Bizim evde eğitim denince akan sular dururdu. Gerci hala da oyle. Boyle bir evde buyudum ben. Henuz 7-8 yaşlarımdaydım. İlkokula yeni başlamıştım. Carpım tablosunu ezberlemeye calıştıkca icinde boğuluyordum. Eninde sonunda ezberleyeceğimi biliyordum. Ancak boyle bir uğraşın icindeyken duyduğum o soz derin bir yara acmıştı bende.
“Bir carpım tablosunu ezberleyemedin Serdar. Ablan senin kadar uğraşmamıştı.” Biliyorum kotu niyetle soylemedin Anne. Ancak o gun incinmiştim, kırılmıştım, en onemlisi de kendimi yetersiz ve başarısız hissetmiştim. Senin onayını alamamak kendimi kotu hissettirmişti bana. Sonra ne mi yaptım? Tabi ki daha cok hırslandım ve daha cok calıştım. Cunku ablamı gecmeliydim ve senin onayını yeniden kazanmalıydım.
Matematikten 83 almıştım. Babam amcamlardayken kuzenimin 92 aldığını oğrenmiş. “O kadar dershaneye gonderiyoruz. Sen niye Matematikten 90’ın ustunde alamadın” demişti. Biliyorum kotu niyetle soylememiştin baba. Ama senden takdir gorememek kotu hissettirmişti. İncinmiştim, kırılmıştım, en onemlisi de kendimi yetersiz ve başarısız hissetmiştim. Sonra ne mi yaptım. Daha cok hırslandım daha cok calıştım…
Aslında hayatım boyunca bu boyle devam etti. İyi evlat olmak, iyi oğrenci olmak, iyi eş olmak, iyi arkadaş olmak, iyi calışan olmak gibi hedefler belirledim ve her şeyde en iyisi olmaya calıştım. İşler yolunda gitmediğinde bu durumun beni yıprattığını anlamaya başladım. Cunku ufak bir başarısızlık ya da takdir edilmeme hissi o gunumu berbat etmeye yetiyordu. Başarısız ve kusurlu gibi hissediyor ve boyle hissetmekten kurtulamıyordum.
Şu an iyi bir şirkette, iyi bir pozisyonda calışıyorum. Bircok şeye sahibim. Ancak hala yukselmek ve daha fazlasını kazanmak icin cok ciddi cabalar harcıyorum. Sanki bir şeyler hala eksik gibi. Oyuncular ve senaryo değişiyor. Ancak filmin icindeki rolum hep aynı.
Gecenlerde arkadaşlarımı playstation oynamaya eve davet ettim. Oyun boyunca kendimi o kadar kasmışım ki oyun bitince fark ettim gerginliğimi. Neden bu kadar gergindim? Cunku oyunda kaybetmek istemiyordum. Ne mi oldu? Sonuc olarak ben kazandım. Gecen sefer kaybettiğimde 2-3 gun etkisinden kurtulamamıştım. Neyse ki bugun kazandım. Biraz daha rahatladım.
Gorduğunuz gibi her yerde, her şeyde en iyiye sahip olmak, en iyisini yapmak, benim buyuk bir sorunum. Cocukluk doneminde başladı, sonra da devam etti. Biraz annem, biraz babam, biraz oğretmenim, cevremdeki diğer insanlar ve biraz da ben katkı sağladım bu duruma. En başından beri, hayatımda olumluymuş gibi gorunen bu durum meğer hayatımı cehenneme ceviriyormuş. Yeni fark ettim…
Başarılı olmayı istemek elbette kotu bir şey değil. Ancak Serdar’ın yaşamında başarı kavramı başka bir hale donuşmuştu. En başından beri pozitifmiş gibi gorunen bu masum isteği doyurmak icin cok caba harcıyor ve kendini cok yıpratıyordu. En onemlisi de bu durumu değiştiremiyordu.
Hepimiz bunun gibi bizi biz yapan birtakım ozelliklere, inanclara ve yaşantılara sahibiz. Kimimiz aynı dongunun icinde savrulup sebebini bulamazken, kimimiz her şeyin farkında olmasına rağmen değişimi gercekleştiremiyor.
Farketmemiz ve değişimi gercekleştirebilmemiz dileklerimle.
Uzm.Psk. Hasan Akalın

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]