Vitiligo, nedenleri ve tedavisiVİTİLİGO
Halk arasında ala, baras, ebreş ve albino denilen cilt hastalığıdır. Vitiligo herhangi bir yaşta ortaya cıkabilen, değişik buyuklukte ve sayıda, iyi sınırlı, sutbeyazı veya tebeşir beyazı rengindedir. Değişik buyuklukte yamalar şeklindedir. Genellikle sonradan ortaya cıkmakla birlikte kongenital(doğumsal) olarak ta oluşabilmektedir. Fiziksel gorunumde kozmetik bozukluk oluşturması nedeniyle toplum icinde sosyal ilişkilerde bozukluklara ve emosyonal olarak kotu yonde etkilenmelere sebep olur. Kişinin ozguveninde azalma, sosyal anksiyete ve depresyona yol acabilir.
Tarihce
Vitiligo goze batan gorunumunden dolayı binlerce yıldır bilinen bir hastalıktır. Antik cağlardan beri bilinmekte olan vitiligo hakkındaki en eski belgelere Mısırda Ebers Papiruslerinde rastlanmıştır. Tarih boyunca Shwetakustha, Suitra, Kilas, Baras gibi isimler almıştır. Latince'de leke yada hata manasına gelen "vitium" veya MS 2.yuzyılda Romalı fizikci Celcus'un kullandığı "dana" manasına gelen "vitelius" kelimelerinden turediğine inanılmaktadır. Vitiligodaki beyaz benekli alanlar benekli danalardaki beyaz yamalara benzetilmiştir
YAYGINLIĞI
Vitiligo, tum dunyada ırk, cinsiyet ve yaş ayrımı yapmadan %0.14-8.8 gorulse de bu hastalığa yakalanma oranı ulkemizde 0.15-0.32 dir. Vitiligo herhangi bir yaşta gorulebilir. Hastalığın başlangıcı doğumla 81 yaş arasında herhangi bir yaşta olabilir. Doğumsal vitiligo cok nadirdir. Vakaların %502si 10 ile 30 yaşlar arasındadır.
VİTİLİGO OLUŞUMU
Vitiligo kompleks bir oluşum mekanizmasına sahip cok faktorlu poligenik bir hastalıktır. cildimize renk veren hucrelerin (epidermal melanositler) kaybını acıklamaya yonelik teoriler geliştirilmekle birlikte halen asıl sebep bilinmemektedir. Otoimmun,sititoksik,biyokimyasal,oksidan-antioksidan,noral ve viral nedenler uzerinde durulmaktadır. Bugun icin uzerinde en fazla durulan otoimmun hipotezdir. Yani bunyenin kendi melanositlerini yok etmesidir.
KLİNİK OZELLİKLER
Klinik olarak normal deri ile cevrili beyaz yamalar en sık gorulen formudur. Farklı şekillerde, iyi sınırlı,değişen caplarda, yuvarlak, oval veya cizgi şeklinde olabilir. Renk genellikle homoşen ve sut beyazıdır. Vitiligolu alanlar uzerindeki kıllarda genellikle beyazlaşır(lokotrişi), hatta bazen deri normal iken bile sadece kıllar beyazlaşabilir. Vitiligo tum vucutta gorulebilmektedir. Ancak en fazla gorulduğu bolgeler yuz, kola altı, el sırtları ve kasık bolgesidir. Coğuzaman ilk başlangıc yeri ağız cevresidir.
Vitiligo tutulumunun yaygınlığına ve lezyonların dağılımına gore lokalize, generalize, universal ve karma vitiligo olarak sınıflandırılır
VİTİLİGO TEDAVİSİ
Vitiligonun tedavisi zor ve vakit alıcı olmakla birlikte mumkundur. Hatta kendiliğinden iyileşme dediğimiz spontan remisyon dahi gorulebilir. Ancak bu oran %15 ila %25'i gecmemektedir. Ancak tedaviye direncli vakalar da olduğunu belirtmeliyiz.
Tedaviyi genel anlamda 3 ana katogoriye ayırabiliriz.
