"Guneş tutulması, depremleri tetikleyebilir mi?" gibi iddialar konuşuladursun, depremlerin asıl tetikleyicilerinden birinin ne olabileceği uzerine 2017 yılında kapsamlı bir calışma yapılmıştı.
Geophysical Research Letters dergisinde yayımlanan bu calışmaya gore, Dunya'nın donuş hızındaki cok kucuk değişiklikler bile buyuk depremlerin sıklığını etkileyebiliyor.
1900-2017 yılları arasında gercekleşen 7.0 ve uzeri depremlerin sayısı ve tarihleri incelenince ilginc bir şey fark edildi:
Bu depremler garip bir şekilde bazı zamanlarda yoğunlaşıp bazı zamanlarda seyrekleşiyordu. Ayrıca 32 yıllık zaman aralıklarında buyuk depremlerin sayısı en yuksek noktaya ulaşıyordu.
Peki ne oluyorda da boyle bir etki gercekleşiyordu? Hayır, Merkur retrosu değil! Asıl suclu, Dunya'nın ta kendisiydi. Her ne kadar Dunya'nın 24 saatte kendi etrafında donduğunu sansak da bu donuş hızı aslında sabit değildir.
Bir gunun uzunluğunun mikrosaniyelik farklılıklar gostermesinin nedeni, gezegenimizin kutle dağılımındaki değişikliklerdir. Buna neden olan şeyler ise ruzgÂrların yonundeki ve şiddetindeki değişiklikler, yer kabuğundaki levhaların hareketi, Dunya'nın sıvı dış cekirdeğinin hareketi gibi faktorlerdir.
Koskoca Dunya'nın donuş hızının bunlardan neden etkilendiğini daha iyi anlayabilmek adına bir buz pateni sporcusu orneği verelim: Nasıl ki bir buz pateni sporcusu, kendi etrafında donerken hızını arttırmak icin kollarını kendine cekip, hızını azaltmak icin de kollarını acıyorsa Dunya'nın donuş hızının farklılaşması da buna benzerdir. Buna fizikte acısal momentumun korunması diyoruz.
Yine de buyuk depremlerin tarihini kesin olarak bilmek mumkun değil! Dunya'nın donuş hızı arttığında buyuk depremlerin de sayısı artıyor. Depremlerin artacağı zaman aralığı biliniyor ancak nokta atışı bir tahminde bulunmak oldukca guc. İşte bu milisaniyelik fark bile adeta kelebek etkisine neden olup binlerce insanın etkilenmesine neden olabiliyor.
Kaynaklar: Advancing Earth and Space Science, TUBİTAK