VİTAMİNLER VE ETKİLERİ
Vitamin nedir ? Vitamin kelimesi Latince vita : yaşam, hayat , canlı kelimesinden turetilmiş bir kelimedir. Vitamin in tam anlamı ise ; Hayvansal metabolizma icin gerekli olan ve organizmaya besin ya da ilac olarak dışardan sağlanan biyokatalizor madde ve vucut da yokluğu bazı hastalıklara yol acan ve taze yiyeceklerde ve bazı meyvelerde bulunan organik madde. Olarak tanımlayabilirz. Vitaminler Suda ve Yağda eriyenler olmak uzere başlıa 2 gruba ayrılırlar. Suda Eriyen Vitaminler C Vitamini ve B Grubu Vitaminler ( B 1 , B 2 , Niasin : Vitamin PP , B 6, B 7 : Biotin , Pantotenik Asit B 12 ) lerdir. Yağda eriyen vitaminler ise A Vitamini, D Vitamini, E Vitamini ve K Vitaminidirler. Şimdi bunları sırayla inceleyelim.

SUDA ERİYEN VİTAMİNLER :

C VİTAMİNİ : ASCORBİK ASİT

C vitamini yada diğer adıyla Ascorbik asit suda cozunen bir vitamindir. C vitamininin insan vucudundaki etkisi henuz kısmen bilinmektedir. Ancak şu nokta kesinlikle bilinmektedir ki C vitamini hucre metabolizmasında hidrojen partikullerini bağlamada veya serbest bırakmada ve dolayısı ile vucutta mevcut bulunan hidrojenle , kullanılması gereken hidrojen arasında bir denge kurmada kullanılmaktadır. Bu ozellikleri ile C vitamini doku sentezi ve dokuların korunmasında biyokimyasal tepkimelere katılmaktadır ve kollajen doku yapımını uyararak konektif dokunun elastitesini sağlamaktadır. C vitamini başlıca kemik , diş ve kas yapımına katılır. Demirin vucutta emilimini arttırır ve hormon sentezinde rol oynar.C vitamininin İnsan vucudunun direncini arttırdığı bilimsel olarak tespit edilmişti. C vitamini en cok taze meyve ve sebzelerde , ozellikle maydanoz , limon , portakal , mandalina ,greyfurt ,kivi, avakado ve tum yeşil sebze ve meyvelerde bol miktarlarda bulunur.Kırmızı Et ve Tavuk ve balık etinde de C vitamini vardır.

Taze sebze ve meyvenin bekletilmesi , ısıtılması , soyulması .cok fazla miktarda su ile yıkanması C vitamini iceriğini azaltır.Genel olarak kabul edilen gunluk C vitamini gereksinimi 100 mg dolayındadır. Ancak gebelik , emzirme , buyume cağı, aşırı efor sarfetme , aktif spor hayatı , yaşlılık , sigara kullanımı , alkol tuketimi ve enfeksiyon hastalıklar gibi durumlarda tavsiye edilen gunluk C vitamini dozu gunde 1-2 gram a kadar yukselebilmektedir.

İnsan vucudu C vitaminini uretemez ve bunu ancak dışarıdan aldığı besinlerle karşılamak zorundadır.Sigara ve tutun kullanımı vucutta C vitamini eksikliğine yol acar. Ceşitli araştırmala gore her bir sigara insan vucudundan 30 mg C vitamini atılmasına yol acmaktadır. Bu miktar tekrar sağlanamaz ise bir sure sonra vucutta C vitamini eksikliği ortaya cıkmaktadır. Hafif bir C viatmini eksikliğinde ; yorgunluk , halsizlik , ve enfeksiyon hastalıklarına yatkınlık gorulur. Daha ileri duzeydeki C vitamini eksikliğinde Skorbut adı verilen hastalık ortaya cıkar.Kemik ve diş gelişiminin bozukluğu , vucudun her bolgesinde kanamalara yatkınlık ve damar sorunları ortaya cıkar. Gunumuzde Skorbut hastalığı cok ender gorulur ancak subklinik C vitamini eksikliği oldukca sık rastlanılan bir durumdur.
C vitamini Tıpta ; bir yandan eksiklikleri tamamlamak , diğer yandan gebelik , emzirme gibi yuksek gereksinimi karşılamak ve dengelemek amacıyla sıkca kullanılmaktadır.
C vitamini bunların dışında , yaraların iyileştirilmesi , bazı anemilerin ( kansızlk ) tedavisi icin demir emiliminin arttırılmasında , cerrahi şoklarda vucudun doğal defans mekanizmasının arttırılmasında , aşırı fizik , efor sarfedilen durumlarda koruyucu ve tedavi edici olarak kullanılmaktadır.

