarının.
Bu gece onunla buluşacaktı. İlk buluşmaları değildi bu şuphesiz. Ama Meram'ın o ordekbaşı ve şili cayırları o "incecik" cayırları tanık olsun ki en mutlusuna gidiyordu buluşmalarının.
YÂver fesini sol yana devirdi ve bıyıklarını burdu. Eli-ayağı yanıyor gibiydi. Ker*** duvarı aşmıya calıştı. Ceketi tozlandı, aldırmadı, hemen şoyle silkiverdi eliyle, ince cayırlar ayağına dolaştılar aldırmadı.
Celebi kızı, Zerdalinin altına vardı. Gozleri apaydınlıktı, kahverengiydi.
YÂver yanına gelince, oturuverirdi cayırların ustune. YÂver o cesaretsiz elleriyle celebi kızın elini tutacak oldu, edemedi. Oturdu.
Konya pul pul dirildi gozbebeklerine. Yalnız Konya değil dunyalar onundu. Anasını hatırladı, bir zaman sonra, memleketini hatırladı, sonra kalkıp gitmek istedi, niye istedi bilmem, gidemedi.Oturdu.
Derken efendim sekiz iklimden ipil ipil bir batı ruzgarının seranadı başladı. Kız konuşuyordu. Celebi kızı. Derken efendim, Dere tarafından bir bulbulu vurdular, ne hacetti, kız konuşuyordu, yÂver oldu oldu dirildi.
Konuştular. Kızın elleri yÂverin ellerinde serindi. Uzun uzun konuştular. Aşktı bu dost. Sevgiydi. Ne Konya vardı onlerinde, ne zerdali ağacları, Ne Meram, ne paşa, ne cayırlar ve ne de sekiz taraflarından sekiz kara binayla onları gozetleyen sekiz Konya uşağı.
Derken efendim, yÂver "Haydi hoşcakalasız" diyecekti, diyemedi. Derken efendim sekiz karabina sekiz kurşun kuştu yÂverin suratına. Derken efendim, yÂver "gidem" dedi, gidemedi. Once sallandı sağ ayağının uzerinde uc kez. Sonra sa yanına devrildi. Kıpırdayamadı bile. Sekiz Konya delikanlısı icin sanki bir şey olmamıştı. Dere yoresine doğru "Konyalı" yı cağıraraktan yuruduler.
Sabah yakındı. Celebi kızı olu sevgilinin ustune eğildi. Oylece kaldı.
Gun ışığında olu yÂveri ve celebi kızını "incecik" cayırların ustunde buldular.
Paşa, vali paşa, yÂverin anasına yanık kunyesini gonderdi yarıntesi gunu.
"İnce cayır bicilir mi
Sular ayaz icilir mi
Bana yardan vaz gec derler
YÂr tat'lolur gecilir mi"
Sonra arkasından, mezar taşı olsun garibin diye bu turkuyu yakıverdiler. "İnce cayır bicilir mi?" Bictiler bile.
"Aman ben yandım, paşam ben yandım,*
Ellerin koyunde vuruldum kaldım."
Kaynak:
Kamil UĞURLU
Bir Konya Turkusunun Doğuş Hikayesi
Turk Folklor Araştırmaları-Kasım 1963