

Âşığın Gozyaşı Gul Renginde Akar
Gul. DivÂn şiirinde en cok sozu edilen cicek, guldur. Sevgilinin yuzu ve yanağı ile sıkı munasebeti vardır. Bazan Gul bunlara; bazan da bunlar Gulebenzerler. Gerek koku, gerekse renk bakımından cok guzel olan Gul, daima tazedir.Bu yonuyle bağın, cemenin ve baharın vazgecilmez bir ogesidir. Bizzat kendisine mahsus gulistan, gulşen ve GullzÂr vardır. Hatta ona bazen sultan olarak da rastlarız. Baharın diğer adının gul mevsimi oluşu da gule verilen onemden ileri gelir Gulyetiştirmenin cok zahmetli bir iş oluşu onun Âdet nazla beslenip buyumesi şeklinde ele alınır.
Gul un acılması apayrı bir olaydır.O, seher vaktinde sab yelinin parmaklarıyla acılır. Onun acılması bir neşe ve sevinc belirtisidir. Cunku Gulacılınca bahar gelir, eğlence başlar. Gulun handÂn oluşu da yine onun acılması, cÂk- ı girîban eylemesidir. Gulbu kadar guzel ve cekici olmasına rağmen cok cabuk solar. Yani gecicidir. Tıpkı Âşığın omru gibi cabucak geciverir.
Sab yelu Gulun yapraklarını yavaşca aralar ve kokusunu her tarafa yayar. Ancak sonbahar yeli onun icin felakettir. Onun perişÃ‚n olmasına, dağılmasına neden olur.Gulun suya olan ihtiyacı her cicekten fazladır. Sık sık sulanmalıdır. Kokleri su icinde olursa daha guzel yetişir. Bu nedenle guller su kenarlarında bulunur ki “hurrem” oluşu buradan gelir.Bazan gul yaprakları ciğ tanesiyle birlikte gorulur.
Butun bunların hepsi bir yana Gul ile bulbul’un aşkları dillere destandır.Gul, bulbulun sevgilisidir.Âşık da sevgili denen Gul karşısında şakıyıp duran bir bulbuldur.Gul ile bulbulun bu hikayeleri İslam – Şark edebiyatlarını cok etkilemiştir.Hatta “Gulu Bulbul”adlı alegorik,mustakil eserler bile yazılmıştır.
Gulun dikeni aşığın rakibidir. Ancak Gul ile diken iyilik ve kotuluk, kolay ile zor, dost ile duşman vs. zıtlıkların timsalidir.
Gullun yaprağı anılınca defter,divÂn, tomar,varak,yazı ile ilgili eşya akla gelir. Sab yeli yavaş yavaş bu defterin sayfalarını cevirirken bulbul ondan letÂif oğrenir ve şÃ‚ir, sevgilideki yanağın ovgusune başlar.Utanan kişinin yuzunun kızarıp guul rengini alması dolayısıyla gul daima utangac ve hay sahibi olarak ele alınır.Gulun toprağa yakın fidanına dÂmen-i Gul denir ki yanında menekşe, sunbul ve susen bulunur.Bunlar Âdet gulun eteğine yapışmışlardır.Gullerin destelenmesi, toplanması ayrı bir husustur.
Gul aynı zamanda Cennet ciceğidir.İbrahim Peygamber ateşe atılınca gul bahcesine duşmuştur.Bazan sevgiliye Gul denir ve onun her haliyle lGul oluşu anlatılır.Onun endÂmı, guzelliği ,teri,dudağı,kulakları,yanakları,eli,bileği vs. gulde bulunan ozellikle ilgilidir.Âşığın goz yaşı da gul renginde akar.Bazan Gul ,rengi ve şekli yonunden yakut bir koşke benzer.B azan da ateş, cerağ, şarap ve la’l olur.DivÂn şiirinde gul ile ilgili teşbih ve mecazların sonu gelmez. ŞÃ‚ir her bakımdan bu guzel ciceği anar.
Suya versin bÂğbÂnGul zÂrı zahmet cekmesin
Bir gul acılmaz yuzun teg verse bin GullzÂre su
Fuzûlî
IsKeNDeR PaLa