Tup bebek ilacsız da yapılabilir mi?
Evet, bu yontemin adı IVM’dir. IVM (In Vitro Maturasyon-yani Laboratuvar şartlarında olgunlaştırma), yumurtalıkları kısa sureli olarak uyaran hormon ilacı uygulanması ya da hic ilac kullanılmadan toplanan olgunlaşmamış yumurtaların, dış ortamda (laboratuvarda) olgunlaştırılarak dollenmesi ve daha sonra uygun gelişim evresine ulaştığında, rahim icine transfer edilmesi esasına dayanır. En onemli kullanım alanı ilaclara aşırı cevap veren Polikistik Over Sendromlu kadınlardır. Bu durumda, ilac kullanılmadan tup bebek yapılması ve boylelikle OHSS (Ovarian Hiperstimulasyon Sendromu) adı verilen durumunortaya cıkmasını engellemek amaclanmıştır. Bunun dışında, normal yumurtalık rezervine sahip olan ancak hormon kullanmak istemeyen hastalar icin de alternatif bir yontemdir.
İlacsız tup bebek yonteminin başarı oranı nedir?
IVM yontemini, ilaclı tup bebek tedavisinden ustun kılan ozellik, ilac kullanımının olmamasıdır. Buna karşın IVM yontemi ile gebelik oranları ilaclı tup bebeğe oranla daha duşuktur. Avantajlarına rağmen IVM’in yaygınlaşmamasının temeli nedeni de budur.
IVM'nin daha once başarısız tup bebek uygulaması olan kadınlar ve yumurtalıkları ilaclara zayıf cevap veren kadınlarda kullanımı ile ilgili bilimsel bir kanıt yok. Bu tedavinin bu hastalarda yeni umtlar acması gibi bir durum sozkonusu değildir.
Hastaya yuksek dozda ilac verildiğinde daha mı fazla yumurta elde ediliyor?
Genc ve yumurtalık kapasitesi iyi hastalarda yuksek dozla fazla yumurta toplanabilir. Ancak yumurtalık kapasitesi duşuk kişilerde gunluk 450 uniteden daha fazla ilac kullanımının teorik olarak yumurta sayısını arttırmadığı bilinmektedir.
Tup bebek işlemini birden fazla deneyenlerde başarılı olmak icin neler yapılmalı?
Uc veyadaha fazla tup bebek tedavisine rağmen gebeliğin elde edilememesi‘tekrarlayan tup bebek başarısızlığı’ olarak bilinmektedir. Bu duruma yol acabilecek nedenlerin uygun araştırmalar ile ortaya konaraktedavilerininyapılması ise sorunu yaşayan ve umutları azalan ciftler icin buyuk onem taşımaktadır. Yeni bir tedavi oncesi bu hastalarda muhtemel genetik bir sorunun ortaya konması icin oncelikle kadın ve erkeğin kromozom sayı ve yapıları ‘periferik karyotip ‘adını verdiğimiz kan tetkiki ile tespit edilir. Ayrıca rahim ici hidrosonografi veya histersokopi ile incelenerek polip, myom, yapışıklık gibi patolojiler saptanmalıdır.
Tekrarlayan başarısızlığı olan ciftlerde kan sulandırıcı ilaclar faydalı mı?
Tup bebek denemeleri sırasında duşuk dozda aspirin kullanımının faydasız olduğu bulunmuştur. Heparin ise cilt altına iğne ile yapılan bir kan sulandırıcıdır. Heparin ozellikle antifosfolipid sendromu adı verilen ve pıhtılaşmaya meyili artıran bir durumda faydalıdır. Diğer kadınlarda tup bebek başarısını artırmak amacı ile Heparin kullanımı etkinliği kanıtlanmamış bir tedavi şeklidir.
Bağışıklık sistemi tedavileri başarıyı artırabilir mi?
Gebelik ne yazık ki her zaman doğum ile sonuclanmaz. İster kendiliğinden gebe kalsın, isterse hamileliği herhangi bir yardımcı ureme tedavisiyle oluşmuş olsun, bazı hastalardaki tekrarlayan duşukler veya başarısız tup bebek uygulamaları uzerinde durulması gerek onemli bir sorun olmaya devam etmektedir.