Son yıllarda yapılan Tıbbi arşatırmalar C vitamininin mide ve barsak kanserlerine karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğunu ve yuksek kolesterol ve trigliserid duzeylerinde duşme sağladığını da ortaya koymuştur. C vitamininin bakteriyel hastalıklarda mutlaka dışarıdan alınması gereklidir. Cunku vucudun direncinin arttırılması gereklidir bunu C vitamini sağlar ve iyileşmeyi cabuklaştırır.
Grip , nezle ve diğer viral hastalıklarda da C vitamininin yuksek dozlarda alınmasında yarar vardır.Etki mekanizması bakteriyel hastalıklardaki gibi direnc artırımı ve iyileşmeyi cabuklaştırmasıdır.
Birde cok onemli bir konuya değinmek istiyorum . Halk arasında akciğerlerini , boğazını , bobreklerini uşutmuş , soğuk almış gibi deyimler , terimler kullanılır. Tıpta boyle bir deyim ve hastalık yoktur. Olay sadece soğuğun vucut direncini duşurmesi ve duşen vucut direnci sonucu bakteri ve virusların ( kısaca mikroplar diyelim ) hucum edip ateş , kırgınlık , oksuruk , ağrı , kızarıklık, inflamation : yangı olayını ortaya cıkarmasıdır ve yangılı durum bir Hekim tarafından tedavi edilmez ise enfeksiyona donuşmektedir.
Bakteriyel ve viral hastalıklarda C vitamininin koruyucu ( profilaktik ) ve iyileştirici olduğu yuksek dozda gunde 4-5 gram C vitamini alınması ile mumkundur.. Az miktarlarda alınan C vitamini Orneğin 0,5 mg / gun o da suda cozunup bobrekler yolu ile idrarla atılacağından hicbir terapotik( tedavi edici ) yararı olmayacaktır.
C vitamininin cok yuksek dozlarda dahi gunde 15 gram alınmasının insan vucuduna zararlı olmadığı bilinmektedir. Ancak gunde 5-10 gramlık dozda C vitamini alınması laksatif bir etkinin ( dışkıda yumuşama – ishale kadar uzanan bir durum ) gorulduğu ve bazı durumlarda alerjik reaksiyonların ortaya cıktığı hatırda tutulmadlıdır..
C vitaminini mutlaka Hekime danışarak kullanınız .

B GRUBU VİTAMİNLERİ

B grubu vitaminleri de tıpkı C vitamini gibi suda cozunen – eriyen vitaminler grubundandır. B Complex vitaminleri adıyla da anılırlar.B grubu vitaminleri ; B1 : Thiamin ,
B 2 : Riboflavin , Niasin ( diğer adı vitamin PP yada Nikotinamid ) , B 6 : Pridoksin , B 7 : Biotin , Pantotenik asit ve B 12 : Siyanokobalamin den ibarettirler . Şimdi sırası ile bu vitaminleri teker teker teker inceleyelim .

