Bir şehrin en zengini olduğunde, tellallar sokaklara dokulup;
"Ey ahali",diye bağırmışlar. "Biliyorsunuz Veli efendi oldu. Bir vasiyeti
var.Ahiret hayatına alışabilmek icin, kendisine bir gunluk yardımcı
arıyor.Kim ki, mezardaki ilk gecesini onunla beraber girerse, Veli
Efendiye ait servetin yarısı kendisine verilecektir.

Ey ahali,duyduk duymadık demeyin....Tellalların butun cabasına rağmen kimse bu parlak, fakat
korkulu vasiyete kulak vermemiş. Ama sonunda, şehrin en fakir sırt hamallarından
birisi cıkmış ortaya. Adamcağız bakmış ki, hayatta zaten
sırtındaki kufesinden ve ipinden başka bir şey yok. O halde "hamal olarak yatıp, ertesi
sabah zengin olarak kalkarım" diyerek razı olmuş...Genişce bir
mezara,iyice kefenlenen zengini ve yanına hamalı yatırmışlar.Az
sonra sual melekleri gelmiş. "İkisi de bize emanet" diye konuşmuşlar. "Zengin nasıl olsa
kalacak, şu hamaldan başlayalım."
Sormuşlar;
- "Dunyada malın mulkun var mıydı?"
- "Alay etmeyin" demiş, hamal. "Sırtımdaki kufeden ve ipten
başka hic bir şeyim olmadığını siz de bilirsiniz."
- "Peki diye eklemiş melekler, "o ipi ne karşılığında aldın?
Sonra kufeyi ne iş gordun de nasıl elde ettin?"
Anlatmış hamalcağız.
- "Beş kişinin malını 10 kuruşa taşıdım. İkisini yedim,
sekizini sakladım. Ertesi gun de ayni isleri yaptım. Yemedim icmedim,
ucuza taşıdım ve bunları aldım."Melekler- *Cık demişler, cık... Olmadı.... Hasan Efendi’den aldığın
para, hak ettiğinden cok duşuk. Biz ondan bunun hesabını soracağız.
Mehmet Efendiyle de ucuza anlaşmış ve ucuza taşımışsın...."

- İyi ama, diye cevaplamış hamal, hakettiğim parayı isteseydim,
bana taşıttırmazdı. Taşıttırmayınca da ac kalırdım....."

- "O bizim işimiz" demiş melekler, "nasıl olsa buraya o da
gelecek.Biz senin adına ona sorarız."

Melekler, hamalı sıkıştırmaya devam etmiş.
- "Soyle bakalım, aldığın paranın kacını yedin, kacını sakladın?"
- "On kuruş aldı isem, yarısını sakladım... İki kuruş aldı
isem, bir kuruşunu biriktirdim..."

- "Cık" demiş melekler... "Yine olmadı, hem ucuza taşımışsın,
hem de gıdandan kesmişsin... Yani sen, kendi nefsine
zulmetmişsin...Nefsine zulmetmek de gunahtır, bilmez misin?..."

Hamalcağız ne cevap vereceğini duşunup ecel terleri dokerken,
sabah olmuş. Acilen mezardan yukarıya bir bakmış ki, butun
millet orada...
Kadı Efendi ve şehrin mehter takımı da kendisini bekliyor. Bir
kıyamet ki sormayın."Kutlu olsun" demişler... "Bu gece kimsenin
yapamayacağı bir işi başardın ama, bak artık zengin oldun."

- "Yooo", diye bağırmış hamal. "İstemem , sizin olsun... Ben ,
bir iple kufenin hesabini sabaha kadar veremedim, Ya o kadar
servetim olsaydı,ne yapardım?"