Tekrarlayan başarısız tup bebek uygulaması olan veya gebe kalıp da surekli duşuk yapan hastalarda bircok neden rol oynuyor olabilir. Bu hastalar yeni bir deneme oncesinden veya gebe kalmadan evvel detaylı olarak genetik, anatomik, hormonal, enfeksiyon durumları acısından araştırılmalıdırlar. Bizler bunları muhakkak derin olarak inceliyoruz. Bugun benim uzerinde durmak istediğim konu bağışıklık sistemi ile bu durumun ilişkisi ve hastalarımıza sunduğumuz yeni tedavi yontemleri olacak.
Tekrarlayan Tup Bebek Başarısızlığı veya Tekrarlayan Duşukler İcin Yeni Bir Işık: İmmunolojik Savaş
Son yıllarda immunoloji (bağışıklık bilimi) alanındaki gelişmelerle birlikte yapılan araştırmalar, nedeni izah edilemeyen duşuklerin % 80'inin bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı olabileceğini ve bunların bircoğunun yeni tedavi yontemleri ile onlenebileceğini gosteriyor.ğışıklık sistemi, insan vucudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan karmaşık bir sistemdir. Bağışıklık sistemi proteinleri tanıdık veya yabancı olarak gruplayarak, yabancı olarak grupladığı proteinlere karşı savaş acar. Hucrelerin tanıdık veya yabancı olarak algılanması, hucre yuzeyinde bulunan antijen olarak adlandırılan proteinler sayesinde gercekleşir. Bu antijenlere karşı vucuttaki lokositler (beyaz kureler) antikor adı verilen kompleks bileşikler uretir. Bunun en guzel, bir hastalığı gecirdikten sonra vucudumuzun o mikrobu tanıması ve aynı mikrobu ikinci kere aldığında onu kolayca yenmesi durumu ile izah edebiliriz.
HLA nedir?
İnsan vucudundaki hucrelerin yuzeyinde HLA (İnsan Lokosit Antijeni) olarak adlandırılan proteinler vardır. Bu proteinler anten gibi calışarak bakterileri, virusleri ve kanser hucrelerini algılar ve immun sistemi bunlara karşı antikorlar uretmek uzere uyarır. Gebelik, baba ve plasentaya (bebeğin eşine) ait HLA antijenlerinden dolayı yabancı olarak algılanır. Anne adayı Blokan Antikorlar olarak adlandırılan antikorlar sayesinde immun reaksiyon başlamasını engeller. Baba adayının HLA antijenleri anne adayınınkine cok benzediğinde blokan antikorlar uretilmez. Blokan antikorların uretilmediği gebeliklerde bebek yabancı madde gibi algılanır, bebeğe karşı gelişen immun yanıt sonucu gebelik kaybedilir. uzerinde babadan gelen HLA-G antijenlerinin icerdiği G molekulu anne adayının babasından gelen G molekulune cok benzediğinde blokan antikorlar oluşturulamaz ve bu problem daha ileri kategorideki immun yanıtı uyarır.
Yeterli miktarda blokan antikor oluşmaz.- Plasenta kamufle edilemez.- Plasental hucreler gelişmez.- Plasental hucreler olur.- Daha ileri kategorilerdeki immun mekanizmalar aktive olur.
Tedavisi ise, Paternal Lenfosit İmmunizasyonu (LENFOSİT AŞISI)’ dur.
Paternal Lenfosit İmmunizasyonu(LENFOSİT AŞISI)
Paternal Lenfosit İmmunizasyonu (Lenfosit Aşısı); 1970-1979 yılları arasında deneysel calışmaları tamamlanan bu yontem 1978 yılından beri tekrarlayan duşuklerin tedavisinde kullanılmaktadır. Gunumuzde nedeni izah edilemeyen infertilite ve yardımcı ureme teknikleri ile ısrarla gebelik elde edilemeyen vakaların tedavisinde de kullanılmaktadır.
LENFOSİT AŞISI nasıl hazırlanır ve uygulanır?
Erkek eşten alınan kan orneğindeki lenfositler ayrıştırılır. Lenfositlerin ayrıştırılabilmesi icin ozel solusyonlar kullanılarak santrifugasyon yapılır, ayrıştırılan lenfositler anne adayının on koluna 4 ayrı noktadan cilt altı enjeksiyonu ile verilir. Enjeksiyon sırasında hafif ağrı ve yanma hissedilebilir. Gebelikten once veya tup bebek tedavisinden once işlem 3 kez tekrarlanır.