B 1 VİTAMİNİ :THİAMİN

19. yuzyılın sonuna doğru insanlardaki Beriberi hastalından koruyan faktor keşfedildi. Daha sonra bu faktorun antinoyrik (sinirsel belirtilere karşı) ozelliği ve buyumede ki etkisi de keşfedildi.İşte bu faktorun adı Thiamin yada vitamin B 1 idi. Beriberi Hastalığı kabuksuz pirinc yedirilen insanlarda (19 . yuzyılda gemicilerde uzun deniz yolculuklarında sadece pirinc (kabuğu alınmış) yedirildiğinde ortaya cıkan sinirsel belirtilerle karakterize bir hastalıktı. Bu Beriberili hastalara pirinc kabuğu –kepeği yedirildiğinde hastalık belirtileri kayboluyordu. Cunku pirinc kabuğunda bol miktarda Thiamin : vitamin B 1 bulunuyordu. B 1 vitamini (thiamin ) sinir sisteminde ve vucudun bir cok biyokimyasal olaylarında gorevlidir.

B 1 vitamini insan vucuduna besinlerle alınınca once ince ve kalın barsaklardan emilir ve karaciğere gider , cok az miktarda depo edilir. Suda eridiğinden fazlası hemen idrarla dışarı atılır.
B 1 vitaminin bulunduğu başlıca besin kaynakları ; tum kabuklu tanelerden hazırlanmış tahıl urunleri ( esmer un , kepek, pirinc kabuğu vb. ) , kırmızı et , balık , yumurta , sut ve sut urunleri ile baklagillerdir. Bitkilerin ozellikle kabuklu ve kabuğa yakın yerlerinde B 1 vitamini bolca blunur.
B 1 vitamini eksikliğinde ; enerji kaybı , gucsuzluk , kramplar , sinirlilik durumu ve daha ileri durumlarda ise Beriberi denilen hastalık ortaya cıkar.
Tedavide yuksek dozlarda kullanılabilir.Suda cozunduğunden gunde 250 mg – 500 mg dozlarında 5 gun kullanılabilir.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

B 2 VİTAMİNİ : RİBOFLAVİN

B 2 vitamini de suda eriyen vitaminlerdendir.İnsan vucudunda oksidasyon –reduksiyon ( yukseltgenme – indirgenme ) olaylarına katılan enzimler icin koenzim gorevi gorur.
Un , rafine edilerek beyazlatılırken B 2 vitamini : riboflavin buyuk olcude kaybolur.
Bu yuzden beyaz unlara , buğdaydaki miktarına ulaşacak şekilde B 2 viatamini eklenmesi Avrupa Birliği Ulkelerinde uygulanmaktadır.Ulkemizde ise hala tartışılmaktadır.
B 2 vitamini ( riboflavin ) esmer ekmekte , tahıl tanelerinde , kırmızı ette , balıkta ve baklagiller ile sut ve sut urunlerinde bulunur.

Vitamin B 2 de ince barsak duvarından fosforla birleşerek emilmektedir ve kan yolu ile flavoprotein olarak dokulara gitmektedir.
En yoğun olarak karaciğer ve bobreklerde bulunur.vucuttan atılımı idrar yolu iledir.B 2 vitamini ( riboflavin ) emziren kadınlarda sut ile de salgılanmaktadır. Yani ana sutunde B 2 vitamini bulunmaktadır.
Cok miktarlarda alkol alan kişilerde vitamin B 2 (riboflavin) eksikliği gorulur.Bu belirti de dudakların birleşme yerlerinde (commisura labiorum) dermatit durumu ve catlaklar ile dilde ve ağızda acılık , seboreik (yağlı – yağsı) dermatit (deri iltihabı) , dilde kızarıklık ve gozde kornea tabakasında damarlanmanın coğalmasıdır. Kansızlık (anemi) hemen hemen her zaman vardır.
Ağızdan veya enjeksiyon yolu ile gunde 15 mg dozda 7-10 gun veya daha uzun sure kullanılabilir.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

NİASİN : VİTAMİN PP : NİKOTİNAMİD

Niasin , nikotinamid ve benzer vitamin etkileri olan nikotinik asit turevleri icin kullanılan bir isimdir. Diğer vitaminlerden farklı olarak insan vucudunda sentezlenebilmek-
tedir.Bunun icin yeteri miktarda esansiyel amino asitlerden birisi olan Triptofan’ a gereksinim vardır.
Niasin , cok yuksek dozlarda kolesterol fazlalığını duşurmede kullanılmaktadır. Tun Triptofan iceren protein kaynaklarında, bakla ve baklagillerde, peynirde, yumurtada ve kırmızı ette bol miktarda bulunur.

