Ben anne olmasaydım eğer...

Topuksuz ayakkabılarla da şık olunabileceğini bilmeyecektim.

Hamileliğim esnasında 80'li kilolara kadar cıkıp kendi capımda ilk defa
bir alanda rekorumu kıramayacaktım.

O kucucuk ellerle renkli kartonlardan yapılmış bir kÂğıt parcasının bu
kadar değerli olabileceğini oğrenemeyecektim.


Su almak icin elimde kumanda ile buzdolabını actığımda kumandayı
buzdolabına koyacak kadar ya da evden cıkarken telsiz telefonu cantama
atacak kadar kendimden gecmeyecektim.

Birinin canı yandığında otekinin bu acıyı hissedebilmesinin sadece ikiz
kardeşlerde olduğunu sanacaktım.

Sabahın korunde gozu kapalı mutfağa kadar gidip, sut ısıtıp yine gozu
kapalı donme yeteneğini kazanamayacaktım.

Uzumun cekirdeklerini tek tek cıkarmak icin insanustu bir uğraşa asla
girmeyecektim.

Bir insanın gaz cıkarması beni bu kadar mutlu edemeyecekti.

Buyuduğunde arkadaşlarınla birlikte *****lerde Super Anne olarak eğlenmeyi
hayal edemeyecektim.

Babanla belki daha az kavga edecek ama sevginin evlat denilen başka bir
boyutuna giremeyecektik.

Sevginin boylesine karşılıksız olanını hic tadamayacaktım.


Annemi bu kadar cok sevdiğimi anlamayacaktım.

Annesinden zorla ayırdılar diye 'Ucan Fil Dumbo!' cizgi filminde
ağlamayacaktım.

Geceleri kesintisiz uyuyacak, hafta sonunda sabahları istediğim saatte
kalkacaktım ama uyandığımda yanağıma konmuş minik ellerin sıcaklığı
ısıtmayacaktı yureğimi.

Cantamda surekli biskuvi, ıslak mendil, bir adet oyuncak, duşer bir yerin
kanar diye ayıcıklı yara bandı taşımayacaktım.

Acıyı geciren opucuğun gucune inanmayacaktım.

38,5 derece ateş beni de yakıp kavurmayacaktı.

Yağmur sonrası camurlu sularda zıplamanın keyfine varamayacak, sen bir
lokma daha fazla yiyesin diye kalabalığın ortasında kafamda pecete dansı
yapmayacaktım.

Sen olmasaydın eğer yaşamın karmaşıklığını unutup tekrar basit yaşamayı
oğrenemeyecektim.

Sen olmasaydın eğer ben asla 'anne' olmayacaktım.

Bir cocuk doğduğu anda, bir anne doğarmış... Bu lafın doğruluğuna
inanmayacaktım!