Varis tedavisinde laser ve radyofrekans gibi yontemlerin geliştirilmesi klasik tedavi olan ameliyatın hasta acısından daha konforlu olabilecek şekilde geliştirilmesine yol acmıştır. Varisin cerrahi tedavisinde iki amac vardır. Bunlardan ilki varise neden olan coğu kez hastanın farkında olmadığı yetmezlikli safen toplardamarının cıkartılmasıdır. Diğeri ise hastanın esas şikayetci olduğu varislerin alınmasıdır. Varis ameliyatının genelde kasıkta ve ayak bileğinde kesi yapılmakta buradan yetmezlikli safen toplardamarının icerisine ilerletilen bir tel ile damar uclarından kesilip cıkatılmaktadır. Daha sonra bu kesiler dikişlerle kapatılıp, hasta bir kac gun hastanede yatırılır. Keza eşlik eden varisler uzerinden yapılan bir kac cm lik kesilerle cıkarılır. Gunumuzde ise varis ameliyatları prensip olarak klasik ameliyata benzer olmakla beraber, teknik olaran hasta konforunu artırma ve nuksu azaltma adına inanılmaz bir gelişim gostemiştir.
1.Varislerin cıkartılması (mini flebektomi): Artık kesi yerine varisleri cıkartmak icin delikler kullanılmaktadır. Ozel bir bisturi yada iğne ucu ile hazırlanan deliklerden tığ benzeri bir alet deri altına ilerletilip, varisli damar yakalanıp cıkartılmaktadır. Bu işlem bir kac cm. Aralıklarla yapıldığında bir bolgedeki varisli damarların tamamı cıkartılmakta ve delikler dikiş konulmadan tıbbi bantlarla kapatılmaktadır. Bu yontem gereğinde lokal yani bolgesel ilac enjeksiyonu altında yapılabilmektedir. İşlem sonrası hastalar evlerine gidebilmekte ve ertesi gun sargıları cıkarıp bir kac hafta icin varis corabı giymeleri yeterli olmaktadır.
2.Guncel varis ameliyatı: Varise neden olan yetmezlikli safen toplardamarının kasık ayak bileği arasındaki bolumunun cıkartılması gunumuzde buyuk oranda iyileştirilmiştir. Yeni teknikte her hangi bir hafif anestezi hatta lokal anestezi altında kasıkta cok kucuk bir kesi yapılmakta ve hastalıklı damar en az kurcalama ile bulunup, kesilip, damar cerrahisi tekniklerine uygun bir şekilde dikilmektedir. Daha sonra hemen uzerind yer alan kas kılıfı bu bolumun uzerine dikilmektedir. Bunun yanısıra ayak bileği yerine diz hizasında 1 cm lik bir kesiden hastalıklı damar bulunup aşağısı bağlanıp kesilmekte ve iceriye tel ilerletilerek tel ucunu kalınlatan bir aparat takılmadan damarın kasıktaki ucuna bağlanmaktadır. Daha sonra tel diz hizasındaki kesiden aşağı doğru cekilirken damar kendi icine katlanarak cıkarılmaktadır. Bu yontem klasik yontemde olduğu uzere damarı akordion gibi katlanarak cıkarmaya gore daha avantajlıdır. Kucuk kesiler iz bırakmayan ve almayı gerektirmeyen ozel dikiş yontemleri ile kaplatılmaktadır. Bu şekilde damarın cıkartıldığı alanda daha az kanama olmakta, diğer dokular daha az zarar gormekte ve iyileşme daha kolay olmaktadır.
3.Kopuk skleroterapisi:
Varisin kaynağı olan yetmezlikli safen venin ve varislerin tedavisinde yıllardır kullanılmakta olan bir diğer alternatif tedavi yontemi kopuk skleroterapisidir. Bu uygulamada klasik olarak kullanılan ilac uclarından birbirine tutturulmuş iki enjektor aracılığı ile havayla karıştırılarak kopukten oluşan ilac elde edilir. Bu sayede ilac varisli damar icerisinde damar duvarı ile daha uzun sure temas ederek daha etkin bir tedavi yapılabilir. Ayrıca aynı damarı sıvı ilacla tedavi etmeye gore daha az ilac kullanıldığı icin daha guvenilirdir. İlac varisli damarın icerisine ince bir iğne ile enjekte edildikten sonra bacak sarılır ve sargılar bir kac gun sonra cıkarıldıktan sonra 1-6 hafta sureyle varis corabı kullanılır. Bu yontem bacaktaki varisler, ameliyattan sonra kalan yada tekrarlayan varisler icin uygun bir tedavidir. Varisli damarın buyukluğu arttıkca başarı şansı azalırken, yan etkiler artabilir. Bu nedenle ozellikle 1 cm captan buyuk varislerde kullanımı genelde tavsiye edilmez. Varise neden olan safen damarının yetmezliğinde bu yontem kullanılabilir ancak kapanan damarın tekrar acılıp, ilerki yıllarda varis oluşumu riski yuksektir. İşlemden sonraki beş yıl icinde hastaların yarsında bu damar tekrar acılabilir. Diğer bir ifade ile bu yontem ameliyata alternatif değildir.
Tedavinin olası başlıca yan etkileri şunlardır: İlac uygulanan damarda pıhtı oluşumu, derin damarlarda pıhtı oluşumu (bkz. DVT), kullanılan ilacın enjeksiyon sırasında damar dışına kacması sonrası deride renk değişikliği, bazen deride yara, morarma, allerji ve ağrıdır.
4.Kopuk skleroterapisi ve ameliyat:
Varise neden olan safen damarının yetmezliğinde kopuk skeleroterapisinin başarı şansının duşuk olması nedeniyle safen damarın derin damara dokulduğu en yukardaki bolumunun ameliyat ile bağlanıp damarın diğer bolumunun ve varislerin kopuk skeloterapisi ile tedavisi şeklinde her iki yontemin birlikte kullanılması bir cok acıdan bu yontemlerin tek başına kullanımına ustundur. Bu tedavi tamamen lokal anestezi altında yapılabilir. Lokal aneztezi ile aynı klasik ameliyatta olduğu gibi kasıkta safen damarı bulunup femoral damara girdiği yerden bağlanır. Bu kesi estetik dikişlerle kapatılıp, diz yada ayak bileği dizasından safen toplardamarının alt bolumu yine lokal anestezi ile acılarak yada hic acılmadan ultrason altında bir kateter yerleştirilir. Kasığa kadar ilerletilmiş olan bu kateterden kopuk haline getirilmiş olan ilac bir yandan verilirken bir yandanda kateter cekilip cıkarıtılır. Boylece en yukarı bolumu cerrahi olarak kapatılmış olan damarın icin kopuk ile doldurulmuş olur. Daha sonra bacağa bandajlar uygulanarak işlem sona erdirilir.. Bir kac gun sonra sargılar cıkarıldıktan sonra 4-6 hafta sureyle varis corabı kullanılır. Bu yontemin tek başına yapılan hem ameliyat hemde kopuk skleroterapisne gore bir cok avantajı vardır. Hastaların ameliyata gore daha az ağrıları olur. Ameliyata gore daha az ağrı, morluk, şişme, uyuşma olur. Tek başına skleroterapiye gore uzun donem başarı cok daha yuksekdir.




[h=2]Ankara Kalp Damar Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]