Tukuruk bezi hastalıklarıTukuruk Bezi Hastalıkları

Tukuruk bezleri buyuk (major) ve kucuk (minor) bezler olarak iki gruptan oluşur. Her iki tarafta kulak on ve altında yer alan parotis tukuruk bezleri, cene altı tukuruk bezleri ve dil altı tukuruk bezleri major tukuruk bezleridir (Şekil 1). Ağız icinde, dudak ve damakta cok sayıda kucuk (minor) tukuruk bezi mevcuttur. Tukuruk bezlerinin gorevi ağzı nemlendiren, mikroplara karşı dezenfektan etki yapan ve sindirime yardımcı enzim adı verilen proteinleri iceren tukuruk salgısını uretmektir. Major ve minor bezlerden gunde 0,5 ila 1,5 litre arasında tukuruk salgısı uretilerek ağız icine boşaltılmaktadır.

Tukuruk bezi hastalıkları iyi huylu ve kotu huylu olmak uzere iki ana gruba ayrılabilir.

1-İyi Huylu Tukuruk Bezi Hastalıkları
Bu grup hastalıklar kendi icinde tumoral olmayan ve tumoral yani kitle oluşumu ile seyreden hastalıklar olarak iki alt grupta değerlendirilmektedir. Bu sınıflama icinde en sık karşılaşılan hastalıklar şu şekildedir;

A. Tumoral Olmayan Hastalıklar

a. Akut tukuruk bezi iltihapları

Viral İltihaplar: Kabakulak en sık rastlanılan viral tukuruk bezi hastalığıdır. Kulak on ve altında yer alan parotis bezini etkileyen bu hastalık genellikle 4-6 yaş cocuklarda izlenir. Hava yolu ile bulaşan virus vucuda girdikten 14-21 gun sonra her iki tarafta kulak altında ağrı, şişme, hassasiyet ve ateş ile başlar. Parotis bezi cevresindeki kaslarda spazm oluşmasına bağlı ağız acma gucluğu gelişebilir. Tanı hikaye ve kanda kabakulak virusune karşı savunma sisteminin urettiği antikorların izlenmesi ile konulur. Ozel bir tedavi gerektirmez, istirahat, sıvı alımı ve ateş duşurucu, ağrı kesici ilaclar genellikle yeterlidir. Nadiren virusun beyin, bobrek, iş kulak ya da testisleri etkilemesine bağlı komplikasyonlar gelişebilir. Bu durumda etkilenen organa yonelik ozel tedaviler gerekli olabilmektedir.
Kabakulak aşısının uygulanmaya başlaması ile gorulme sıklığı oldukca azalmıştır.

Bakteriyel İltihaplar: Sıklıkla parotis bezinde izlenen bu hastalık kulak onunde ve altında aniden oluşan ağrı, şişlik, ciltte kızarıklık ve hassasiyet ile ortaya cıkar. Genellikle yetersiz sıvı alan, ileri yaş, bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ve sıklıkla yatarak tedavi gereken ameliyat sonrası donemlerde izlenir. Muayenede tukuruk bezlerinin kanallarının ağız icine acılma bolgelerinden iltihaplı akıntı gorulur. Tedavinin gecikmesi durumunda apse oluşumu ya da iltihabın yayılmasına bağlı ozellikle ileri yaştaki hastalarda hayati tehlike iceren enfeksiyon tablosuna neden olabilir. Tedavi tukuruk kanalından alınan kulture gore belirlenen antibiyotiklerle yapılır.

b. Tukuruk Bezi Taşları (Sialolitiazis)

Tukuruk bezi taşları %80-90 oranında cene altı (Submandibuler) tukuruk bezinde, %10-20 parotis bezinde ve nadiren diğer tukuruk bezlerinde izlenirler. Kronik hastalıklar, uzun sureli sıvı kayıpları, şeker, gut gibi bazı hastalıklarla birlikte daha sık taş oluşumu izlenmektedir.
Salgısı daha koyu kıvamlı ve daha cok kalsiyum iceren aynı zamanda kanalı en uzun olan tukuruk bezi olması nedeni ile cene altı bezi taş oluşumu icin en yatkın tukuruk bezidir.

En sık karşılaşılan şikayet sık sık tekrarlayan ve yemek sırasında oluşan ağrılı cene altı şişlikleridir. Tıkanıklık uzun surerse takiben iltihaplanma da oluşabilir. Bu durumda şişliğin devam etmesi, ağrı, hassasiyet ve bez uzerindeki ciltte kızarıklık izlenir.

