Ailemizin vazgecilmez bireylerinden biri. Odalarımızın baş koşesinde yer alan eşyamız. Televizyon...
Gunumuzde televizyon olmadan yaşamını surdurebilen kişi sayısı giderek azalıyor. En fazla seyretmediğini soyleyen kişilerin bile televizyonla bir şekilde ilişkisi oluyor. Ozellikle de cocuklar icin televizyon vazgecilmezler arasında on sıradaki yerini kimselere kaptırmıyor. Televizyon izlemek zihinsel etkinlik gerektirmeyen bir davranış. Sadece ona bakarak, iletişim yollarını veya herhangi bir becerinizi kullanmadan, zorlanmadan, fazlasıyla dikkatinizi vermeksizin , evinizde- rahat koltuğunuzda oturarak izleyebileceğiniz eğlenceli bir arac. Kimilerine gore aptal kutusu, kimilerine gore suc makinesi, kimilerine gore ise bilgi ve eğlence hazinesi. Televizyonu yaşamımızdan tumuyle cıkartma fikri gercekci olmadığı gibi gerekli de değil aslında. Onemli olan televizyonun ne kadar zararlı ve yararlı olduğundan cok onu nasıl bilincli kullanacağımızı bilmek,cocuklarımızın televizyon ile olan ilişkilerini doğru bicimde duzenleyebilmek.
Peki bu kadar rahat bir ortamda bizi eğlendiren, zaman zaman da bilgilendiren televizyonu izlemenin ne gibi sakıncaları var?
Televizyonla kurulan ilişki tek taraflı bir ilişki. Herhangi bir etkileşim veya onunla iletişim şansımız olmuyor. Tabii ki istediğimizde duğmesine basabileceğimizi unutursak.
Diğer insanlarla ilişkimizi kısıtlıyor, televizyonun bulunduğu ortamlarda insanlar coğu zaman sohbet etmek yerine televizyon izlemeyi tercih ediyor ve insanlararası ilişkilerde ciddi zayıflamalar olmaya başlıyor
Giderek bağımlılık yaratan televizyon insanların daha idare edilebilir, yonlendirilebilir hale gelmesine neden oluyor
Televizyon sadece bilgi vermekle, eğlendirmekle kalmayıp giderek nasıl duşuneceğimizi, nasıl giyineceğimizi, neyi beğenmemiz gerektiğini ve dolayısıyla yaşam tarzımızı belirleyici hale geliyor.
Yetişkin yaşamını bu derece etkileyen televizyonun cocuklar uzerindeki etkisi elbette daha fazla ve daha onemli. Televizyon bilgilendirici, haber iletici, eğlendirici, eğitici yanıyla cocuklara yaralı olabiliyor. Okul oncesi donemde cocukların kelime hazinesi gelişebiliyor, aletlerin calışmalarıyla ilgili bilgileri artabiliyor, kendi yaşamları dışındaki dunya bilgilerini oğrenebiliyorlar, sayı-şekil ve renkleri tanıyabiliyorlar. Ancak, kontrolsuz bicimde televizyon izlemenin cocuklar uzerindeki etkisi genellikle olumsuz yonde oluyor. Ne gibi sakıncaları var diye bakarsak;
· Cocukların anne-babalarıyla ve arkadaşlarıyla kurduğu ilişkiler azalıyor.
· Giderek daha edilgen, eylem yapmak yerine daha fazla izleyen konumuna geliyorlar
· Sozel becerilerin gelişimi kısıtlanıyor. Ancak ilişki ve etkileşime zaman ayrılabilen , okuma-dinleme-anlatma etkinliklerinin yapılabildiği ortamlarda her cocuğun doğasına uygun olarak gelişebilen sozel beceri cocuğun kendini kontrol edebilmesinde, doğru duşunme becerisi geliştirebilmesinde oldukca onemlidir. Televizyon ise bunlara vakit bırakmadığından ve etkileşime olanak tanımadığından sozel beceriler kısıtlı gelişebilirler.
· Akademik başarıda, okuma oranlarında duşmeler goruluyor
· Dikkat sureleri giderek kısalıyor
· Duyarak, dinleyerek,okuyarak değil de gorerek oğrenmeye yatkın hale geliyorlar
· Tuketim canavarı haline geliyorlar
· Şiddet, keyif ve eğlence ile bağlantılı sunulduğunda ozellikle soyut duşunce becerisi yeterince gelişmemiş yaştaki cocuklarda olmak uzere herkes uzerinde şiddetin olumsuz etkileri yeterince algılanamıyor ve şiddete eğilimde artmalar olabiliyor
· Daha hareketsiz, hatta aşırı kilolu cocuklar yetişiyor.