Hafif eksikliğinde, iştahsızlık, isteksizlik, enerji kaybı, sinirlilik, dilde acılık ve kırmızılık gibi belirtiler gorulur. Ağır eksikliklerinde Pellegra adı verilen dermatit (deri iltihabı), ishal ve bunama (demans) halinde bir klinik tablo ortaya cıkar. Niasin eksikliği ile birlikte diğer beslenme eksiklikleri de bulunabilir.Kombine tedavi gereklidir. Gunde 50 mg Niasin’i 5-7 gun sureyle vermek yeterlidir.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

B 6 VİTAMİNİ : PRİDOKSİN
B 6 vitamini ( piridoksin ) , insan vucudunda aminoasit metabolizmasında koenzim olarak rol alır.Ayrıca sentez icin de gerekli bir vitamindir. Doğada cok yaygındı , aynen vitamin B 1 ve Vitamin B 2 nin bulunduğu kaynak besinlerin tamamında bulunur. B 6 vitamini ( piridoksin ) eksikliği , tuberkuloz ( verem ) ilacı kullananlarda ve ağızdan doğum kontrol ilacı kullanan bayanlarda sıkca gorulur.
Eksiklik belirtileri , ağızda ve dilde acılık ve kızarıklık , dudaklarda catlama , halsizlik ve sinirlilik , ara sıra titremeler ve en sonunda anemi ( kansızlık ) tablosu gorulur. Vitamin B 6 (piridoksin ) eksikliğinin tedavisinde 10-20 mg piridoksini ağızdan 6-7 gun vermek yeterlidir.

B 7 VİTAMİNİ : BİOTİN :VİTAMİN H
Vitamin B 7 daha cok Biotin adı ile anılır ve bilinir. Diğer bir adıda Vitamin H dir. Biotin sebze ve meyvelerde , tahıl tanelerinde , karaciğer , bira mayası ve sutte bulunur. Cok onemli bir nokta ise yumurtanın akının ciğ olarak icilmesi Biotin eksikliğine yol acar. Bu akılda tutulmalıdır.

Biotin eksikliğinde , buyumede gerileme , sac dokulmesi , kıl dokulmesi , deride kuruma , saclarda kırılma ve kepeklenme , tırnaklarda catlama ,kırılma ve tırnaklarda morfolojik ( bicimsel ) bozukluklar gorulur. Tedavide gunde 10- 20 mg olarak uzun sure kullanılabilir. Amerika Birleşik Devletlerinde sac dokulmesi e tırnak bozukluklarında gunde ağızdan 20 mg biotin 1 ay sureyle kullanılmış , sac dokulmesinde ( kalıtsal olanlar haric ) dokulme durmuş , tırnaklar ise tamamen eski haline donmuştur.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

PANTOTENİK ASİT : PANTOTEN
En zengin pantotenik asit kaynakları , karaciğer , yumurta sarısı , yonca unu , yer fıstığı , bira mayası , şeker kamışı ve bezelye ile buğday ve pirinc kepekleridir. Pantotenik asit , bir B Grubu vitaminidir.Yağ , karbonhidrat ve bazı proteinlerin sentezinde cok onemli rolu vardır.Bundan başka sinir uyarımlarının iletiminde de cok onmemli gorevi vardır.Kolesterol sentezinde de gorevlidir.
Pantotenik asit eksikliğinde , buyumenin gerilemesi , sinir ve sindirim sistemleri ile bobrek ustu bezlerinde ( glandula suprarenalis : adren ) bozukluklar gorulur. Tedavide ağız yolundan az miktarlarda B Kompleks preparatlarla beraber uzun sure kullanılabilir.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

