Okul koridorunda bir oğretmen goruşmesi icin bekliyorum. Oğrenciler son dersteler. Ders zili calıyor ve sınıf kapıları acılmaya başlıyor. Kapılar iceriden dışarı doğru acılıyor ve bu sırada koridorlarda cocuklar dolaşıyor. O arada 1 ya da 2. Sınıf oğrencisi olduğunu tahmin ettiğim minik bir delikanlı koşarak sınıfların onunden gecerken, iceriden hızla acılan sınıf kapılarından biri cocuğun sağ omzuna sertce carpıyor ve kucuk cocuk koridorda yere duşuyor. Canı o kadar yanıyor ki, yerde bir iki saniye omzunu tutarak kalıyor ve ağlamaya başlıyor. Sonra diğer oğrencilerin ayakları altında kalıp ezilmekten korkarak hızla kalkıyor. Bu arada kapıyı iceriden acan 6. Sınıf oğrencileri yerdeki cocuğu gorup once bir duraklıyorlar ve sonra hicbir şey olmamış gibi okulun dış kapısına doğru yurumeye başlıyorlar. Benden yaklaşık 10 metre uzakta olan bu olaya ben mudahale edemeden yere duşen cocuk omzunu tutarak gozyaşları icerisinde tuvalete koşuyor. Kapının ne kadar sertce acıldığını ve ne kadar sert bir duşuş yaşadığını gorduğum icin acaba cocuğun bir yeri kırılmış mıdır diye duşunurken, olaya sebep olan ve sakince yuruyen o gencler tam onumden geciyorlar ve ben ‘ arkadaşınıza yardım etmeliydiniz, onu yerden kaldırmalı ve ilgilenmeliydiniz’ diye uyarıyorum. Bir eğitim yuvasında ‘Oğrenim(!)’ goren gencler ise bana ‘servise yetişmemiz lazım’ diyerek cevap veriyorlar. Ne sebep oldukları olayın vicdani sorumluluğunu taşıyorlar ne de bir insanın canının yanmasına duyarlı davranıyorlar. Aksine son derece mekanik bir iş yapıyorlar; servise yetişiyorlar.
İşte kanımın donduğu an bu andır. Kendisinden yaşca kucuk bir okul arkadaşının duşmesine sebep olan gencler, onu olduğu yerde bırakarak arkalarını donup gidebiliyorlar ve en kucuk bir uzuntu, sempati, ilgi, şefkat ya da pişmanlık hissetmiyorlar. Bu olay, her gun televizyonlarda haber olarak izleyip sozum ona uzulduğumuz ve bize ne oldu diye sorguladığımız, kaza geciren insanlara yardımcı olmayan, hasta insanlara duyarsız kalan, yardım istediğinde tek başına bırakan bozulmuşluğumuzun tohumudur. Hala neden boyle olduk, nasıl bu hale geldik diyorsanız once evlerimize, hatta okullarımıza bakmamız gerek. Kendinden kucuklere sevgi ve şefkat duymayan cocuklar gelecekte, ne kendi ailesine ne de bir başka insana, hayvana ve doğaya şefkat ve sevgi duymayacaktır.
Bu olayı hafife alabiliyorsanız, normal goruyor ve ‘aman canım ne var bunda, sonucta onlar da cocuk’ diye geciştirebiliyorsanız, o zaman trafikte ezilip yol kenarına atılan insanların haberlerine de şaşırmayacak, sokak ortasında onlarca kişinin gozu onunde dovulen, saldırıya uğrayan insanlar icin sahte timsah gozyaşları dokmeyeceksiniz.
Geldiğimiz nokta iyi eğitimli cocuklardan cok, vicdanlı cocuklar eksiğimiz olduğunu gosteriyor. Kitaplarda yazılanları kelimesi kelimesine ezberlemiş bireyleri, sınavlarda sıfır hata ile başarılı olan gencleri nasıl yetiştireceğimizi değil, cevresine, topluma, yaşayan her canlıya saygı ve sevgi duyan insanları neden yetiştirmediğimizi sorgulamamız gereken gunlerdeyiz.
