Bir gece…
Kabilede…
Hava da yıldızlar da dehşet icinde.
Acaip bir hal aldı gece.
Yıldızlar birbirine girdi. Meleklerin kimi sevindi, kimi sevincinden ağladı.
Binlerce korku,
Binlerce sevinc kapladı sevgioğulları’nı.
Gokyuzu gurultulerle,
Yeryuzu depremlerle sarsıldı.
Kat kat karanlık yağdı bazen.
Bazen huzme huzme nur.
Korku ve umit ve aşk dalgalanıp durdu binlerce gurultunun icinde. Yıldızlar bir turlu bir hale gelmedi, tufan gibi yağan yağmur dinmedi.
Korkunc sesler geliyordu bir kısmı tanıdık olan. Gecenin, korkunun ıstırabı herkesi sarmıştı. Sevinen kimse yoktu artık. Gok gum gumlerle inlerken, arz kendinden gecti.
O gece iki guzel insan dunyaya ayak bastı. Hem ay doğdu hem de guneş: Husn ve Aşk.
İkisi de umit.
İkisi de tertemiz.
Biri bir aya binmişti, biri de guneşe.
Biri yasemin gibi guzel bir kız, diğeri Mesih gibi soluklu bir oğlan.
Duydular sevgioğulları bu haberi,
Koşup geldiler.
Kıza Husn
Oğlana Aşk,
Secilmişlere ve mutsuzlara has olan aşk dediler. Adını verdiler.
Kıza kimi Leyla, kimi şirin, kimi Aslı, kimi de Azra dedi. Fakat o, kaderin ezeli yazgısında bulunan Husn olacaktı.
Oğlana ise bazısı Mecnun, bazısı Ferhad, bazısı Kerem bazı da Vamık adını verdi.fakat o yaratıcının kendine cizdiği cileli yolda yuruyen aşk olacaktı.
Zaman zaman Husn’e Mecnun, Aşk’a da Leyla dediler. İsimlerini başka isimlerle değiştirenler oldu. Felek bu cocukların isimlerini yok etmek icin donup durdu. İstedi ki bunlar isimsiz tanınsınlar. Şohret olsunlar ama isimsizler kervanında yer alsınlar. Fakat yaratıcı ademoğullarına isimleri oğretmişti. Bundandır ki insanoğlu isimsiz olmazdı. Guzel bir meclis kuruldu. Kabilenin buyukleri geldiler. Divan kurdular. Bu iki guzeli birbirine helal ettiler. Babaları razı oldu. Dualar edildi. Meclis guzelce sona erdi.
Kader hukmunu verdi:
Bu iki genc birbirine helaldir.
**
aşk acılar icinde feryat ediyordu.
Dunya denen gezinti yerinde
Bahtına tabur gibi bir beşik duşmuştu.
Buyuyunceye kadar o beşikte uyudu. Uyudu mu bayıldı mı pek bilinmedi.
Her halini goren yaratıcı bildi her halini. Bir de yanından ayrılmayan dadısı, bilebildiği kadar. Gozlerini her kapayışında dadısı şu sozleri soyledi:
“Aydan daha aydınlık yavrum,
Bahtının karalığına bakma da uyu.
Rabbine yalvar. Onun adını dilinden duşurme.
Ne acı ki kader hukmunu vermiş. Sitem şişine kebap olacaksın.
Uyu ey tatlı cocuk!
Felek sana tuzaklar hazırladı. Amansızdır cunku felek.
Ey Aşk’ın nergis gozleri! Naz uykusuna yat. Kaderine razı ol.
Bir bela ki seni oyuncak gibi surundurecek.
Uyanma, bu safa beşiğinden kalkma.
Her şeyden vazgec birkac gece.
Kan icmeye
Bela cekmeye
Alıştır kendini tekdir kadehlerine.
Donup duran bu felek boyle kalmaz. Sen rahat uyu. Yakında neler olduğunu goreceksin. Gam seline değirmen olacaksın.
Uyanık olmaya alışma!
Uyku en guzel kucaktır sana. Bu zalim felek sana sut yerine zehir sunacak. Sen de feryat figana duşeceksin.
Gam meclisinin kırık sazı olacaksın.”
**​

aşk ki yasemine benziyordu bedeni.
Yeni doğmuş bir guneşti. Beşik sallandıkca titriyordu.
Akrep burcunda bir guneşti.
Uyudukca guclendi canı.
Sıkılınca beşikte, dar geline kundak cığlık attı.
Arttıkca cığlıkları canına can geldi. Bir cocuk ki goz nuru gonul aydınlığı. Bir İsa’ydı sanki. Beşik de mihrabı.
Bir hasta gibi huzursuzdu. Bir kararda durmazdı. Alev gibi titrek bir bedeni vardı. Ağlayıp sızlamaları bitip tukenmezdi. Bazen kendini cok harap ettiği olurdu. O zaman uykuya dalardı.
Bu taze fidan gunlerini boyle ateşli cumbuş icinde gecirdi.
**​

husn’un de beşiğini sallıyordu kader. Onu da alıştırdı felek acılara. Uzulurken neşeye dalar, sevinirken acı ceker oldu.
Gorunurde hayatı seviyordu ama uyku girmiyordu gozune.
Uyarıyordu onu acı her zaman.
Guzeldi fakat,
Guzelliği fitne sebebiydi.
**​

Aylar, yıllar gecti boylece.

kabilenın ileri gelenleri toplandılar.bir karar verdılerkı herkez memnun oldu o karardan.
*bu iki guzel cocuk tahsil gorup aydınlasınlar*dedıler..
onlarda buyuklerın kararına baş egdıler.
itaat en guzel tactır dedıler.
insana verılen en guzel sermayenın istek oldugunu soyledıler....
**​