VİTAMİN B 12 : SİYANOKOBOLAMİN
Yalnız hayvansal besinlerde en cok karaciğer , bobrek , balık ve kırmızı et de bulunur. B 12 vitamini insan icin elzem ( alınması zorunlu ) bir besin maddesidir. B 12 vitamini eksikliğinde Pernisiyoz anemi ( bir tur kansızlık) ortaya cıkar. Kansızlığın ( anemi ) tedavisinde B 12 viatmini enjektabl veya ağız yolu ile kullanılır.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

YAĞDA ERİYEN VİTAMİNLER
Yağda eriyen vitaminler A viatmini , D vitamini , E vitamini ve K vitaminidir. Şimdi bunları sırasıyla inceleyelim.

A VİTAMİNİ : RETİNOL
A vitamini , acık sarı renkli kristal gorunumlu suda erimeyen fakat yağda cozuculerinde eriyen bir maddedir. Işık ve havanın etkisi ile cok cabuk oksitlenerek yakılır. Yuksek sıcaklıkta oksitlenme hızlanır.Fakat oksijen yoksa A vitamininin kaybı onemli duzeye cıkmaz. A vitamini en cok yeşil yapraklı ve diğer koyu renkli sebzelerde , karaciğerde , balık yağında ve havucta bulunur.Sut yağında da bir miktar A vitamini vardır,yumurta sarısında ise cok az bir miktarda bulunur.

A vitamini bitkilerde ancak karotenoidler olarak provitaminler halinde bulunur ve bu provitamin A ‘nın besinlerle alınması ile insan vucudunda A vitaminine donuşur.
Gerek A vitamini ( retinol ) ve gerekse karoten ( provitamin A : bitkilerde bulunan A vitamininin on formu ve ozellikle havucta cok boldur ve havuca rengini veren karoten maddesidir.) insan vucudunda ince barsaklardan emilir. A vitamini birincisi vucutta genel sistemde mukopolisakkaritler’in ( bir ceşit şeker ) oluşumuna katılarak mukoz membranların (zarların ) ve kemik dokusunun şekillenmesini sağlar.İkincisi ve en onemli olanı ise , gozle ilgili olanıdır. A vitamininin gozdeki işlevi ışık uyarımlarını gozden beyne ulaştırmaktır. Bunun icin A1 ve A2 vitaminleri Opsin denilen ozel bir protein ile birleşerek gorme pigmentlerini oluştururlar.Bu pigmentlerden retinanın rodlarında bulunanlar Rhodopsin ve Porphyropsin , kandakilere ise İodopsin ve Cyanopsin denir.Rhodopsin ve Porphyropsin hafif ışıkta , İodopsin ve Cyanopsin ise parlak ışıklarla ve renkli goruşle ilgili cok ozel ve onemli gorevler ustlenmektedir.

Kısaca ışığa duyarlı retina pigmentlerinin (renk maddesi ) oluşumunda ve gelişmesinde A vitamininin (retinol ) cok onemli bir rolu vardır. Ayrıca A vitamini hucrenin buyumesi ve farklılaşması sureclerine de katkıda bulunur A vitamini , deri , mukoza ile epitelyum dokularının oluşumu ve normal calışması icin gereklidir. Dunyanın en yaygın vitamin eksikliği A vitamini eksikliğidir. Gelişmiş ulkelerde ve ulkemizde en sık yağ emiliminin bozulduğu durumlarda , kronik alkoliklerde , iyi bakılmayan psikiyatrik hastalarda gorulmektedir. Eksikliğinde en erken ve dikkatli ceker belirti gece korluğudur. Bunun akabinde konjoktiva’lar kuru. Sklera’da ( gozun beyaz kısmı ) kucuk beyaz lekeler belirir.,deride de kuruluk ve kalınlaşma vardır.Tat duyusu da azalır.
İleri derecede A vitamininin epitelyum dokusunu tamir etmesinden dolayı kanser olgularından korunmak icin cok az miktarlarda devamlı kullanılması konusunda Amerika Birleşik devletlerinde calışmalar devam etmektedir.