Bunun icin en onemli okul aile. Aile icinde verilen eğitim cocuğun kendisiyle ve diğer insanlarla olan ilişkisini belirler. Cocuğun topluma karşı gorevleri ve uyması gereken kuralları gorerek oğrendiği hayati oneme sahip ilk eğitim yuvasıdır aile ortamı. Eğer, ‘yeter ki benim cocuğum zarar gormesin, zarar verse de olur’ anlayışındaysanız once kendinizi sorgulamanız gerek. Cocuklar toplumun kurallarını ailede değil de toplumda oğrenmeye kalkarlarsa cok sert bir oğrenim olur ve bundan aile olarak siz de zarar gorursunuz. Kurallar uzerinde niye bu kadar cok duruyorum; cunku hepimizin bir arada yaşaması kişilerin keyfiyetine gore değil, uymamız gereken kurallar ile mumkun olur. Nasıl ki ulkelerin kuralları vardır, nasıl ki her ulkenin de kendi icinde uyulması gereken hukuk kuralları yani yasaları vardır, toplumun da ayrıca yazılı ve yazısız kuralları vardır. Ahlaki ve vicdani sorumlulukları vardır. Yerine getirilmeyen sorumluluklar icin de cezalar ve yaptırımlar vardır. Bu kuralların karma karışık olduğu ve bircok insanın ozgurluk adı altında kendi keyfiyetini diğer insanlara dayattığını gozlemlemeye başladım son zamanlarda.
Orneğin;
-Oyun yerinde ya da bu etkinlik icin ayrılmış alanlarda yapılması gereken bir etkinlik olan tekerlekli patenlerle cocukların alışveriş merkezlerinde oradan oraya savrulduklarını gorebilirsiniz. Başkalarına carparak, zaman zaman ciddi kazalara sebep olmalarına ve kendi sağlıkları icin de tehlikeli olmasına rağmen hala ozgurlukmuş gibi davranılması inanılmaz.
-Yolda yururken sigara icen insanların diğer insanları yakma tehlikesi olmasına rağmen umursamazlıkları da akıl alır gibi değil. Ozellikle bu nedenle bircok cocuğun yaralandığını biliyorum.
-Lokanta, restoran gibi yerlerde cocuklarını masa başında oturtamayan ailelerin cocukların masalar arasında koşuşmalarına, dokup sacmalarına, cığlık cığlığa bağrışmalarına seyirci kalmaları da cok garip.
-Alışveriş yapılan mağazalarda yere duşurduğu eşyayı eğilip kaldırmayan, gormezden gelen, dokup sacan yetişkinleri gormek de tuhaf.
-Birbiriyle konuşurken kufurlu konuşan, hakaret eden bireyler de aile eğitimi kısmında tamamlanmamış bireyler.
-Toplu taşıma araclarında ya da halka acık yerlerde cep telefonuyla uzun uzun konuşmalar yapan bireyler de saygısızlığın son perdesindeler. Kimse kimsenin ozel hikayesini dinlemek zorunda değil.
-Aracıyla giderken trafiğin ortasında camları acıp, dinlediği muziği trafikteki diğer araclara dinletmek de kural tanımazlığın ve saygısızlığın dik alasını yapmaktır.
-Yolda karşısına cıkan kediye, kopeğe tekme atmak ve gerekce olarak hayvanlardan korktuğunu soylemek de cok rahatsız edici. Zira korkan insan en fazla uzak durur, saldırmaz, zarar vermez.
Bu şekilde her birimizin tanık olup rahatsızlık duyduğu pek cok olay yazabiliriz. Bu ve benzeri her davranış aslında aile ortamının dışarıya yansımasıdır.
Aile surec, cocuk sonuctur. Cocuğunuzda yanlış bir şeyler goruyorsanız kendinize donup bakmanız gerekli. Cocuğunuz yanlış yapıyor ve gormuyorsanız durum cok daha vahim.
Bizim daha cok eşyaya, daha cok paraya, daha buyuk bir eve, daha pahalı bir arabaya değil, vicdanlı bireylere ihtiyacımız var. Vicdan. Daha cok VİCDAN!...
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Vicdanı olan cocuklar yetiştirmek
Sağlık0 Mesaj
●33 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Vicdanı olan cocuklar yetiştirmek