Araştırmacılar, dunyanın en buyuk colu olan Sahra ’yı, dunyanın mevcut enerji talebinin dort katını karşılayabilecek dev bir Guneş ciftliğine donuşturmenin "teorik olarak" mumkun olabildiğini ongormekteler. O zaman bizi durduran şey ne? Gelin, bu konuya biraz yakından goz atalım.
Dunya uzerinde ucsuz bucaksız, tehlikeli ve buyuleyici bir etki yaratan coller aslına bakıldığında guneş enerjisinden alabildiğine yararlanabileceğimiz yegane yerler. Dumduz uzanıp giden ve devasa buyukluklere sahip olan coller, guneş ışıklarını en son huzmesine kadar alarak yenilenebilir ve surdurulebilir enerji kaynağı bakımından vazgecilmez bir gorunume ve verime sahip olabilirler.
Hal boyleyken neden dunyanın en buyuk colu olan Sahra ’ya guneş panelleri kurulup tum dunyaya enerji dağıtılmasın ki? Aslında her şey gorunduğu gibi parlak ve puruzsuz değil. Gelin, bu varsayımlara yakından bakalım.
Enerji, Sahra Colu ’nden sağlanmaya başlandığında iklim krizi adım adım ilerliyor.

Sahra Colu ’ne devasa guneş panellerinin kurulduğunu varsayalım. Guneş panellerinin siyah yuzeyleri, guneş ışığının coğunu emerken, gelen enerjinin sadece bir kısmını (yaklaşık %15 ’ini) elektriğe donuşturebilmekteler.
O zaman Sahra ’ya yapılacak olan bir guneş paneli, devasa colun uzerine direkt ve surekli duşen guneş ışığını fazlasıyla emmesinden kaynaklı olarak geri kalan buyuk bir kısmını cevreye ısı olarak yayacak. Dunyanın en buyuk colunden yayılan kocaman bir ısı kutlesi de iklim uzerinde olumsuz etkilere neden olacak.

Bir de bunlara ek olarak yapılan bazı araştırmalarda Sahra Colu ’nun %20 ’sinin guneş panelleriyle doldurulduğu varsayıldığında coldeki yerel sıcaklıkların 1,5°C, %50 ’sinin kaplandığı varsayıldığında ise sıcaklık artışının 2,5°C derece yukseldiği ortaya cıkıyor.
Bu ısınmanın, atmosfer ve okyanus hareketiyle Dunya'ya yayılacağı ve Dunya'nın ortalama sıcaklığını %20 ’lik kaplama ile 0,16°C ve %50 ’lik bir kaplama ile 0,39°C yukselteceği sonucuna ulaşılıyor. Bu sıcaklık değişimi ise buzulların erimesine neden olacak; aynı zamanda da eriyen deniz buzu, cok daha fazla guneş enerjisi emen karanlık suyu acığa cıkararak kuresel ısınmayı daha da hızlandıran bir noktaya getirebilecek.
İklim krizi buyurken doğaya bırakılan tahribatta da artış gozlemleniyor.

İklim krizinden soz etmişken guneş panellerinin de %100 bir verimlilik ve titizlikle oluşturulduğundan elbette soz edemeyiz. Bir guneş panelinin varlığından soz edebilmek icin, uretildiği fabrikaların ve bu fabrikaların icerisinde bulunan sayısız elektronik parcanın getirdiği kirliliği duşunmeniz gerekliliğinin altını ciziyoruz.
Boyle bir durumda elbette ileriye donuk yenilenebilir ve surdurulebilir bir enerji icin goze alınması gereken noktalar vardır. Ancak Sahra ’yı guneş panelleri ile kaplamak ve bunu tum dunyaya iletmek istiyorsak doğaya bir hayli zarar verebilecek boyutlarda kirlenmenin onunu acmış olmamız da bir gercek. Burada duşunmemiz gereken nokta ise yenilenebilir ve surdurulebilir bir enerji ile kurulan bir Dunya mı, yoksa daha da hırpalanmadan bir an once o Dunya'yı kurtarmak mı?
Her şey cozulse bile Sahra ’dan sağlanan enerjiyi tum dunyaya yaymak oldukca guc.

Yukarıda bahsettiğimiz her sorun cozuldu diyelim. Peki kurulacak olan guneş panellerinin uretim maliyeti ve bu maliyeti karşılayacak olan devletler, şirketler karşımıza cıkıyor(ya da birileri gercekten karşılamak isteyecek mi?). Kurulacak olan guneş panellerinin buyukluğu ve cokluğu duşunulduğunde maliyeti gozlerimizi kamaştırsa da bir elin bu taşın altına gireceğine olan inancımız elbette var.
Guneş panelleri kuruldu, adım adım hayalimizdeki enerjiye kapımız acıldı diyelim. Peki o enerji Sahra ’dan Turkiye ’ye, Sahra ’dan Amerika ’ya derken bu yolları nasıl aşacak? Bu yenilenebilen ve surdurulebilen enerji calışmasının uzun mesafe transferi icin kurulması gereken altyapı teknolojisi mumkun mu, mumkunse de yine bir maliyet krizi kapımızı calıyor olabilir mi? Pek tabii olabilir. Ya da bir başka acıdan baktığımızda Sahra ’dan enerji transferinin en basit ve kolay olduğu ulkelere donelim. Avrupa tamam, peki ya diğer bircok Afrika ulkesi enerjinin, ulaşımın maliyetini karşılayabilecek gucteler mi? Pek sanmıyoruz!
Belki de yenilenebilir ve surdurulebilir enerji dediğimiz şey, Sahra uzerinde gorduğumuz bir seraptır! Sahra Colu uzerinde yolculuğa cıktığımız, gozumuze bir serap gibi gorunen yenilenebilir ve surdurulebilir enerji calışmalarının sonuclarına baktığımızda iklim krizi, maliyet, transfer gibi bir turlu cozume ulaşamayan sorunlar karşımıza cıkıyor. Bu sebeple Sahra Colu ’ne hala guneş panelleri kurulabilmiş değil.
Ancak bilim insanları bu enerjinin sağlanabilmesi icin calışmalarına devam etmekteler. Bizler ise guneş panellerinin birgun Sahra Colu ’ne kurulacağı gune kadar enerjimizi evreni korumaya ve yaşatabilmeye yonelterek surdurulebilen ve yenilenebilen bir dunya kurmak icin cabalamaya devam edelim.
Kaynaklar: The Conversation, Top Luxury, RealLifeLore