Oncelikle internet kullanımının yaygınlaşması nedeniyle internet kullanıcıları da kendi fikir ve duşuncelerini internet ortamında diğer kullanıcılarla paylaşma cabası icindedirler. Kimi zaman bu paylaşımlar kaliteli olsada kimi zamanda sadece yazmak icin yazan kullanıcılar da yok değildir.
İşte tam bu anda kişisel blogların onemi cok buyuktur. Cunku kişisel blogları bir sosyal medya, oyun vs. bloglardan ayıran en buyuk ozellik konu sınırlaması olmamasıdır. Her konuda fikir ve duşuncelerinizi kişisel bloglarda istediğiniz gibi paylaşabilirsiniz. Siyasetten tutunda sosyal medyadaki yeniliklere, kişisel yaşamınızdan tutunda izlediğiniz filmlere kadar.
Yaklaşık 2 senedir kişisel blog tutmaktayım. İlk yazılarım her ne kadar amator olsada şuan ki yazılarımın gelen tepkilere gore cok fazla okunduğunu goruyorum. Peki nasıl oldu bu? İlk başlarda hic okunmasını istediğim icin yazmadım. Bloğuma gelen ziyaretci sayısı 50′yi gecmezdi. Buna rağmen yazmaktan vazgecmedim. Ozellikle kendi yaşamımdan bir şeyler paylaştım. Unutmayın, okuyucularınız sizin yaşadıklarınızı her zaman merak ederler. Bu genelde de boyledir. Bir insan bir insanın ne yaşadığını her zaman icin merak etmiştir. Bazen beni uzen olayları, bazen mutluluklarımı yazdım bu bloğa. Zamanla daha fazla okundu. Haliyle okuyucularınız cok olunca sizinde yazma isteğiniz doğuyor. Burada dikkat etmeniz gereken en onemli şey yazmak icin yazmayın, iciniz dokun, bloğunuzla dertleşin, yaşantınızı anlatın. Emin olun faydasını goreceksiniz.
Okuyucularınız coğaldıkca sizin yazmak istedikleriniz de artıyor. Farklı alanlara doğru yonelmek istiyorsunuz. Mesela sizin ilginizi ceken bir film hakkında yorumlarınızı paylaşıyorsunuz ya da haberlerde konuşmasını gorduğunuz bir milletvekilinin sozlerinden hoşnut olmuyorsunuz ve bloğunuzda onu eleştiriyorsunuz. Elbette sadece yaşantınız hakkında yazmayacaksınız. Farklı alanlarda da yazacaksınız. Farklı alanlarda yazarken kesinlikle bilginiz dahilinde olmayan konulara değinmeyin, eleştiri yapacaksanız once eleştiri yapacağınız konuyu araştırın sonra eleştirin. Aksini yaparsanız ve okuyucularınız sizin yazdığınızın gereksiz olduğunu duşunurse o okuyucuyu kaybedersiniz. Okuyucu bloğunuza etki eden en onemli etkenlerden biridir.
Yazdıklarınıza, eleştirilerinize, yorumlarınıza zıt duşen okuyucularınız elbette olacaktır. Boyle olması bloğunuzun bir yerlere geldiği veya geleceğinin işaretidir. Okuyucularınızla sizin yazdıklarınız zıt duşebilir fakat sizin okuyucularınızla zıt duşmemeniz gerekir. Kesinlikle kendinizi beğenmişlik yapmayın. Okuyucularınızdan ustun gormeyin. Okuyucularınız her zaman icin sizden ustundur. Hani dukkanlarda goruruz, muşteri velinimettir diye. Aynen oyle yaklaşın olaya. Okuyucularınız velinimetinizdir.
Ben bu blogdan ilk başta para kazanmayı hic duşunmedim. Fakat belli bir yere geldikten sonra hem host, domain giderleriniz artacaktır. Hem de para kazanmak isteyeceksinizdir. Bu en doğal hakkınız. Ozellikle benim gibi ne oğrenci ne calışan değilseniz.

Ama dediğim gibi bloğu kurdum hadi hemen reklam alayım demeniz sizin başlamadan bitirmenize neden olur. Bir ornek vermem gerekirse takip ettiğim bir webmaster forumunda bir konu gordum. Pagerank guncellemelerinden hemen sonra acılan bir konu. Arkadaş makale satışı yaptığını soyluyor. Google pagerank değeri olarak 3 vermiş bu arkadaşa. Bu arkadaşta 3 TLden makale satışı yapıyordu yanlış hatırlamıyorsam. Ustelik daha cok yeni bir blog ve diğer değerleri onemsenmeyecek kadar azdı. Hem piyasayı hem kendini olduruyordu. Eğer sitenize reklam alacaksanız aldığınız reklam kesinlikle okuyucularınızın yazdıklarınızı okumasını etkilememeli. Yazı aralarına veya yazının okunmasını engelleyecek bolumlere reklam almayınız. Pop-up reklam almayınız. Sitenin iceriğine zıt duşen reklam almayınız.
Okuyucularınız bu yazıları yazan kişiyi tanımak isteyeceklerdir. Cunku kim olsa paylaşılanları kimin paylaştığını bilmek ister. Bloğunuzda kesinlikle kendinizi tanıttığınız ozel bir sayfa olsun. En azından 3 paragraflık bir yazı yazın. Ne seversiniz, ne icersiniz, nerelere gidersiniz vs. bilgileri yazın. Tabi ki fazla abartıya kacmayarak. Aksi halde okuyucularınız sıkılır ve sizi tanımaktan vazgecer.

Bence kişisel blogların en buyuk eksikliği dilimizi doğru şekilde kullanmamalarıdır. Yazılarınızda kesinlikle Turkceyi duzgun kullanınız, noktalama işaretlerine uyunuz. Bu hem yazılarınızın anlaşılmasını kolaylaştırır hem de okuyucularınız sizin o yazıyı yazarken ciddiyetinizi anlar.
Yazdıklarınızın okunması icin okuyucularınız blogunuzda ferah bir tema gormek isteyeceklerdir. Ferah temadan kastım ise karışık olmayan her şey yerli yerince olandır. Okuyucularınız aradıklarını anında bulmalılar. Bloğunuzun temasının okuyucularınızın seveceği bir tema olmasına ozen gosteriniz. Temanın okuyucularınıza etkisini unutmayınız.
Kişisel bloğunuzu forumlarda site tanıtım bolumlerinde tanıtınız. Bu okuyucu sayısının artmasına ve sitenizin belli yerlere gelmesine en buyuk etkendir. Bloğunuzu tanıtırken kesinlike sade bir dil kullanınız, ciddi olunuz, icli dışlı bir anlatım kullanmayınız. Sosyal medyayı kullanmayı unutmayınız. Etkisini en kısa surede goreceksiniz.
Yukarıda uymanız gereken belli başlı etkenleri kalın harflerle yazdım. En onemlisini tekrar soylemek istiyorum. Kesinlikle yazmak icin yazmayınız.
Kaynak: http://www.usluer.net/kisisel-bloglar-hakkinda/