İnsanoğlu doğumundan itibaren bircok fizyolojik ve ruhsal değişim surecinden gecer. Bu değişiklikler doğal adaptasyon surecinin bir parcası olmasına rağmen bircok zorlukları ve değişimleri de beraberinde getirir. Kadın nufusunu ele aldığımızda menarş donemi ile başlayan bu değişimler menopoz doneminin getirmiş olduğu fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişimler ile yaşam devam etmektedir. Menopoz kelimesi latin kokenli bir kelime olup "Meno’’ ve ‘’Pause’’ kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşmuştur.
Menopoz kelimesi ʻʻadet kanamalarının durmasıʻʻ anlamına gelir. 1821 yılında Dr. Gardanne tarafından Menopoz terimi ilk kez kullanılmıştır ve boylece tıp literaturune girmiştir. Menopoz, kadın bireyler icin menarştan sonraki en onemli yaşam surecidir. Dunya Sağlık Orgutunun (WHO) ilgili komitesine gore, ovaryum aktivitesi yitirilir ve bunun sonucunda mensturasyon kalıcı olarak sonlanır. (Cıkar, 2008)
Farklı Kultur ve Bolgelerde Menopoz
Menopozun birey icin ne anlama geldiği kulturden kulture gore değişim gostermektedir. Orneğin; doğu kulturunde doğal bir surec ve gelişimin bir parcası olarak gorulurken, Batı kulturunde ise yaşlılığın bir gostergesi olarak gorulmektedir.
Konuyla ilgili olarak yapılan araştırmalarda Asyalı kadınların menopozu diğer kadın bireylere gore daha olumlu olarak algıladıkları ve bu donemi daha rahat ve sorunsuz gecirdikleri saptanmıştır. (Tortumoğlu, 2004) Lock’un araştırmalarına gore (1994) Asyalı kadınların batılı kadınlardan daha az sigara ve alkol tukettikleri, eşlerine işlerinde daha cok yardımcı oldukları, aile icinde daha fazla sorumluluk aldıkları, daha cok egzersiz yaptıkları, daha az karbonhidrat ve yağ tukettiklerinden dolayı menopozal yakınmaları daha az deneyimledikleri saptanmıştır. (akt, Tortumluoğlu, 2004).
Turk Kadınlarında Menopozun Etkileri
(Iúık, 1996) Turk kadınları hem Asyalı hem de geneli Musluman olan ulkelerin kadınlarından daha fazla menopozal yakınma yaşamaktadırlar. Pekcok kulturde olduğu gibi Turk kulturunde de menopoz doğurganlığın kaybıyla eş anlamlı tutulmaktadır.
Menopozun “kayıplar donemi” olarak ele alınması henuz menopoza girmemiş kadınlarda bile korku oluşmasına neden olmaktadır. Menstruasyonlarında duzensizlikler olan kadınlar bile menopoza girdiğini duşunup buyuk korkular yaşayabilir. (akt, Tortumluoğlu, 2004).
Menopozun Ruhsal ve Fizyolojik Etkisi
Menopoz yumurtlamanın durması (doğal), yumurtalıkların alınması (cerrahi) ve calışamayacak kadar hasar gormesin nedenlerinden ortaya cıkar. Menopoz, fizyolojik bir donemi belirlemesiyle birlikte cerrahi girişim sonucunda (histerektomi ve ooferektomi), kemoterapi ve radyoterapi etkisiyle iyatrojenik olarak da oluşan fonksiyon kaybı icin de kullanılmaktadır.
Doğal menopoz surecinde kadın bireyde ceşitli değişiklikler yıllarca oncesinden başlamaktadır. Menopoz aslında retrospektif olarak tanımlanan bir kavramdan bahseder. Bu donemdeki kadın eğer bir yıl boyunca adet gormemişse, gorduğu son adete menopoz denir ve kadın birey icin “menopoza girmiş” tabiri kullanılır. Ortalama menopoz yaşı (48 -55) 53.1 olmakla beraber ulkemizde son yapılan araştırmalara gore menopozun başlangıc yaşı ortalama 48’dir.
