Dermal Dolgular

Cildimizin dolgun, elastik ve canlı gorunumunu, yapısında doğal olarak bulunan elastin lifler, kollajen ve hyaluronik aside borcluyuz. Yaşa, yaşam koşullarına ve genetik faktorlere bağlı olarak zamanla cildimizin yapısında bulunan hyaluronik asit miktarı azalır ve cilt elastikiyetini kaybeder; ciltte kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelir.

Dermal dolgular; laboratuvarlarda tamamen sentetik olarak uretilebilir, hayvansal kaynaklardan uretilebilir veya bakteriyel fermantasyon sonucu uretilebilirler. Her dolgunun ceşitli avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır. Tabi ki hasta icin en uygun dolgu tipini belirleyecek olan kişiler doktorlarımızdır. Cilt dolguları (sentetik-hayvansal kaynaklı veya bakteriyel fermantasyon kaynaklı olsun) ceşitli amaclar icin kullanılmaktadır; Dudağın dolgunlaştırılması ve konturunun duzeltilmesi, goz cevresinde (kaz ayağı bolgesi)ndeki kırışıklıkların ağız cevresindeki kırışıklıkların ve alın kırışıklıklarının giderilmesi ve yuz konturunun duzeltilmesi (cene ve elmacık kemiklerinin gorunumunun değiştirilmesi ve yuzdeki genel cokkunluğun giderilmesi)vb.
Gunumuzde en cok tercih edilen ve en az komplikasyon riski barındıran dolgu yontemleri yağ enjeksiyonları (kişinin kendi yağının uzman bir hekim tarafından alınarak dolgunluk istenen bolgeye enjeksiyonu) ve bakteriyel fermantasyon ile uretilen hyaluronik asit bazlı dolgu enjeksiyonlarıdır.




Cildin doğal yapısı ceşitli dermokozmetik urunlerle, vitamin, mineral destekleriyle kısmen iyileştirilebilse de hyaluronik asit enjeksiyonları 1990’lı yıllardan beri bilinen ve surekli geliştirilen en etkili yontemdir. Hyaluronik asit nem verme ve su tutucu ozelliklerinden dolayı, ceşitli capraz bağlayıcı ajanlar ile retikuler forma getirilerek, capraz bağlı molekul yapısı desteklenir ve su tutucu ozelliği arttırılır. Hyaluronik asit bazlı dermal dolguların kalıcılığı; dolgunun kalitesi, dolgu yapılacak hastanın yaşı, cilt durumu, yaşam koşulları ve dolgunun yapıldığı bolge gibi faktorlere bağlı olarak 6-12 ay arasında değişmektedir. Tekrarlan dolgu enjeksiyonları ile kalıcılık arttırılabilir. Orneğin ilk defa dolgu yaptıran bir hastada kalıcılık 6 ay olarak gozlemlenmiş ise; 6 ay sonraki 2. uygulama sonrası kalıcılığın 9-12 ay olduğu gozlemlenmektedir.

Hyaluronik asit bazlı dolguların hangi bolgeye ve nasıl bir derinliğe (dermis tabakasına veya subkutan tabakaya) enjekte edileceği arzu edilen sonuc acısından son derece onemlidir. Molekul ağırlığı ve capraz bağ yapısına gore dolgu derinliği tayin edilmektedir; molekul ağırlığı daha duşuk olan ve capraz bağ yapısı yoğun olmayan dolgular dermis tabakasına enjekte edilirken, molekul ağırlığı daha yuksek olan ve capraz bağ yapısı yoğun olan dolgular subkutan tabakaya enjekte edilmektedir. Enjeksiyon yapılacak bolgeye en uygun urunun secilmesi ve doğru derinliğe, doğru miktarlarda enjekte edilmesi elde edilecek sonuc acısından son derece onemlidir. Doğru urunler, alanında uzman hekimler tarafından uygulandığında, hyaluronik asit bazlı dolgular ile edilen sonuclar oldukca başarılı ve tatmin edicidir. Hyaluronik asit bazlı dolgu uygulaması; komplikasyon riskinin son derece duşuk olması, istenmeyen bir goruntu (aşırı dolgunluk veya asimetri gibi) meydana geldiğinde radyofrekans ve hyaluronidaz enzimi destekleri ile goruntunun giderilebilmesi, uygulamanın 15-20 dakika (uygulama oncesi anestezi kremi ile sağlanan anestezi sureci dahil) gibi oldukca kısa bir surede sonuclanması ve etkinin hemen gozlemlenmesi acısından oldukca fazla tercih edilen bir antiaging yontemidir.