A vitamini Tıp ve Eczacılıkta , deri hastalıklarında , Akne vulgariste ( deride ozellikle yuzde yağ bezlerinin iltihabı , bir ceşit sivilce ) erkek ve kadın kısırlıklarında , gece korluğu , kulak cınlamaları ( tinnitus ) , ic kulak sağırlığı ‘nda kullanılmaktadır. Aşırı Karoten ( Provitamin A ) almak ozellikle fazla miktarlarda havuc tuketmek deriyi ozellikle avuc iclerini ve ayak tabanlarını sarıya boyar fakat bunun Sarılık Hastalığı ile bir ilgisi yoktur. Gorunum dışında bir zararıda yoktur.Sarılıktan goz akının ( sklera ) sararmayışı ile kolaylıkla ayırt edilir. A vitamini ağız yoluyla 3 aydan fazla kullanılmamalıdır.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

D VİTAMİNİ : KALSİFEROL
Bulunuşundan once Antiraşitik faktor (Raşitizma’ya karşı etkili ) denen D vitamini aslında yeterli guneş ışığı ile temas varsa , insan vucudunun kendisi uretmektedir. Bu uretim uc aşamada gercekleşir.

1. aşamada deride
2. aşamada karaciğerde
3. aşamada bobreklerde oluşan aktif D vitaminidir.

Yeterli guneş ışığı ile temas yoksa o zaman on vitamin olan yani klasik D 3 vitamininin ( kolekalsiferol ) besinlerle yeterli miktarda alınması gerekmektedir.
D vitamini piyasada satılan margarinlerde , Sağlık Bakanlığı tarafından zorunlu olarak bulundurulmaktadır. Karaciğerde , bobrekte , balık karaciğerinde ve az miktarda sut ve tereyağında bulunur. Deride D vitamini uretimi icin ultraviyole ( kızıl otesi ) ışınlarına gereksinim vardır. Acık tenli insanlar , D vitamini acısından ultraviyole ışınlarından daha kolay yararlanırlar.Deride oluşan on vitamin daha sonra sırası ile karaciğerde ve nihayet bobreklerde D 3 vitaminine ( calsitirol ) oluşmuş olur. D 3 vitaminin başlıca etkisi barsaklardan kalsiyum emilimini sağlamaktır.Bunun yanı sıra kemik hucreleri ve bobrek tubulusları uzerine daha zayıf ve dolaylı etkileri olabilir.Diş cıkaramayan sut cocuklarına kalsiyumdan daha rahat yararlanmaları ve dolayısıyla dişlerini daha cabuk ve kolay cıkartmaları amacıyla ağızdan D 3 vitamini verilir.Doz ayarlaması zordur. Tedavi mutlaka Hekim kontrolunde yapılmalıdır.

E VİTAMİNİ : ALFA TOKOFEROL
E vitamininin başlıca biyolojik etkisi cok kuvvetli bir antioksidan olmasından dolayıdır. ( yani insan vucudunda oksidasyona engel olur.) Guclu bir antioksidan maddedir. Hatta bu ozelliği nedeniyle Gıda ve İlac sanayinde koruyucu olarak kullanılmaktadır. Hucre zarlarını , lipidleri ( yağları ) ve diğer hucre elemanlarını , serbest radikal dediğimiz oksitleyici ajanların hucumundan korur.Selenyum , C vitamini gibi temel besinsel diğer antioksidanlarla birlikte işlev gorur. E vitamini en cok mısır ozu yağı , zeytinyağı , ayciceği yağı , soya yağı , pamuk tohumu yağı , susam yağı ile balıkta bol miktarlarda bulunur. Eksikliği cok az gorulur.Eksikliğinde anemi ( kansızlık ) , kısırlık ( infertilite ) , kalpte iletim bozukluğu gorulur. Tedavide premature doğmuş bebeklerde anemi ve kalp karıncığı (venticuli cordis ) kanamaları gibi durumlarda kullanılır.