Ancak bu her kadın icin gecerli değildir. Menopoz bu aşamada ikiye ayrılır: Erken menopoz, kırk yaşından once overlerin aktivitesinin sonlanmasıdır. Gec menopoz ise; elli uc yaş ve uzerinde overlerin deaktivite olmasıdır.
Bazen patolojik durumlarda ise total veya subtotal histerektomi yapılmaktadır, bu cerrahi operasyonlar sonucunda menopoza gecişe cerrahi menopoz adı verilmektedir. (Ozyurt, 2009) Menopoz uc evreden oluşur. İlk evrede mensturasyonun aralıklarla devam ettiği, klimakterik belirtilerin gozlendiği, ortalama 10 yıl suren premenopoz donemidir. İkinci evre, mensturasyonun kalıcı olarak sonlandığı donem olan menopozdur. Son evre ise post menopozdur, bu donem yaşlılık donemine kadar gecen sureyi kapsar ve overlerin işlev kaybına bağlı olan patolojik değişikliklerin gorulduğu bir donemdir.
Kadınların menopoz doneminin başlamasıyla birlikte vucut yapılarında, sosyal ve ruhsal yaşantılarında birtakım değişiklikler oluşmaktadır. Hayatının ucte birini menopozal donemde geciren kadınların yaşamlarındaki değişiklikleri kısaca şu şekilde sıralayabiliriz: vazomotor değişiklikler (sıcak basmaları, uyku sorunları, gece terlemesi vb.), atrofik değişiklikler (vajinal atrofi, ağrılı cinsel ilişki, stress vb.) ve psikolojik değişiklikler (huzursuzluk, depresyon, anksiyete, cinsel ilgide azalma vb.) gibi ostrojen eksikliğinden kaynaklanan birtakım değişiklikler.
Kadınların bir bolumu klimakterik donemde ortaya cıkan değişiklikleri sorun olarak gorup tedavi arayışına girerken, diğerleri ise ortaya cıkan değişikliklerden fazla etkilenmeyemiş ve sorun olarak algılamamışlardır. (Coban ve ark., 2008). Birey menopoza girdiği zaman, vucudunda değişen birtakım değişiklikler kişiyi depresyona surukleyebilir. Orneğin doğurganlığının sona ermesi kişiyi depresyona surukleyen onemli nedenlerden biridir. Konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmamak yaşanılan bu donemi daha ağır kılabilir. Buda kişiyi depresyona surukleyen faktorlerdendir.
Daha onceden depresyon oykusu olan kadın bireyin, bu donemde tekrar depresyona yakalanma olasılığı daha yuksek seviyededir. Cıkar’a gore (2008) bu değişikliklerin alt başlıklar altında ayrıntılı bir şekilde sıralanmıştır. Endokrinolojik değişimler; yaş ilerledikce hipofiz bezinden salgılanan hormonlarda yukseliş gostermektedir. Mensturasyon ve ureme işlemlerini duzenleyen sistemdeki aksaklıklar nedeniyle over aktivitesinde azalış gorulur. Bu surecin sonunda ostrojen miktarı azalır ve gonadotropinlerde artar. Bu donemde, folikul fazda olan FSH duzeyleri 10-15 kat yuksek olduğu gorulur. Menopoz doneminde ostrojen miktarı kadar olmasa da androjen duzeyinde de azalma gorulmektedir.
Fizyolojik Değişiklerin Alt Başlıkları:
Kalp; bazal kalp hızında azalma yaşanır. Yaş ilerledikce sol ventrikulde kalınlaşma gozlemlenir. Renal sistem; renal artellerde normal olmayan kıvrımlar oluşur ve boylece sklerotik değişikler gozlenir. Bobrek sorunu olmayan kişilerde renal diskfonksiyon risk faktoru ortaya cıkar. Uretra ve mesanenin trigon bolgesi ostrojen reseptorleri tarafından zengindir; menopoz sonrası atrofiye bağlı değişiklikler gorumektedir. Deri; kadınların deri yaşlanmasında en etkili ve onemli hormon ostrojen olduğundan menopoz donemi değişimlerin başlamaya başladığı donemdir. Urogenital sistem; ostrojenden mahrum kalan vajinal dokularda atrofi oluşur. pH dengesi alkali hale geldiğinden bakteri oluşumunu kolaylaştırır. Andrenerjik sistem; homeostasis, kan basıncı duzenleme, enerji kontrolu ve vucut ısısı kontrolunden sorumludur. Yaşla azalan andrenerjik cevap bircok işlevi aksatmaktadır. Solunum sistemi; yaşlanmayla birlikte akciğerlerin ve goğus duvarının genişleme eğilimi kısıtlanır, bununla beraber kollaps kapasitesi sınırlanır. Bu değişimlerin sonucunda fonksiyonel reziduel kapasitede artış gozlenir ve vital kapasitede azalma olur.
