Turkiye ’de ise cok sayıda insan, evindeki musluktan su icmeyi tercih etmiyor. Bu sebeple de ya arıtma cihazlarına ya da ambalajlı sulara yoneliyorlar. Ustelik bunlar da ekstra harcama yapmamıza sebep oluyor. Peki musluk suları icilemez durumda mı?
Musluk suyunun, icilebilmesi icin birtakım işlemlerden gecmesi gerekiyor.

Dunya Sağlık Orgutu, ilk kez 1958 yılında Uluslarası İcme Suyu Standartları adıyla bir bildiri yayımlamladı. Sonraki yıllarda ise bu bildirinin uzerinde birtakım değişiklikler yapılarak gunumuzdeki halini aldı. Ulkemizde de şebeke sularının kaynağını ve dezenfeksiyon işlemini belediyeler, denetimini ise Sağlık Bakanlığı gercekleştiriyor.
Ulkemizdeki şebeke sularında bulunması gereken değerler ise DSO tarafından paylaşılan verilerle aynı olacak şekilde belirlenmektedir. Suyun dezenfeksiyonunda kullanılan bazı maddeler ise kafa karışıklığına sebep olabiliyor. Orneğin cok zararlı olduğunu duşunduğumuz klor gibi...
Musluk sularının klorlu olması ise sanıldığı gibi zararlı değil. Şebeke sularının icme suyuna donuşturulmesi icin klorlanması oldukca onemli bir işlem. Ancak bircok insan, klorun sağlığa zararlı olduğuna ve bu yuzden musluk suyu icilmemesi gerektiğine inanıyor.
Suda bulunan klor miktarı oldukca dikkat edilmesi gereken bir nokta. Zira belirli bir değerin uzerinde veya altında olmaması gerekiyor. Klor miktarı fazlalaştığında bu durum zamanla insan sağlığına zarar verebilir. Bunun yanı sıra klor seviyesi cok duşuk kaldığında da sudan hastalık kapma riskiniz artabilir. Yani suda bulunan klor, belirlenen duzeyde olduğu surece sağlığa zararlı değil; aksine faydalıdır.
Sularda klor kokusu olması normal mi?

Musluğunuzdan bir bardak su doldurup icmek istediğinizde icerisindeki klorun kokusunu veya tadını aldığınız olmuştur. Bu koku veya tadı almanızın sebebi, şebeke sularına klor eklemesinin yeni yapılmış olması olabilir. Ancak biraz once de bahsettiğimiz gibi, bu klor duzeyi insan sağlığına zarar vermez.
Nitekim sistemin icindeki klor, zamanla dengelenir ve sudaki kloru daha az hissetmeye başlarsınız. Tabii koku ve tat duyularınız bu duruma bir sure sonra alışacağı icin de bir sure sonra daha az rahatsızlık duymaya başlarsınız.
Hala rahatsız oluyorsanız da klorun kokusunu ve tadını bastırmak icin yapabileceğiniz birkac şey var.

Ceşmenizden doldurduğunuz suyu ağzı acık bir şekilde dolabınızda en az birkac saat bekletmek, klor kokusunun dışarıya cıkmasında yardımcı olacaktır. Aynı zamanda musluğunuzun soğuk tarafını kullanmanız da tesisatınızdan gelebilecek bakır, kurşun gibi maddelerin emilim olasılığını azaltır.
Musluk suyunun tadı 'garip' mi geliyor? Cunku musluk suları, diğer sulardan farklı işlemlerden geciriliyor. Ambalajlı suların buyuk bircoğu klorlanmıyor, arıtma sular ise suyun icindeki cok sayıda maddeyi ayrıştırıyor. Farklı işlemlerden gecirilen, farklı yontemlerle muhafaza edilen suların tadının farklı olması da oldukca normal. Surekli olarak tukettiğiniz suyun tadına alıştığınızda ise musluk suyunun tadı ‘garip ’ geleceği icin bu alışkanlığınızdan vazgecmeniz oldukca zor oluyor.
Gunumuzde de bircok insan bırakın musluk suyuna gecmeyi, farklı bir marka su tuketmekten bile hoşlanmıyor. Yani bu noktada alışkanlıklarımız da musluk suyu tuketimimizi buyuk olcude etkiliyor.
Peki hala neden musluk suyu icen insan sayısı cok az?

Genellikle buyuk şehirlerde yaşayan insanlar, su arıtma cihazı kullanmaya veya ambalajlı su tuketmeye fazlasıyla alışmış durumda. Ancak bu şekilde tuketilen suların buyuk bircoğu klorlama işleminden gecmiyor. Yani temiz olduğuna inandığımız bu sular bile yeterince masum değil.
Ustelik defalarca kez kullanılan damacanaların icine konulan sular tehlikeli bile sayılabilir.
Nitekim bircok şehrimizde durum boyle olmasa da musluk sularına karşı giderek artan bir guven sorunu var. Şebeke sularının dağıtımı sırasında oluşabilen birtakım problemler de bu guven sorununun buyuk bir parcası. Bu haberler nedeniyle de yetkililerin 'guvenli' dediği sularımıza karşı yaşadığımız tereddutler bir turlu son bulmuyor. Sonuc olarak yine guvendiğimiz tuketim alışkanlığımıza devam ediyoruz.
Ancak tek sorun alışkanlıklarımız olmayabilir.

Evlerimize gelen suların %49 ’u barajlardan, %28 ’i kuyulardan, %19 ’u su kaynaklarından, %2 ’si gollerden ve kalan %2 ’si ise akarsulardan temin ediliyor. Suyun alındığı kaynaktan evinize geldiği kısımda ise bircok işlemden geciriliyor ve standartlara uygun hale getiriliyor olsa da tehlikeler bununla sınırlı kalmıyor.
Zaman zaman şebeke sularının dağıtımı sırasında yaşanan sorunlar nedeniyle musluğunuzdan kirli su gelebilir. Aynı zamanda evinizin veya oturduğunuz binanın su tesisatının bakımları yapılmadıysa birtakım zararlı maddeler suyunuza karışabilir. Bu sebeple tesisatlarınızın bakımının yapıldığından emin olmanızda da fayda var.
Peki siz icme suyu olarak ne kullanıyorsunuz? Evinizin musluğundan su icmeyi tercih ediyor musunuz? Yorumlarda buluşalım...
Kaynaklar: Dunya Sağlık Orgutu, Department of Health