beklenen sevgili...
Garip Olaylar0 Mesaj
●52 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Garip Olaylar
- beklenen sevgili...
-
20-09-2019, 01:06:26
Genc adam kollarında bir buket cicek, sahile koşarak geldi. Gozleri şoyle bir sahilde gezindi, aradığını goremeyince ilk gorduğu banka oturup sevdiğini beklemeye başladı.
Ellerinde yine her zamanki ciceklerden vardı.
Sevgilisinin en sevdiği cicekler bunlardı. Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı guller...
Sanki dalından yeni koparılmış gibi
tazeydiler. Buram buram sevgi kokuyor,
aşk kokuyor en onemlisi de
ozlem ve hasret kokuyordu guller...
Hepsinin uzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler. Genc adam gullere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi,
"Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi. Az sonra sevdiğini
goreceği icin kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı. Ne zaman onu duşunse,
onunla buluşacağını hayal etse
kalbi hep boyle yerinden cıkacakmış
gibi oluyordu. Senelerdir birbirlerini sevmelerinde rağmen ikisi de
sevgisinden hic birşey kaybetmemişti.
Onları hic birşey ayıramazdı... Ne hasret,
ne ayrılık, ne de olum...
Genc adam telaşla saatine baktı. Sevdiği
yine 1 dakika gec kalmıştı. Ustelik o,
sevdiğini bekletmemek icin dakikalarca
once koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu. Oysa o, her zaman kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru
olurmuş diye duşundu. Ve gozlerini
onundeki ucsuz bucaksız denize dikti...
Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği
kıza olan aşkı gibi denizin de sonu yoktu. Sonsuzluğa uzanıyordu... Aslında bugun onlar icin cok ozel bir gundu. Kendi
aralarında sozleneceklerdi. Delikanlı once bunu sevdiğine acmış, sonra da gidip
2 tane yuzuk almıştı. Bu kadar onemli bir gunde bari, onu bekletmemeliydi. Ama
alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye duşundu. Gullerin yaprakları nedense hÂl yaşlı idi.
Bir turlu anlamıyordu onları. Herşey bu
kadar guzelken neden ağlıyorlardı ki?
İşte az sonra sevdiği gelecek, ona
sarılacak, kucaklaşacaklardı...
Sonra soz yuzuklerini takıp, evliliğe
ilk adımlarını atacaklardı. Genc adam
oyle heyecanlıydı ki, sevdiğine
kavuşmak icin can atıyordu...
Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp,
ucuşan martılara... Ne kadar guzel dansediyorlardı havada.
Tekrar saatine baktı genc adam. Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi
yine gec kalmıştı, hem de cok... Bu kadar
gec kalmaması gerekiyordu.
İşte hergun burada buluşmak icin sozleşmiyorlar mıydı? Her gun sahilde, martılara bakarak, denizin onlara
anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine
soz vermiyorlar mıydı ? O zaman neden gelmemişti yine ?? Aklına kotu
duşunceler gelmeye başladı. Hayır! Hayır, olamazdı. Sevdiğine birşey olamazdı.
Onsuz hayat yaşanmazdı ki...
O olse bile devamlı benimle yaşar diye duşundu genc adam. Bunun
duşuncesi bile hoş değildi.
Gozlerini yere indirdi. Gozyaşlarını
kimsenin gormesini istemiyordu.
Zaten nedense etrafındaki insanlar
ona sanki kacık gibi bakıyorlardı.
Rahatsız olmaya başladı bakışlardan.
Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi geldi aklına...
Neden gelmedi acaba diye duşunmeye başladı. Gozlerini kapattı. 7 sene oldu
dedi. 7 senedir hergun bu sahildeydi. Sevdiğini bekliyordu. Daha fazla
dayanamadı. Kalbi parcalanacak gibi oluyordu. Gozlerinden bir damla yaş
daha gullerin uzerine damladı. Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun
evine gideyim diye mırıldandı...
Hic olmazsa gulleri her zamanki gibi
yanına koyar, ona vermiş olurdu...
Genc adam ayağa kalktı, sevdiğiyle
buluşmak uzere, yeşil tepenin ardındaki
kabristana doğru yurumeye başladı...