Eşlerini gebe bırakamayan erkeklerde en sık rastlanan anormalliklerin başında varikosel gelir. Testislerden kirli kanı taşıyan damar sistemindeki genişlemelere, Pampiniform pleksus yani varikosel adı verilir.
Varikosel ile kısırlık arasındaki ilişkiyi bircok değişik acıdan incelemekte yarar var.
Varikosel gozle gorulebilir, elle hissedilebilir veya Doppler ultrason incelemesi ile saptanabilir. Doppler ultrason ile saptandığında subklinik varikosel adı verilir. Mağdur olan erkeklerde kısırlık dışında en belirgin yakınma kronik kasık ağrısı ve baskı hissidir. Bugun icin sadece gozle gorulen veya elle hissedilen varikoselin onemli olduğu kabul edilir.
Varikosel gorulme sıklığı
Daha once eşini gebe bırakmış olan erkeklerin %20’sinde varikosel bulunur. Kadının normal olduğu kısır ciftlerde ise gorulme oranı %35 – 40 civarındadır. ABD’de askere alınan genc erkeklerin %20’sinde klinik varikosel gorulur.
Bu erkeklerin daha sonraki uzun donem takiplerinde varikoseli olan ve olmayanların eşlerini gebe bırakabilme oranlarında farklılık saptandı. Varikoselin nasıl kısırlık yaptığına dair herkes tarafından kabul goren bir teori yok. Mağdur olan erkeklerin menilerinde stres paterni adı verilen sperm morfolojisi ve hareket bozukluğu gorulduğu soylense de, benzer bozuklukların mağdur olmayan erkeklerde de gorulmesi bu bulgunun onemine golge duşurdu.
Varikoseli olan erkeklerde sperm sayısı hareketliliği ve yapısal ozelliklerle olmayan erkeklerdeki oran karşılaştırıldığında, aradaki fark calışmaların tamamında gorulemedi.
Tedavi yontemi nedir?
Varikoselin bugun icin tedavisi cerrahidir. Mikrocerrahi ile spermatik ven ligasyonu adı verilen bir operasyonla genişleme gosteren damarlar bağlanır. Bu operasyon endoskopik olarak yapılabileceği gibi radyolojik embolizasyon (radyolojik kontrol altında genişleyen damarı tıkayan bir madde enjekte edilmesi) teknikleri de kullanılabilir. Tekniklerin birbirleriyle karşılaştırmalı calışmaları olmadığından hangisinin daha ustun olduğu konusunda kesin bir goruş birliği yok.
Tedavi ne kadar yararlı?
Genel olarak urologlar arasında kabul goren goruş subklinik varikosellerin (Doppler ultrason ile saptanan vakalar) tamirinin herhangi bir faydası olmadığı şeklinde. Klinik yani elle hissedilen veya gozle gorulen varikosellerin ozellikle kornik kasık ağrısı veya baskı hissiyle beraber olanlarının ve genc yaşlarda gorulen varikosellerin tedavi edilmeleri konusunda goruş birliği mevcut.
Semen parameterleri bozuk (sperm değerlerinde anormallik olan) kısır erkeklerde tedavi urologlar tarafından yaygın olarak yapılır. Buna karşın androloglar ve jinekologlar bu tarz varikosellerin tedavisinin yararlı olup olmadığı konusuna daha şupheci yaklaşır.
Yapılan kontrollu calışmaların topluca irdelenmesinde, varikosel tamiri yapılan ve yapılmayan erkeklerin eşlerini gebe bırakabilme şanslarında herhangi bir değişiklik olmadığı gozlendi. Ozellikle azospermi (meni orneğinde hic sperm bulunmaması) veya şiddetli oligospermi (sperm sayısı 0 olan veya ml’de 1 milyonun altında olan erkekler) olgularında varikosel tamirinin anlamı yok. Sperm sayısı 5 milyonun uzerinde olan, kadının genc olduğu ve kısırlık suresinin kısa olduğu olgularda ise tedavi duşunulebilir.
Ameliyat sonrası tekrarlayan varikosellerde, ikinci bir operasyon hastanın yakınmaları olmadıkca yapılmaz. Sonuc olarak bugun varikosel, ozellikle kısır ciftlerde cok fazla ve coğu zaman gereksiz teşhis edillen ve gereksiz yere tamir edilen bir olgu. Varikosel ile kısırlık ilişkisinin tam netleşmemesi ve tedavinin fayda gostermemesi nedeniyle, varikoseller bugun icin kısırlık araştırmasında rastlanılan tesadufi bulgular olarak değerlendirilir.

[h=2]Gaziantep Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]