Anneciğim. hep sana seni ne kadar sevdiğimi, kucucuk yureğindeki kocaman yerini anlatmak istedim. Ama başaramadım. Cunku hic anlamaca-calışmadın. Bir gun sana bahceden cicek topladım. Bardağa koydum sana getiriyordum ki. bardak birdenbire elimden duştu, kırıldı. Cicekle sana sevgimi anlatacaktım. Kırılan bardak icin o kadar cok bağırdın ki bir daha kimseye cicek vermemeye yemin ettim.
Anne, benim kucucuk yureğimde herkesi sevecek kadar yer vardı. Ben herkesi cok seviyordum. Ama sen insanların hep kotu olduklarını, onlara guvenilmemesi gerektiğini soyledin. Ben de artık insanları sevmiyorum...
Anneciğim, bir turlu kucuk kafam almıyor, bana başkasına vurmayı sen oğrettin. Ben doğduğumda vurmayı bilmiyordum ki, neden şimdi kardeşime vurmama kızıyorsun. Ben ona vurunca elime vuruyorsun.
Anne, babamı hic sevmiyor musun? Hep beni onunla korkutuyorsun, onu sevmemi istemiyor musun?
Ben birşeyi bağırmadan istersem vermiyorsun. Bağırarak istersem veriyorsun, o yuzden ben de hep bağırarak, ağlayarak istiyorum. Hem de dediğini yapmak icin bağırmanı bekliyorum. Biliyor musun seni bağırtmak hoşuma gidiyor. O zaman benimle ilgilendiğini duşunuyorum,
Anne sana guzel bir haberim var: Artık yemeklerimi yiyeceğim. Bir an once buyumek istiyorum. Neden mi? Seninle konuşurken yukarılara bakmaktan bıktım. Artık boynum ağrıyor. Eğer buyumem daha cok surecekse, neden sen comelerek benimle konuşmuyorsun? O zaman kendimi daha iyi hissedeceğim. Konuşurken gozlerini gormek istiyorum. Gozlerinin derinliğinde sevildiğimi anlamak istiyorum.
Anneciğim, neden o cok sevdiğin arkadaşlarının cocuklarına kendi eşyalarını vermiyorsun? Onlara oyuncaklarımı vermekten hoşlanmıyorum. Oyuncakları bana mı, yoksa arkadaşlarının cocuklarına mı alıyorsun? Onlar kırınca kızmıyorsun, ben kırınca “Sende hic insaf yok mu?” diye. beni cezalandırıyorsun. Artık ona da cozum buldum, kırınca saklayacak, başkaları kırmış gibi. misafirler gelince sana gostereceğim.
Anne beni neden dinlemiyorsun? Benim cizgi film kahramanlarım, kırılan oyuncağım, kaybolan kalemim neden seni ilgilendirmiyor? Beni de senin şefin, arkadaşının yeni aldığı canla ilgilendirmiyor... Onları dinlemek istemiyorum. Senin beni dinlemem, onların benim icin ne kadar onemli olduğunu anlamanı istiyorum. Sadece buyuklere ait şeyler mi onemlidir?
Anne. yeni bakıcımı hic sevmedim. Saclarımı senin taradığın gibi taramıyor, bana eski bakıcımın baktığı gibi şefkatle bakmıyor. Anne sen neden bana şefkatle bakmıyorsun?
Anne. evdeki eşyaları, sehpayı, kul tablalarını, televizyonu kıskanıyorum, onları kırmak, yok etmek istiyorum. Onlar olmazsa beni daha cok seveceğini duşunuyorum. Hem de rahatca, onları kırına korkusu olmadan evin icinde koşup oynayabileceğim. Onları temizlemek icin ayırdığın vakti bana ayırmıyorsun. Demek ki onları benden cok seviyorsun.
Anneciğim, evde oynamaktan bıktım. Dışarılarda koşup oynamak, minik su birikintilerine ayaklarımı sokmak, dokerek pasta yemek, elimle makarna yemek, ayranı ustume dokmek istiyorum. Anne ben yaşamak istiyorum. ‘Yapma’ların, ‘etme’lerin olmadığı, sevginin cok olduğu, annelerin cocuklarını anladığı bir yer istiyorum. Cok buyuk değil, yureğim kadar bir yer istiyorum. O yeri bulmak icin buralardan gitmek istiyorum. Belki bir kuşun kanadında, belki bir ciceğin yaprağında belki de bir balığın akvaryumunda...
Anneme Mektup
Garip Olaylar0 Mesaj
●54 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Garip Olaylar
- Anneme Mektup