Yapılan araştırmalar gunde 1-2 saatten fazla televizyon izleyen 0-3 yaş arası cocukların duygusal gelişimlerinin, sosyal ortamlara uyumlarının, insanlara yakınlık gosterme- onları anlayabilme, yaşıtlarına ilgi gosterme ve onlarla iletişim kurma becerilerinin gelişiminde gecikme ve yetersizlik olduğunu gostermektedir. 4-7 yaş arası cocuklarda ise fazla ve uygunsuz televizyon izlemenin somut-soyut kargaşası yarattığı, dil ve sosyal gelişimde eksikliklere yol actığı, cocukların dunyaya ilişkin aşırı kaygılı duşunceler icine girdikleri gozlenmiştir. Bu yaş cocuklar televizyonda gordukleri her şeyi somut olarak algılar ve olduğu gibi uygulamaya calışırlar, şiddeti icselleştirir, ve neredeyse doğal ve kendini korumaya yonelik ve aslında zararasız bir şey gibi gorurler. Televizyonda olenler az sonra dirilir sadece kotuler olur gibi duşuncelere kapılırlar.Seyrettikleri şeyler o donemlerde gorulen doğal cocukluk donemi korkularını abartılı ve kalıcı hale getirebilir, uyku duzenleri bozulabilir, yalnız kalmaktan korkmaya başlayabilirler. Genel olarak fazla televizyon izleyen cocuklar etrafa karşı ilgisiz, seslenildiğinde bakmayan, goz teması kurmayan, yaşıtlarına karşı ilgisiz, sosyal-duygusal iletişime girmeyen, kendi halinde , cansız nesnelerle aşırı ilgili, duzgun konuşamayan, cumle kuramayan cocuklar olarak gozumuze carpıyor.
Televizyon konusunda cocuklarımız acısından biz yetişkinler neler yapmalı, neler yapmamalıyız?
Her şeyden once cocukların pek cok davranışta olduğu gibi televizyon izleme davranışında da yetişkinleri model aldıklarını akılda tutmak gerekli. Cocuğumuza televizyonu kapat deyip yan gozle ona bakıyor veya onu yatağa gonderir gondermez ya da her boş vaktimizde televizyonu acık tutuyorsak bu konuda iyi bir ornek olduğumuz soylenemez. Bu nedenle kendi televizyon tiryakiliğimizi kısıtlamak, evde paylaşılan ortak zamanlarda farklı etkinlikler yapmak onemli.
Televizyonu acmak sabah ilk işlerimizden biri olmamalı. İzlemesek bile sesini duymak, her odada bir televizyonu acık bulundurmak cocuklarımız acısından da kendi acımızdan da doğru olmayacaktır.
Yatak odasında televizyon olmasın.
Cocuklarımızın izlediği programları yakından takip edelim ve onlara uygun olup olmadığını denetledikten sonra seyretmelerine izin verelim. Cocukların her sevdiği program onlara uygun olmayabilir, bu kararı verecek olan ve bu konuda tek sorumlu biz buyukleriz.Cocuklara uygun olmayan programları onların yanında izlememeye gayret edelim.İlk uc yaşta dil gelişimi tamamlanmadığından televizyon cocuklara cok kısıtlı olarak mumkunse hic izlettirilmemeli.
Cocuklarınızın televizyonda izlediklerini mantık suzgecinden gecirebilmeleri, gorduklerini gercekmiş- mutlak doğruymuş gibi kabullenmeden once kendi kafalarında tartmaları- yorumlamaları , anlatılanlar dışındaki alternatif acıklamaları duşunebilmeleri icin onlarla birlikte televizyon izleyin ve yorumlarda bulunun. Boylece cocukların yaşamdaki olasılıkları da değerlendirebilme, uzerlerinde tartışma becerileri de gelişmiş olur.
Akşam yemeği gibi ailece yapılan etkinliklerde televizyon kapalı olmalı.
Anne-babalar ozellikle kucuk cocukları yedirirken televizyonu oyalayıcı bir arac olarak sık sık kullanırlar. Bu şekilde gelişen yemek yeme alışkanlığı tıkınmanın, bir iş yapmanın otesine gecmiyor ve cocukların uygun bir yemek yeme uslubu gelişmiyor.
Cocuğunuzun televizyon izlerken korktuğu bir goruntu olduğunda hemen kapamak yerine bu sahneyi onunla tartışmak, yorum yapmak korkunun kalıcı hale gelmemesini sağlamak acısından onemli ve gereklidir.
Cocuğumuz televizyona aşırı meraklıysa kendimize şu soruları sormalıyız:
· Ailece yapılan etkinlikler cocuğa yeterli gelmiyor mu?, sıkıcı mı geliyor?
· Televizyon aslında bir dadı gorevi mi yapmaktadır?
· Anne-baba cocuğuna farklı ilgi alanları bulma konusunda ne kadar beceriklidir?
· Kendi işimizi yapabilmek veya dinlenebilmek icin zaman zaman cocuğu televizyona yonelten bizler miyiz aslında?
[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Tv ve cocuk
Sağlık0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Tv ve cocuk