Peki bu durumun iş hayatıyla ne ilgisi var? Regl izni gibi bir gundem maddesi neden oluştu? Kadınlar bu donemde gercekten de calışmalarına dahi engel olabilecek semptomlar yaşıyorlar mı?
Regl oncesi ve regl donemini iceren ortalama 10 gunluk surec, kadınlar icin oldukca sancılı olabiliyor.

Sancılı derken, gercekten sancılı… Şimdiye kadar yurutulen pek cok bilimsel araştırma ve kadınların deneyimleri gosteriyor ki regl oncesi ve regl doneminde kadın bedeninde yaşanan değişimler, gunluk aktivitelerini ve iş/sosyal yaşamlarını engelleyebilecek boyutlara ulaşabiliyor.
Bu da kadınların regl doneminde izin alarak semptomları atlatabilmesi gerektiği konusunu gundeme getiriyor. Ulkemizde de donem donem tartışılan bu konu son olarak gectiğimiz gunlerde CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın hazırladığı Devlet Memurları Kanunu ile İş Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile gundeme geldi. Eğer kanun teklifi yasalaşırsa kadın memur ve işciler, regl başlangıc tarihinden itibaren ayda bir iş gunu izinli sayılacak.
Peki regl doneminde tam olarak ne oluyor? Sinirlilik/duygusal olarak hassaslaşma Anksiyete hali Gerginlik Dikkat dağınıklığı/odaklanma sorunları Uyuşukluk hali/halsizlik İştahta yaşanan değişimler Uyku duzeninde değişiklikler Kasık bolgesinde zaman zaman cok yoğunlaşan ağrı ve kramplar Vucutta odem Memelerde gerginlik, şişlik ve ağrı Ses ve kokuya aşırı hassasiyet Kabızlık/gaz sancıları

Sağlıklı bir regl sureci icin belirlenmiş bazı ortalama gun sayıları var. Orneğin sağlıklı bir regl dongusu 28-35 gun arasında tekrarlanır. Bu dongu tamamlandıktan sonra, regl donemi ise 2-8 gun arasında değişen gunler boyunca devam eder. Yukarıda saydığımız etkiler, kadından kadına değişiklik gostermekle birlikte reglin başlangıcından yaklaşık bir hafta once kendini hissettirmeye başlar.
Regl başlamadan onceki yaklaşık bir haftalık surece genellikle PMS denir. Bir kısaltma olan PMS, aslında premenstrual sendrom/ regl oncesi sendromu olarak bilinir. PMS doneminde kadınlarda memelerde şişlik ve ağrı, gerginlik, mutsuzluk, iştahta değişim gibi yukarıda da saydığımız semptomlar baş gosterir. Ardından reglin hemen oncesinde şiddetlenerek regl surecinde devam eder.
Tum bu semptomlar her kadında ve surekli goruluyor mu? Bu soruya cevabımız hayır. Her kadının regl doneminde deneyimlediği semptomlar ve bunların şiddetleri farklıdır. Hatta aynı kadın icin bir onceki regl donemi ve bir sonraki regl donemi arasında bile farklılık olabilir.
Bir regl doneminde başa cıkılması guc, yatağa kapanıp ağlayarak gecmesini bekleyeceğiniz turden yoğun kramplar, ağrılar olurken ancak psikolojik acıdan daha stabilken sonraki regl doneminde hicbir belirti gostermeden rahat bir regl sureci gecirebilir ya da hic ağrı yaşamamanıza rağmen psikolojik olarak daha hassas olabilirsiniz.
Ancak kimi kadınlarda bu semptomlar surekli tekrar edip iş/okul/gunluk yaşam dengesini ciddi oranda etkileyebilir. Bu noktada kadınların doktor gozetiminde tedavi olması gerekebilir.
Şimdi esas sorumuza gelelim; bu surecte 'regl izni' neden gerekli? Dunyada ne gibi ornekleri var?

Dunya uzerinde en uzun suredir regl izni verilen ulke Japonya. Aynı zamanda Endonezya, Tayvan ve Guney Kore'de de farklı koşullarda 'regl izni' var. Ancak ne yazık ki kadınların buyuk coğunluğu bu izni gonul rahatlığıyla kullanamıyor. Gerekce ise erkek yoneticilerden izin istemekten cekinmek ya da yasal olarak hak olmasına rağmen regl izni sebebiyle işte sorun yaşamak.
Avrupa'da ise İtalya gectiğimiz yıllarda bu konuyu değerlendirmişti ancak bir sonuca bağlanmadı. Gectiğimiz aylarda ise İspanya regl iznini kanunlaştıran ilk Avrupa ulkesi olmak uzere onemli adımlar attı. Ulkeler dışında ise dunya genelinde pek cok şirketin bu turden uygulamaları bulunuyor.

Regl izni, sureci sancılı atlatan kadınlar icin gercekten bir ihtiyac. Toplumumuzda ve pek cok toplumda bir tabu olan regl konusunda ozellikle de erkek yoneticilerden izin istemek ya da durumu acıklamaya calışmak oldukca zor olabiliyor. 'Doktor raporu gerektiren bir rahatsızlık' olarak ağrıları kanıtlamaya calışmak ise yersiz ve yorucu bir surec.
Bu sebeple bunun kanunlarla korunan bir hak haline gelmesi oldukca onemli. Ancak tabii ki tek başına yeterli değil. Konunun farklı bir acıdan ele alınarak doğurabileceği sorunları da iyi değerlendirmek ve yalnızca 'izni verdik, bitti gitti' demek yerine regl gorunurluğunu artırarak bunun bir tabu halinden cıkmasına yardım etmek gerekiyor.
Sonucta, kanunlarla korunan bir hakkı olsa da, eleştirileceğini, suclanacağını ya da işinin zarar goreceğini hissederse hicbir kadın bu hakkı kullanmak istemeyecektir… Umuyoruz ki ulkemizde de bu konu uzmanlarca her acıdan en doğru şekilde değerlendirilerek tum kadınlar icin tatmin edici bir surecle sonuclanır.