Norovejetatif Belirtiler:
Ostrojen hormonu, pek cok doku ve organın gelişiminde rol oynadığı gibi merkezi sinir sisteminin gelişim ve organizasyonunda da cok etkilidir. Limbik sistem işlevleri, ozellikle duygularımız ostrojenlerden cok etkilenmektedir. Yuksek duzeyde progesteron derin uyku ve beyin fonksiyonlarında ağırlaşmaya sebep olmaktadır. Menopozla beraber merkezi sinir sistemindeki değişiklikler arasında, sıcak basmaları, uyku bozuklukları, duygu durum değişiklikleri ve bellek bozuklukları sayılabilir.
Sıcak basması; menopoz sonrası (postmenopoz) donemde coğu kadın bundan yakınmaktadır. Sıcak basması, vucut ısısında ve nabızda artışla birlikte ortaya cıkar, devamında kan akışı hızlanır, hissedilen sıcaklık azalır ve terleme başlar. Uyku bozuklukları, postmenopoz donemindeki coğu kadın yataktan yorgun kalkar ve uyku kesintilerinden şikayetcidir.
Bellek bozukluğu; ostrojenin beyin işlevlerindeki etkisi, azalan hormonlarla işlevlerde de azalma yaratabilir. Solmuş’a gore (2004) duygusal ve davranışssal belirtilerin sıralanması şu şekildedir:
(a) Sinirlilik, sıkıntı, huzursuzluk
(b) Gucsuzluk, dermansızlık hissi, yorgunluk
(c) Mutsuzluk, ağlama nobetleri, karamsarlık, kendini aşağılama, değersizlik duygusu
(d) Parlamaya hazır olma, hırcınlık
(e) Şuphecilik, hoş olmayan olaylar uzerinde kafa yorma, takıntılar
(f) Aynı gun icinde ruhsal değişimler, duygusal iniş-cıkışlar
(g) Kafası karışık ve sersem gibi hissetme
(h) Kendini ağlamaklı hissetme, gozu yaşlı olma
(i) Yalnız kalmayı isteme
(j) Kucuk şeylerden daha fazla haz alma veya heyecan duyma
(k) Unutkanlık
(l) "Reddedilmeye" karşı duyarlı olma ya da katlanamama
(m) Konuşmakta, yerinden kıpırdamak konusunda isteksizlik
(n) Sosyal izolasyon; eve kapanma, etkinliklerden kacınma Davranışsal Belirtiler
(o) Enerji azlığı veya cabuk yorulma
(p) Uşume, terleme / sıcak basması ya da ısı değişimlerine daha duyarlı olma
(q) İdrar miktarında artma veya daha sık idrara cıkma
(r) İştah ve kilo artışı
(s) Konsantrasyon sorunundan ve dikkat dağınıklığı nedeniyle oluşan kazalar
(t) İş yapamama; performansta, verimlilikte ya da motivasyonda duşuş bahsedilen bu değişiklikler kadınların sosyal yaşantılarını buyuk olcude etkilemektedir.
Bu evre bireye uyum sağlaması gereken yenilikleri sunmaktadır. Yaşanılan bu değişiklikler bireyin sosyal ilişkilerine yansıyabilir. Bu uyum sureci, kaygı, uyku sorunları ve depresif belirtileri beraberinde getirir. Lock (1986) bu donemi sadece fizyolojik değişimlerden ibaret gormenin hata olacağını belirtmektedir. Her ne kadar semptomların temel nedeni fizyolojik olsa da bireyin şahsi ozellikleri, aile ici sosyal ilişkileri, yaşı, menopoza girdiği donemde yaşadığı sorunlar da bu durumu tetiklemektedir. (akt, Kandemir, 2010).