Aşı hazırlanmadan once baba adayı mutlaka Hepatit ve HIV acısından incelenir. Hepatit taşıyıcısı olan kişilerden alınan kan aşı hazırlanmasında kullanılmaz. Anne adayının Rh negatif baba adayının Rh pozitif olduğu durumlarda ileride kan uyuşmazlığına bağlı problemlerin oluşmaması icin aşı ile beraber Rhogam (uyuşmazlık iğnesi) verilir.
Lenfosit aşısının anne adayına ve gelişmekte olan bebeğe herhangi bir zararı yoktur.
Lenfosit aşısı ile tedavi goren anne adaylarının bebeklerinde doğumsal anomali artışı veya gelişme geriliği saptanmamıştır.
Lenfosit aşısı ile tedavi goren kadınlarda otoimmun hastalıkların gorulme ihtimali artmaz, bu kadınların kan vermesinde veya almasında, organ transplantasyonu (organ nakli) yapılmasında veya transplantasyon icin organ vermelerinde herhangi bir sakınca yoktur.
Lenfosit aşısı yapılan kadınların bağışıklık sisteminde de herhangi bir bozukluk meydana gelmez.
Biz kliniğimizde tekrarlayan duşuğu olan veya mukerrer tup Bebek denemelerine rağmen gebe kalamayan hastalarımıza bu yontemi başarı ile uyguluyor ve memnuniyet verici neticeler alıyoruz.
Embriyoların kalitesini yumurta mı sperm hucresi mi daha cok etkiler?
Her ikisi de etkiler. Sperm kalite bozuklukları ve morfolojk parametrelerinin duşukluğu de en az oosit kadar etkindir.
Yumurtanın kalitesini neler belirler?
İlerleyen yaş ile beraber gonadotropin stimulasyonuna verilen yanıt, oosit sayısı, oosit kalitesi, fertilizasyon oranı ve elde edilen embriyo sayısı azalır.
KUTU...
Başarıyı artıran 8 yontem
1) Yardımcı yuvalanma: Embriyoları cevreleyen zarın (zona pellucida) mekanik olarak, asit tyrode kullanılarak veya lazer yardımı ile belli bir bolgesinin inceltilmesi veya tam olarak acılması olarak tanımlanır. Boylece embriyoların rahim duvarına tutunmaları kolaylaştırılır.
Embriyoların (dollenmiş yumurta) beslenip gelişebilmesi icin rahim ic zarına tutunması gerekiyor. Eğer embriyonu cevreleyen zar gereğinden kalınsa rahime tutunma işlemi gercekleşemez ve gebelik olmaz. Embriyonun rahim duvarına tutunmasını kolaylaştırmak icin bu zar ceşitli işlemlerle inceltilebilir veya bir kısmında kucuk bir delik oluşturulabilir. Gecmiş yıllarda bazı kimyasal maddeler ve enzimler kullanılarak yapılan bu işlem artık lazer sistemiyle yapılabiliyor. Lazer daha once tup bebek yontemiyle gebelik elde edememiş kişilerde, 35 yaş ve ustu kadınlarda kullanılıyor. Ayrıca genetik tanı icin biyopsi yapılacak embriyonlara, dondurma-cozme sonrası elde edilmiş embriyonlara, onceki denemelerinde iyi kalitede embriyon elde edilmesine rağmen gebelik olmayan vakalara, FSH hormonu sınırda ya da yuksek olan olgularda uygulanıyor.
2) Endometriyal ko- kultur: Yapay rahim ici uygulaması, tekrarlayan tup bebek tedavilerine rağmen gebe kalamayan, embriyoları yavaş veya kotu gelişim gosteren ciftlerde yeni bir umuttur.
Adetin 21. gunu rahim icinden alınan ufak bir doku orneği laboratuvar koşullarında uretilerek yapay bir rahim ici dokusu oluşturuluyor ve embriyolar bu doku icinde buyutuluyor.
Bu uygulama sırasında kadının kendi rahim ici (endometrium) hucreleri kullanıldığından sarılık, AIDS ve diğer riskli durumlar ekarte ediliyor. Endometrial hucreler embriyo gelişimine zarar vermiyor, gelişiminin devamını sağlıyor ve buyume şansını arttırıyor.