A) Desdekletici tedaviler;
.Genel sağlık ve beslenme durumunun duzeltilmesi
.Altta yatan şupheli faktor faktorlerin ortadan kaldırılması, eğer varsa eşlik eden infeksiyonun ortadan kaldırılması , şeker ve tiroid hastalıkları gibi diğer otoimmun rahatsızlıkların kontrolu
.Guneşten koruyucular, guneş yanıkları vitiligoyu tetikleyebildiğinden dolayı yanık gelişmemesi icin kullanılmalıdır. Ayrıca normal deri bolgeleri guneşle birlikte koyulaşacağı icin hastalıklı bolgeler daha goze carpıcı hale gelecektir. Burada paradoks gibi gozuken bir husus ta guneş ışınlarının veya yapay guneş ışığı diyebileceğimiz PUVA cihazlarıyla oluşturulan ışığın aynı zamanda tedavi amaclı kullanılıyor olmasıdır. Ancak tedavi amaclı guneş ışığı kontrollu ve belirli surelerle verilmektedir.
.Kozmetik kamuflaj; Ozellikle ufak bolgeleri tutan fokal vitiligolu kişilere suya ve yıkamaya direncli 1-2 hafta kadar suresi olan kapatıcılar kullanılabilir.
.Antioksidanlar;Vitiligoda serbest radikaller artmakta antioksidanlar azalmaktadır. Bu nedenle bazı vakalarda antioksidan, vitamin ve mineral destek amaclı B12, Folik Asit, Cinko, Manganez, Nikel, Kobalt, Kalsiyum, Askorbik Asit(C Vitamini) ve alfatekoferolun (E Vitamini) kullanımı tedaviye cevap oranını arttırabilmektedir.
B) Spesifik Tedaviler;
a.)Topikal tedaviler(surme ilac); Vitiligo tedavisinde ozellikle ufak bolgeler tutulmuş ise oncelikli olarak surme ilaclar ile tdaviye baaşlanmalıdır. Bu amacla topikal steroidler, kalsipotriol(D3 vitamini), takrolimus, pimekrolimus gibi değişik preperatlar kullanılır.
b.)PUVA Tedavisi, Psoralen denen guneşe duyarlandırıcı ozelliği olan ilacların ağızdan alınması veya cilde surulmesi sonrasında ultraviyole ışınlarının uygulanmasıdır. Tum vucuda uygulanabildiği gibi sadece el ve/veya ayağa uygulanabilen PUVA cihazları ile uygulanabilmektedir. Ayrıca ufak bolgelere kullanılabilen mikrofototerapi denilen parcacıklı ultraviyole ureten cihazlarla da tedavi yapılabilmektedir. Guneşe duyarlandırıcı psoralen surumu sonrası PUVA cihazı yerine doğal guneş ışığına belirli surelerde maruz kalınarak ta bu tedavi uygulanabilmektedir.
c.)Sistemik Tedaviler;
.sistemik kortizonlar: Yan etkilerinin fazla olması etkinliğinin ise duşuk olması sebebiyle gunumuzde fazla kullanılmamaktadır.
.immunmodulatorler: Levamizol, vitaminler, eser elementler ve immunsupressif olarak siklofosfamid,azatiyoprin, siklosporin hastalık aktivitesini baskılayıp iyileşme sağlayabilmektedir.
d.)Cerrahi tedaviler;
.Otolog minigreft, otolog epidermal greftleme, hucresel greftler, punch greftleme gibi teknikler son yıllarda yeni vitiligo lezyonu gelişmeyen hastalarda uygulanabilir.
e.)Lazer Tedavileri;
Excimer ve Helium-Neon Lazer ile zaman zaman başarılı neticeler alınabilmektedir.
C) İRREVERSİBLE DEPİGMENTASYON;
Vucudun %50'sinden fazla vitiligo tutulumunda ve tedaviye direnc olduğunda kozmetik iyilik sağlamak icin kullanılabilir. Bu tedavide hastalıklı bolgelerin renklendirilmesinin tam zıddı olarak sağlam cilt bolgelerindeki rengin beyazlatılması amaclanmaktadır.
Gorulduğu gibi vitiligo tedavisi meşatgatli ve vakit alıcı bir surectir. Herzamanda yuzguldurucu neticeler alınmayabilmektedir. Buna rağmen vitiligo hastalığının zaralı olmaması, başka bir hastalığa cevirmemesi ve bulaşıcı olmaması sadece kozmetik bir sorun olarak karşımıza cıkması sevindirici yonudur.

[h=2]Bursa Dermatolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]