Menopozun Sosyal ve Kişilerarası Etkisi
Bir yandan menopozun getirdiği değişimlere alışmaya calışan kadın, bir yandan da sosyal hayatına devam etmeye calışmaktadır. Kadınların menopoza yonelik tutum ve davranışları icinde yaşadıkları kulturun, eğitim seviyelerinin, kişilerarası iletişimin ve daha onceden menopoza girdiğinde karşılaşılabilecek durumlar ile ilgili bilgi sahibi olup olmamalarının rolu olduğunu soyleyebiliriz. Dunyanın batısı ile doğusu arasında menopoza giriş yaşı, algılanışı, yaşanan rahatsızlıklar ve yaşanan rahatsızlıkların şiddeti ile kadın bireyin yaşam kalitesi farklılıklar gostermektedir. Aynı toplumda bile kadınlar menopozu farklı farklı şekillerde algılayabilmektedirler. Kadın bireyler menopozda yaşadıkları deneyimle beraber yaşam kalitelerinden de etkilenmektedir.
Kadınlar icin en onemli yaşam donemlerinden biri olan menopoz doneminde yaşanan tum değişimler sosyal hayatta kişilerarası ilişkilere de yansır. Kişilerarası ilişkileri “bireylerin diğer bireylerle olan ilişkilerinde yaşadıkları davranış ve duygu şekilleri” olarak tanımlayabiliriz. Menopoz bireyin sosyal ilişkilerini etkilediği gibi bu donemde gorulen sosyal desteğin de menopoza yonelik tutumlar uzerinde etkili olduğu soylenebilir. (Coleman ve Greene, 1992) Menopoz doneminde sosyal desteğin iyi olmasını psikiyatrik morbidite geliştirmeme konusunda olumlu bir etken olduğu tanımlanmaktadır.
Hatta aksine sosyal desteğin yetersiz olduğu durumlarda belirti sıklığının arttığı tanımlanmaktadır (akt, Karlıdere, Ozşahin 2008). Rubin’in (1995) belirttiğine gore, ailesi ve icinde bulunduğu sosyal cevresiyle ilgili değişiklikler menopozu, kadın icin bircok uyum sorununa neden olan bir gelişim krizi haline getirebilir. Bu sorunlar sadece kadınların kendilerini değil; hem ailelerini hem iş cevrelerini hem de toplumu ilgilendirmekte, kadının iş gucunu, yonetimdeki kararlarını ve genel verimliliğini etkileyebilmektedir (akt, Karlıdere, Ozşahin 2008). Bauld’un (2009) yaptığı bir araştırmaya gore, menopozu olumsuz deneyim olarak yaşayacaklarını duşunen kadınların uzuntu ve gerilim yaşadıklarını, muhtemelen de bu sebepten dolayı bu kadınların oldukca olumsuz bir menopoz deneyimi yaşayacakları duşunulur (akt, Kandemir, 2010).
SONUC
Menopozu olumsuz bir deneyim olarak gorenler, aile icinde, sosyal cevrede/ilişkide sıkıntı yaşayanlar bu donemi daha ağır yaşamaktadırlar. Bu donem her kadının yaşayacağı bir evre olduğundan dolayı konu hakkında bilgi sahibi olmak ilişkilerde uyumu yakalamak buyutulen bu donemin daha rahat gecmesini sağlayacaktır. Menopozun getirdiği bazı belirtiler kadınlar uzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Bu kişiden kişiye değişkenlik gostermektedir. Orneğin kadında terleme, sıcak basması, uyku problemleri. Bunlar bedensel belirtilerdir. Anksiyete, depresyon gibi belirtiler ruhsal belirtilerdir. Bunun nedenleri, kultur, eğitim, ilişkiler veya onyargılardır. Yani menopoz sadece fizyolojik bir durum değil aynı zamanda ruhsal ve sosyal durumlardan etkilenen onemli bir donemdir.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Turk kadınlarında menopozun etkileri
Sağlık0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Turk kadınlarında menopozun etkileri