Bu arada başlamadan once belirteyim, 1 yıl erken başladım okula. Şu an 7'ye gidiyorum, 12 yaşındayım.
Detaylara inmeyeceğim. Belki ortaokulda detaya inebilirim. Eğer bu 2-3 satırı okuyorsanız ortaokul kısmının muhtemelen detaylı olduğunu gorursunuz.
Kreş:
Yarım yamalak hatırlıyorum. Hic arkadaşım yok ya da cok arkadaşım var denemezdi. Okulun ilk 2 gunu sınıftaki herkese teker teker "arkadaş olalım mı?" diye sorduğumu cok net hatırlıyorum. Ve herkeste evet demişti bu soruma.
Daha kreşteyken okuma ve yazmayı biliyordum. Yaşıtlarıma gore oldukca zekiydim. Neredeyse hic dışlanmazdım. Bazı kişiler beni sırf inadına uyuz etmeye calışırlardı. Akıllıydım anlayacağınız.
Anaokulu:
Favori yıllarımdandı. Ben 4 yıl okumadım, 1 yıl gittim sadece (bildiğim kadarıyla 4 yıl normalde). Kreşe gore daha da akıllıydım. Daha bu yaşlarda toplama ve cıkarmada 1-99 arası işlemleri neredeyse zorlanmadan yapabildiğimi hatırlıyorum. Yine aşırı sosyalim.
Tabii ki yine sınıftaki herkese tek tek "arkadaş olalım mı?" diye sorduğumu hatırlıyorum.
Carpmayı yavaştan oğreniyorum, 1'ler, 2'ler ve 3'leri yapabiliyorum. Tabii 3'lerde biraz zorlanma var. Mahallemizde ortaokula giden birisi vardı ve herkes ona "mahallenin zekisi" falan diyorlardı (hala diyorlar) cocukta bayağı bir hızlı okuyordu. Cocukla yarışa girdik ve aynı olan 1 sayfayı 9-10 saniye farkla akıcı ve sesli bir şekilde okuyarak bitirdim. Hala aşırı hızlı okuyorum, hocalar izin verse muhtemelen daha da hızlı okurdum
Bu yaşlarda anlama problemlerim başlıyor. Hala da var bu arada. Hoca sayfa halinde kesip yapıştırın diyor, kesip yan yana falan yapıştırıyorum. Doğru yaptığım şeylerde dahi hoca bana surekli bağırıyordu. Bu, şu anda bile devam eden sosyal anksiyetemi tetiklemeye başlayan ufak şeylerden sadece birisi oldu. Genel olarak iyiydi. Sınıfımdakileri cok seviyordum.
Ilkokul:
Favori yıllarım bu zamanda gecti kesinlikle.
Hocamız mukemmeldi. Kalkıp gercekten de kızılacak şeylerde tabii ki kızıyordu. Dersleri cok iyi anlatıyordu. Bir de ilkokul, ortaokul lise universite gibi tek bir derse uzmanlaşmayıp 4 yıl icerisinde oğreteceğiniz butun derslerde uzmanlaşmanız gerekiyordu. Hocamız tam 10 yıl falan oğretmen olmuş, sıra bize gelmişti.
Ve evet, yine sınıftaki herkese tek tek arkadaş olalım mı diye sordum. Yine herkes evet dedi. Hatta şu an bazıları ile ortaokulda aynı okulda okuyoruz.
Sosyal anksiyete henuz vurmadı ama ufak ufak yerlerde etkisini gosteriyor bu yıllarda. Orneğin parmak kaldıramamalar, hoca ile konuşurken ses değişimi gibi gibi.
