Ana başa tac imiş, her derde ilÂc imiş
Bir evlÂt pir olsa da, anaya muhtac imiş"

Canım Annem;
Korkularımda sığındığım kucağın, golgen yok yanımda. Nefesin dolaşmıyor saclarımda. Ellerin, bereketli ellerin, okşamıyor yanağımı. Sıcacık bakışlarının dokunmadığı iklimlerde uşuyorum. Uzaklardayım, sensizim. Hasretin icimde bir yanardağ anne...

Ah, bir bilsen anne; seni, cocukluğumu, okul gunlerimi nasıl arıyorum. Sen bir yandan kahvaltımızı hazırlar, bir yandan da seslenirdin, "haydi kalkın, gec kaldınız". Biz seni kızdırmak icin derin uyku pozlarında yorganın icine gomulurduk. Ama aklımız hep sobanın uzerinde kızaran tereyağlı ekmeklerde olurdu...

Bazen uc kardeş seni kızdırmak icin cete kurardık. Her seferinde terliklerle dağıtırdın bu ceteyi. Yine, bir kere daha, kedi gibi eteklerine dolaşsam, yine yaramazlık yapsam ve sen yine terliklerini kullansan. Sahi, kardeşlerimle sana aldığımız ilk anneler gunu hediyemiz de bir cift terlik değil miydi? Hasretin icimde bir umman anne...

Kucuk kardeşimin gunlerce olume yakınlaştığı hastahane gunlerini hatırlıyorum. Bir cınar gibi, sadece sen ayakta kalmıştın ailemizde. Serapa umuttun onumuzde ve icimizde. Acının bizi dağıttığı zamanlarda, kanatlarının altında titreyen bizlere hayatı anlatır, daha cetin, daha dayanılmaz gunlere hazırlardın. Senin icin de kolay değildi. Sana soylemesem de, geceleri nasıl bitirdiğini kan canağına donmuş, şişmiş gozlerinden anlardım. Hasretin icimde bir yanık turku anne...

Beni gurbete ilk uğurlayışın tullendi gozlerimde. Boynuna sarılıp ayrılırken, ciğerlerim sokuluyordu sanki. Senin yureğindeki depremi ise gozlerin anlatıyordu. Şimdi kalbimin en bana ait yerinde, bereketi yureğinin usaresiyle sulanmasından kaynaklanan, o gunun hatırası bir yurek cumlesi durur: "Allah kimselere mahcup etmesin."

Bilmem ki anacığım, oğlunun bugunlerini sezdin de mi soyledin? Şimdi sensizliğin ve Anadolu'dan ayrılmışlığın hicranının hukum surduğu uzaklarda, oğlun gibi yuzlercesi dunya cocuklarına, yani yarının dunyalarına Turkiye'mizi anlatabilmek ve sevdirebilmek sancısıyla acılmış yuzlerce okulda bu gaye icin terliyor.

Ana sutunden ve vatan toprağından aldıklarımızı "helÂl ettirebilmenin" insanı mest edici bir şekli olarak vurulduğumuz bu yolda, odaklandığımız nokta, ben ayrılmadan onceki son gece, yıllar evvel babam icin işlediğin ilk mendilinle beraber, ozenle bavuluma koyduğun bayrağımıza mahcup olmamak...

Hasretin icimde bir koz, duaların ufkumda bir ışık anne...

Ellerinden operim...

Oğlun... Kazakistan'dan...