Son zamanlarda E vitamininin surekli kullanımı ile arterioskleroz (damar sertleşmesi ) , erken yaşlanmadan , kalp hastalıklarından ve hatta kanserlerden koruduğu yolunda Tıbbi calışmalar yapılmaktadır. Biyolojik antioksidan oluşu nedeniyle koruyucu faktor olduğu da inkar edilemez bir gercektir. Yağda eriyen vitaminlerin ( A; D; E ve K vitaminleri ) fazlası , bulantı , kusma gibi belirtilerle kendini gosterir. Gunumuzde tum dunyada Saf E vitamini iceren drajeler antioksidan – antiaging olarak kullanılmaktadır.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız.

K VİTAMİNİ : NAFTOKİNON
K vitamini de yağda eriyen vitaminlerdendir. K vitamini 1920 yılında Danimarkalı Bilim adamı Henrik DAM tarafından bulunmuştur. Onceleri kan pıhtılaşma vitamini olarak adlandırılmıştır. Kanın pıhtılaşmasında cok onemli bir gorevi – işlevi vardır. K vitamini ince barsaklardan emilir ve insan vucudu tarafından depolanabilen bir vitamindir.
K2 vitamini (menakinon) normalde bağırsaklardaki bakteriler tarafından uretilirler ve yetersizliği, barsaklar ağır bir şekilde zarar gormemişse, oldukca nadirdir.
K vitamini Sebzelerin yeşil bolumleri, ıspanak, kabak, lahana, Bruksel lahanası, karnabahar, marul, yeşil domates, fasulye, bezelye, yoğurt, yumurta sarısı, patates, yeşilbiber ve yeşil cay da bol miktarda bulunur. K vitamini insan bağırsağındaki yararlı bakteriler tarafından da uretilir. K vitamininin yalnızca kucuk bir bolumu karaciğerde depolanır.

K vitamini yeterince alınmazsa kanın pıhtılaşma ozelliği azalır ve bunun sonucu olarak da diş etlerinde ( gingiva ) , sindirim sisteminde, idrar yollarında, akciğerlerde ve deride kanamalar gorulur. K vitamini eksikliği, basur, burun kanaması, adet doneminde aşırı kanama gibi sonuclar doğurabilir. K vitamini takviyesi, yalnızca kanamalı hastalarda, K Vitamini eksikliğini gidermek icin kullanılır. Ozellikle yeni doğan bebeklerde K Vitamini Eksikliği nedeniyle gobek kanaması oluşur. Bunu onlemek icin doğumdan hemen sonra K Vitamini iğnesi yapılır. Gunluk K Vitamini ihtiyacı besinler ve yararlı bakteriler yoluyla rahatlıkla karşılanır. Fakat K Vitamini emilimini ve uretimini olumsuz etkileyen durumlar vitamin eksikliğine neden olabilir.

K Vitamini fazlalığı cok ender olmakla birlikte, fazla alınması halinde kanın gereğinden cok pıhtılaşmasına ve damar tıkanıklığı gibi tehlikeli durumlara, karaciğer fonksiyonlarında bozulmalara neden olabilir. Ayrıca, terleme ve goğus sıkışması meydana gelebilir. Gunluk K vitamini gereksinimi yetişkin bir insanda gunde 80 – 100 mg kadardır.
Ancak yinede Hekiminize danışmadan kesinlikle ne olursa olsun ilac kullanmayınız

Sağlıklı gunler dileği ile …

Uzman Dr.Ali AYYILDIZ
Veteriner Hekimi – İnsan Anatomisi Uzmanı Dr.



[h=2]Antalya Anatomi Uzmanı uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]