Bu yıllarda bolmeyi cozmuş, 6. sınıf konularını da neredeyse bitirmiştim. Tarihe ilgi duymaya başlayarak ulkemizin onemli savaş ve olaylarını da gitgide oğreniyordum. Tarih, boş vakitlerimin vazgecilmezi oluyordu. Okulda bir tane zorba vardı, en alt katta. Ilkokulun daha ilk gununde yanlışlıkla koşarken koluna omzumu değdirmiş, sonrasında kendisinden ozur dahi dilemiştim. Kendisi ise tam 4 yıl bana zorbalık yaptı. Kafama her gun ansiklopedi ile vuruyordu. Allah'tan 4. sınıfın sondan bir onceki gununde cocuğu okul cıkışı bulup olduresiye dayak attım. Kacmasa kim bilir daha neler yapardım bilmiyorum.
Sınıfca dost olmuştuk ve herkes herkesin her sorununa yardım ediyordu. Biri silgi mi ister? Butun sınıf silgiyi uzatırdık. Sınıfta bir tane bile kavga olmadı. Ayrıca okulumuzdaki sınıflar da cok iyiydi.
Ortaokul:
5. sınıfı Online sebebiyle okuyamadım. Online derslere de hic giremedim internetimin kotuluğu sebebiyle. Derse giriyordum ama mikrofonu kapaya bastığımda tam 8 dakika o mikrofonun kapanmasını beklediğimi hatırlıyorum. O zamanlar faturayı neredeyse odemiyorduk, ondan.
6. sınıf 1. donemde gayet iyi bir sınıftaydım. Ama sosyal anksiyete oyle bir vurdu ki, siyah renk hırka giydim. Kapşonunu cektim ve bir kez bile indirmedim. Maskeyi hic indirmedim. Su dahi icmedim. Nedeni muhtemelen bir anda o arkadaşlardan uzak kalmaktı. O zamanlar ilkokulda sınıfta ben ve 2-3 kişi haric kimsede telefon yoktu bundan dolayı da WhatsApp'tan bile ekleyememiştim.
Derslerde nadiren parmak kaldıran ben parmak kaldırmaz olmuştu. Bu arada, bolmeyi tamamen unutmuş ve 6. sınıf konularını da neredeyse unutmak uzereydim.
Derslerin sınavlarından gayet iyi notlar alıyordum. Iyi dediğim, ilkokulda 90-100 arası giderken 6'da 60-80 arası gitmekti. Daha duşuk almayacağıma inanıyordum. Bu sıralar tarihle aramda buyuk bir kesik oluştu. Tarihten zevk alan ben, tarih kelimesi duyunca ortamdan uzaklaşır hale geldi. YouTube'dan ders izlerken de hicbir şey anlamamaya başladım. Siyaset oğrenmeye başladım. 2 ay gecmeden bu heves gitti. Oyun yazılımcısı olma hayalim vardı ama PC'im yoktu. 6 yaşından beri hayalimdeki oyunu geliştiremiyordum. Ben de bu sinir ve uzuntuyle o oyunun evreninde gecen kocaman bir hikaye yazmaya başladım. Ileride amacım bu hikayeyi romana donuşturmek ve oyunu yapıp hikayesini belirlemekti. Şu anda hikaye o kadar buyuk ki dunyanın en iyi hikayesine sahip oyunlarla kapışacak duzeyde (biraz abarttım ama bayağı buyuk bir hikaye, hatta yazdıklarımı bile bir yerden sonra unutmaya başlıyorum).
Kimseyle arkadaş olamadım. İlkokuldan sonra bu okula gelen arkadaşlarımla takılmaktan başka bir şey yapamadım. Nedense herkes donem bitimine son 1 hafta kala benimle arkadaş olmaya başladı. Keşke sınıflar karıştırılmasaydı. Bir de grip olmuştum 1 hafta, sonra Corona oldum 2-3 hafta, sonra yine 1 hafta grip derken 1 ay yok yazılmıştım. Ve ben mudur yardımcısına dilekce dahi vermedim. Şu an o izinsiz gun olarak sayılmaya devam ediyor. Ama utangac olduğum icin yardımcı reddeder uzulurum diye vermeye korkuyorum.
