*On dokuz yıl evveldi.**
Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim. Geceydi. Sabahleyin, traş olmak icin lavaboya
gittiğimde, aynanın yanında ilginc bir not gordum. Lutfen diyordu, traştan sonra jiletinizi cope atmayın. Yanda bir kutu var,oraya bırakın. Bir tek jiletle dahi olsa, İsvec celik sanayisine yardımcı olun.Doğrusu hayretler icinde kaldım. Cocukluğumdan beri celik eşya
denince akla İsvec celiği gelir. Bircok eşya uzerinde" İsvec celiğinden yapılmıştır" diye yazardı. İste o ulke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile cope gitmesini istemiyor, ona sahip cıkıyor,gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu. *
*İsvicre'de zaman zaman, belli periyotlarda, radyolar, televizyonlar, bir haberi duyurur.
Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz lutfen hazırlığınızı yapın.**
Okumadığınız,ilgilenmediğ iniz, kullanmadığınız ne kadar kitap,dergi, gazete varsa, kÂğıt, ambalaj,kutu varsa, velev ki, bir ilac prospektusu dahi olsa, kapının onune koyun.
İsvicre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağac ziyanına engel olun. *
*Japonlar son derece sade, basit,yalın mutevazı yasayan insanlardır. Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara gore ruhen tekamul edememiş , hayatın manasını anlayamamış , zavallı kimselerdir. Boyleleri ile, zavallı, evini mezat salonuna cevirmiş diye eğlenirler.
Bir insanin gosteriş icin eşyanın esiri olması ne kadar acıdır. Vaktiyle Japon ekonomisi bir
darboğazdan geciyor. İc borclar,dış borclar gırtlağı aşıyor. Zamanın başbakanı meclisi
toplar. Kursuye cıkar. Durumu olanca acıklığı ve tehlikeleri ile anlatır ve su andan itibaren der,
Tanrı şahidim olsun ki, Japonların ic ve dış borcları son kuruşuna kadar odenmeden, pirincten başka bir şey yemeyeceğim. Su ustumdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim. Dediklerini yapar, en ustten en alta bir israftan kacınma kampanyası acılır. Japonya butun borclarını oder. Bu durumun toplumun butun kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını soylemeye gerek yok. Gecenlerde Japon imparatorunun sarayını gordum. Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mutevazı, ne kadar gosterişten uzak...
*Gerekmediği halde elektriği yakmakla, Suyu kapamadan bos yere akıtmakta, Gece camurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, Yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına gecmiyor muyuz?
*Hayat cok ince, akil almaz incelikte ipliklerle orulmuştur. Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki, İlkokul okuma kitabımızdaki bir sozu hic unutmadım.
Bir mıh bir nalı kurtarır. Bir nal bir atı,bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu,
bir ordu bir ulkeyi kurtarır diyordu..
Maddi durumumuz ne olursa olsun, ister zengin olalım, ister fakir, hepimiz cok dikkatli olmak
zorundayız. Bunda parayı da, maddiyatı da aşan buyuk bir edep ve incelik vardır.
On dokuz yıl evveldi
Garip Olaylar0 Mesaj
●43 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Garip Olaylar
- On dokuz yıl evveldi