Bi otomobil tamircisi ılık ilkbahar gecelerinden birinde evine giderken yolun kenarında bi araba ve arabanın başında da patlayan lastiği değiştirmeye calışan iki guzel kız gormuş. Yardım amacıyla kenara yanaşmış. Ama istepne de patlakmış maalesef. Adam, “Bu saatte bunu tamir etmek imkansız. İyisi mi ben sizi evinize bırakayım, yarın bir caresine bakarız” demiş.

Evin onune geldiklerinde kızlar adamı bi fincan kahve icmek icin evlerine davet etmiş. Ev, bi apartmanın 7. katında, hoş bi daireymiş. İstepneyle uğraşırken elleri kirlendiğinden eve girer girmez adam banyoya gidip ellerini yıkamış. Bu arada OMEGA marka saatini de kolundan cıkarıp, aynanın onune koymuş. Kızlardan birinin, “Kahve hazır” diye seslendiğini duyunca hemen ellerini kurulayıp banyodan cıkmış. O aceleyle de OMEGA marka saatini cıkardığı yerde unutmuş.


Kızların sohbeti cok keyifliymiş. Grup vaktin nasıl gectiğini anlamamış. Sonunda adam geceyi kızların evinde gecirmiş. Sabah da 7’de kalkıp işe gitmiş. Tamirhanesine vardığında saatini kızlarda bıraktığını farketmiş, “İyi bari, kızları tekrar gormek icin bahane olur” diye duşunmuş.


Akşam iş bitimi saatini almak icin kızların evine gelmiş ama kapıcı bahsettiği kızların artık o dairede yaşamadıklarını soylemiş. Bu iki talihsiz kız 3 hafta once trafik kazası gecirip olmuşlermiş meğer. Şu an da, adamın onları ilk gorduğu yere cok yakın olan bi mezarlıkta yatıyolarmış. Tamirci duyduklarına inanamamış, “Nasıl olur? Ben dun akşam evlerinde onlarla beraberdim” demiş. Kapıcı bunun imkansız olduğunu soyleyerek adamı, kapısı avukat tarafından muhurlenmiş dairenin onune goturmuş.


Adam cok meraklanmış taabi. Ertesi gun avukata gidip durumu anlatmış ve beraberce kızların dairesine gelmişler. Muhuru acıp iceri girmişler. Adam doğruca banyoya gitmiş. OMEGA marka saat aynanın onunde bıraktığı gibi duruyormuş.