Psikolojik stres ve infertilite
Tup Bebek tedavisi, eşlerin her ikisi icin de gerek fiziksel gerekse psikolojik olarak zorlu bir surectir. Tup bebek tedavisi sonuclarında stresin olumsuz etkileri olduğundan uzun yıllardır bahsedilir. Gercekten de stres duzeyinin tup bebek tedavi başarısını etkilediği konusunda bugun artk kanıtlar da var. Stres, sonucu etkilemekle kalmıyor, ayrıca hastanın tedaviye devam etme ya da bırakma gibi kararları uzerinde de etkili oluyor. Bunun yanında tedavi sonucunda gorulebilecek gebelik kaybı, ya da gebelik komplikasyonları ile başetme, sorun cozme yetileri de stres varlığında yetersiz kalabiliyor.
Tedaviyi bir kenara bırakalım, henuz gebe kalmaya karar veren ciftin icindeki “ Acaba gebe kalabilecekmiyim? Ya gebe kalamazsam” endişesi bile bazen gebeliğin oluşmasını engelleyebiliyor.
Psikolojik stres genellikle fertilite problemi olan eşte daha fazla oluyor. Stres, erkekte sperm kalitesini olumsuz yonde etkilerken, kadında yumurtlamayı baskılıyor. Bu nedenle daha tedaviye başlamadan, on hazırlık olarak doktor muayenesi ve psikolog goruşmesi birbirinden ayrı tutulmamalıdır. Tedaviye giren ciftlere mutlaka psikolojik değerlendirme yapılmalıdır. Gereken durumlarda tedavi surecinde de psikolojik destek devam ettirilmelidir.
Psikolojik destek tedavilerinin ivf başarısı uzerine etkilerini olcen calışmalarda, gevşeme teknikleriyle stresi azaltma tekniklerinin psikolojik semptomları azaltmada başarılı olduğu ve konsepsiyon yani gebe kalma oranlarını arttırdığı gosterilmiştir.
Tedavinin en stresli sureci gebelik soncunun beklendiği ya da tedavi sonucunun başarısız olduğunun oğrenildiği donemdir. Tedavi sırasında en sık rastlanan tepkiler anksiyete ve depresyonken, negatif sonuc alındığında matem, uzuntu, depresyon ve ofke on plana gecer.
Başarılı bir sonuc alınıp gebelik oluştuğunda da , gebelik boyunca IVF gebelerinin stresi daha fazla oluyor.

[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]