
DTÖ Uyuşmazlık Çözümü Paneli, Trump'ın 2018'de çelik ve alüminyum ithalatına getirdiği ek gümrük vergilerine Türkiye, Çin, Norveç ve İsviçre tarafından itiraz edilmesinin ardından ABD'yi haksız buldu. Rusya ve Hindistan'ın vergilere itiraz kararı ise henüz belirsizliğini koruyor.
DTÖ tarafından yapılan açıklamada, ABD'nin ticaret politikasını uyumlu hale getirmesi gerektiğinin altı çizildi. DTÖ, eğer ABD karara uymazsa şikayette bulunan ülkelerin DTÖ kurallarınca ABD'ye misilleme tarifeleri uygulama hakkına sahip olduğunu belirtirken, ABD'nin ise karara itiraz edebileceğini bildirdi.
ABD VERGİLERİN ARKASINDA DURDU
DTÖ'nün kararı karşısında ABD yönetimi ise kararı şiddetle kınadığını ve Trump'ın getirdiği vergileri kaldırmayacağını belirtti. DTÖ'nün üyelerinin ulusal güvenlik kararlarını sorgulama yetkisine sahip olmadığını belirten ABD Ticaret Temsilcisi Yardımcısı Adam Hodge, "Biden yönetimi, çelik ve alüminyum endüstrilerimizin uzun vadeli olmasını sağlayarak ABD ulusal güvenliğini korumaya kararlıdır. ABD, 70 yılı aşkın bir süredir ulusal güvenlik konularının DTÖ ihtilaflarının çözümünde gözden geçirilemeyeceği ve DTÖ'nün. bir DTÖ üyesinin geniş bir yelpazede yanıt verme yeteneğini ikinci sorgulama yetkisine sahip olmadığı konusunda açık olmuştur. ABD, temel güvenliği konusunda karar vermeyi DTÖ panellerine bırakmayacak" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump, 2018'de dünyanın dört bir yanından çelik ve alüminyum ithalatını kısıtlamak için ulusal güvenliği koruma gerekçesiyle ABD'nin çelik ithalatına ilave vergi uygulamasına karar vermişti. Söz konusu kararın DTÖ kurallarına aykırı olduğunu belirten Türkiye, Çin, Norveç, İsviçre, Hindistan ve Rusya. kararı DTÖ'ye taşıyarak ABD'yi şikayet etmişti. ABD, vergileri artırma kararını DTÖ'nün Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması'nın bir maddesinde belirtilen "ülkelerin savaş veya uluslararası ilişkilerdeki diğer olağanüstü hallerde" uygulanabileceği kuralına bağlamıştı. Bununla birlikte konuyu incelemekle görevli DTÖ heyetleri, Trump'ın vergi artırımının savaş veya uluslararası ilişkilerdeki diğer acil durumlarda uygulanmadığını ve bu nedenle ticaret taahhütlerini bozmak için "ulusal güvenlik" istisnasına başvuramayacağını belirlemişti.