3) Embriyo yapıştırma: Ozellikle ileri yaştaki kadınlarda ve tekrarlayan tup bebek başarısızlığı olan ciftlerde embryo glue adı verilen yapıştırıcının kullanılması ile gebelik oranlarında artma olduğunu gosteren calışmalar vardır. Ancak ciftlerin bunu bir mucize gibi algılamamaları gereklidir.
4) Blastokist kulturu: Blastosist, dollenme sonrası beşinci gune gelmiş embriyona verilen isimdir. Tup bebek tedavisinde genel kabul goren uygulama, dollenme işlemi yapıldıktan sonraki ucuncu gunde embriyonların anne rahmine yerleştirilmesidir. Embriyoların blastosist doneminde transferinin bazı onemli avantajları var. Mesela bu doneme ulaşabilmiş embriyonların rahime tutunma ihtimali daha fazladır. Cunku bu embriyonların beşinci gune kadar yaşama kabiliyeti diğerlerine gore daha yuksek.
5) Preimplantasyon genetik tanı: Bircok kalıtsal hastalığın henuz embriyo duzeyinde iken tanısı konulabilmektedir. Sadece sağlıklı embriyoların secilerek anneye transfer edildiği bu tekniğe Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) denilmektedir.
Dollenmeyi takiben normal gelişim gosteren embriyolar 7–8 hucreli aşamaya ulaştığında, 1 ya da 2 blastomer hucresi her bir embriyodan biyopsi yapılarak alınmakta ve tek hucre PCR metoduyla hastalığı taşıyan genetik bolge coğaltılmaktadır.
6) Embriyo dondurma: Embriyoların dondurulması ceşitli nedenlerden dolayı zorunlu olarak da yapılmaktadır.
Eğer embriyoların transfer edileceği donemde kadına ait herhangi bir sorun ortaya cıkarsa (orneğin hormon tedavisi sırasında yumurtalıkların aşırı uyarılması) o zaman tum embriyolar dondurulup kadında hayati risk oluşturan bu tablonun gerilemesinden sonra daha emniyetli bir zamanda cozulerek transfer edilebilirler.
Yine rahim ici zarının (endometriumun) gebelik icin uygun olmayacak bir kalınlıkta olması durumunda da embriyolar dondurularak saklanıp daha sonra rahim icinin daha iyi hazırlandığı başka bir donemde transfer yapılabilir.
7) Tuplerin cıkartılması: Ultrasonografi ile tanımlanabilen ve hidrosalpenks adı verilen bu durum embriyoların tutunmasını engelleyen bir diğer nedendir. Rahim filmi cekilerek veya laparoskopi yapılarak hidrosalpenksin boyutlarını daha net olarak ortaya koymak ve sorunu duzeltmek mumkundur. Tuplerde biriken sıvı rahim icine akarak embriyoların tutunmasını engellemekte veya gebelik oluştuğunda erken duşuklere yol acmaktadır. Bu durumda tuplerin laparoskopi ile cıkarılması veya rahimle birleştiği noktadan bağlanması başarı şansını belirgin olarak arttırmaktadır. Tuplerde sıvı toplanması kadında tup bebek şansını azaltan en onemli ve en sık gorulen nedenlerden birisidir.
8) Mikrodiseksiyon TESE: Mikro-TESE; ağır erkek kısırlığı tedavisinde uygulanan yeni bir cerrahi yontemdir. Ozellikle ureme kanallarında tıkanıklık olmayan azosperm durumunda sperm elde etmek icin uygulanan bir cerrahi yontemdir. Mikro-TESE yontemi mikroskop altında yapılmaktadır.
Erkek kısırlığı tedavisinde ureme kanallarında tıkanıklık olmayan azosperm vakaları icin uygulanan bu yeni yontem, cocuk sahibi olmak isteyen ciftlere yeni bir kapı acmaktadır. Mikro-TESE ayakta tedavisi mumkun olan lokal ya da genel anestezi ile mikroskop altında yapılan cerrahi bir işlemdir. Bu hastalardan mikro cerrahi ile sperm elde ediliyor. Bu yontemle elde edilen spermler, eşlerinden alınan yumurtalara enjekte edilerek (mikroenjeksiyon) bu ciftlerin sağlıklı cocuk sahibi olabilmeleri sağlanıyor.
[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Tup bebek tedavilerinde yenilikler
Sağlık0 Mesaj
●27 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Tup bebek tedavilerinde yenilikler