6. sınıf 2. donem. Sırf bizim sınıfımızda 1 kız var diye butun okulu karıştırdılar ve D şubesine gectim. Gecmez olaydım. Herkes mahalleden toplama. Sınıfın yarısı zorba ve geri kalan yarısı da zorbalarla arkadaş. Bu arada bu donem hala maske takıp hırkayı giyip kapşonunu cekiyordum. Değişen yok. Sınıfta bir kız vardı onumde. Surekli eğleniyorduk. Ta ki 7. sınıfa kadar. (Şu an 7 değiliz) Dersleri neredeyse salmıştım. Matematikte zaten ilk donem kotuydum 40-50 alıyordum, bu donem 24-28 olarak iki not getirmiştim. Ailemin yuzune bakmaya utanıyordum. Ne kadar tarih ve siyasete ilgi duymaya calışsam da yok, olmuyordu. İlk donem yine arada bir gezilere giderken 2. donem gezi olan gunlerde okula gelmiyordum. Bir sınav vardı ve okula gelmedim mi? Kalkıp hocaya demiyordum bile cunku utanıyordum. Sosyal anksiyete tavanlardaydı. Beden dersinde duvara boş boş bakardım herkes psikopat diye dalga gecerdi. O kız konusuna gelelim. Meğer benimle sırf sırasına yakınım diye konuşuyormuş. Şu an kendisinden 5 6 sıra uzaktayım. Yuzume dahi bakmıyor. 7. sınıf. Hayır, katlanamıyorum. Zorbalar baktı sınıfı gectim devam diyerek butun okulun icinden gecmeye devam ediyordu. Ben onlardan sıra olarak uzak olduğumdan beni pek umursamıyorlardı ama sıra olarak da yakınlaşınca işler hic iyi olmadı. Birisi su istiyor vermezsem tehdit ediyordu. Birisi anneme dahi kufur etmişti. Derste olmasaydık şu an muhtemelen dışarıda değil, hapishanede muebbet yemiş şekilde duvarı izliyor olacaktım. Ama sorun yok, 2. donemde amacım derhal başka bir sınıfa gidip sınıfta bulunan butun herkesin bana neler yaptığını yazmak ve mudure bizzat teslim etmek. Hırka hala duruyordu ama maskeyi cıkarmıştım. Ayrıca kapşonu da indirmiştim. Ama bu anksiyeteyi yendim demek değil, anksiyetem daha da yukseldi. Hoca ayağa kalkın dediğinde bile titreye titreye kalkıyorum. Sosyal bilgiler haricinde hicbir derste neredeyse iyi değilim. Ingilizce'yi ana dilim gibi konuşurken iki kelimeyi bir araya getiremez hale geldim. Beden dersinde hoca surekli oyun oynattırdığından ve hepsi de yetenekle alakalı olduğundan ve ben de ne guclu ne hızlı ne cevik ne spor biliyor ne spora yazılmış ne de refleksi iyi olmayan birisi olduğumdan genellikle takımımı kaybettiriyor, 2 sol 2 sağ yumruk 1 sağ aparkatı yiyip yerime oturuyordum. Bunca zaman hic sesimi cıkarmadım. Burnum akıyorsa teneffusu bekler caldığı gibi bahcenin gorunmeyen kısmına gider burnumu koluma silerim. O derece seviyedeyim. Bilgisayarım bu sefer var ama PyCharm, Community Edition bile kaldıracak seviyede değil. Eğer 1. donemde takdir alırsam yeni bilgisayar alınacak. Şu an calışıyorsam tek amacım o bilgisayar. Bir de sebepsiz yere laf yerdim.
Genel olarak: Her zaman akıllıydım. Sınıftaki zorbalık o kadar problemdi ki dersi dinleyemeyecek seviyeye ulaşırdım. Fiziksel yetenek olarak yerlerdeydim. Hangi yıl olursa olsun bu her zaman boyleydi. Arkadaşım bir yerden sonra olmamaya başladı. Tarih ve siyasete ilgim neredeyse 0 oldu. Okulun olmamasını sevincten yanlışlıkla guneş sistemini paramparca edecek kadar cok istiyorum.