Muayenede genellikle ağız tabanında tukuruk bezi kanalı icindeki taş elle hissedilebilmektedir. Taşın elle hissedilemediği durumlarda rontgen ya da tukuruk kanalı endoskopisi tanıya yardımcı olmaktadır. Tedavi olmayan hastalarda sık tekrarlayan iltihaplar tukuruk bezinin yapısını bozarak kronik iltihaba neden olabilmektedir.

Tedavide ağız icinde tukuruk bezi kanalında elle hissedilebilen taşlar kanal ağzı genişletilerek ya da kanal acılarak cıkartılabilmektedir. Kanal icindeki kucuk taşlar endoskopik olarak cıkartılabilmekte, buyuk taşlar lazer ya da ses dalgaları ile kırılarak endoskopik olarak cıkartılabilmektedir. Tukuruk bezi govdesine yerleşmiş taşlar icin genellikle ameliyatla tukuruk bezinin cıkartılması gerekmektedir.
Taş cıkartılması sonrasında taşın tekrar oluşma ihtimali %20 civarındadır

c. Kronik Tukuruk Bezi İltihapları

Genellikle azalmış tukuruk salgısı uretimi ve koyu salgının tukuruk kanalları icinde birikmesi sonucu oluşan zamanla ilerleyici bir iltihaplanma durumudur. Salgının yavaşlaması ağız icinde normalde bulunan bakterilerin kanal icinden tukuruk bezine doğru yayılmasına neden olur. Kronik iltihap tukuruk kanalının yapısını ve salgı yapısını değiştirerek zamanla problemin kalıcı hale gelmesine neden olur. Kanal icinde uzun sure kalan taşlar da bu problemin gelişmesine neden olabilirler.

Tekrarlayan akut iltihaplar, vucut savunma sistemi zayıflıkları, ışın tedavileri, sigara kullanımı, ağız hijyeni bozukluğu bu hastalığa zemin hazırlayabilir.

En belirgin şikayet ozellikle yemekler sırasında artan ağrılı şişliklerdir, genellikle ateş, kızarıklık gibi akut iltihap bulguları olmaz.

Tedavide sıvı alımının artırılması, masaj ile salgının boşalmasına yardımcı olunması, akut alevlenmelerde antibiyotik tedavisi ve tukuruk bezinin cerrahi olarak cıkartılması uygulanmaktadır.

d. Ağız Kuruluğu (Xerostomia)

Ağızda kuruma aynı zamanda tat alma duyusunda zayıflama, yutma gucluğu, ağrı, diş curumeleri gibi problemlere de neden olabilmektedir. Parotis bezi hastalıklarında karşılaşılabilen bu problem stres, şeker hastalığı, kronik iltihaplar ve ışın tedavisi gibi faktorlere bağlı da oluşabilmektedir.

Tedavide probleme neden olan hastalığın tedavisi, sıvı alımının artırılması, tukuruk salgısı artırıcı ilaclar ve yapay tukuruk kullanılmaktadır.


B. Tukuruk Bezi İyi Huylu (Benign) Tumorleri

Tukuruk bezlerinden kaynaklanan tumorlerin % 70-80 i parotis bezinden kaynaklanmaktadır, parotis tumorlerinin %80 i iyi huylu tumorlerdir buna karşılık cene altı tukuruk bezinde %15 oranında tumor gorulurken iyi huylu tumor oranı % 50-60, dil altı ve kucuk tukuruk bezlerinde tumor gorulme oranı %10 civarında iken bu tumorlerin iyi huylu olma oranı %35 dir.

Tukuruk bezi kaynaklı tumorler genellikle 50-70 yaşlarında yavaş buyuyen kitleler olarak ortaya cıkarlar. Tanıda muayene ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra ince iğne biyopsisi onemli yer tutmaktadır. İğne biyopsisi ile tumorun iyi ya da kotu huylu olduğunun ayrımı yapılmakta tedavi planı bu doğrultuda şekillenmektedir.

İyi huylu tukuruk bezi tumorlerin buyuk kısmı 30-60 yaşları arasında ve kadınlarda daha fazla gorulen mikst tumor ya da pleomorfik adenom adı verilen tumordur.

Genel olarak butun iyi huylu tumorlerde cerrahi tedavi uygulanmaktadır. Bu ameliyat sırasında tumorun bulunduğu tukuruk bezi butun olarak cıkartılmaktadır.

Parotis tukuruk bezinin onemli ozelliği yuzdeki kasları hareket ettiren yuz sinirinin kulak kemiği alt kısmından cıktıktan sonra yuz kaslarına giderken bu bezin icerisinden gecmesi ve bez icinde iken dallarına ayrılmasıdır. Bezin sinirin ve dallarının uzerinde kalan kısmı yuzeyel lob, altında kalan kısmı derin lob olarak isimlendirilmektedir. İyi huylu parotis tumorlerinde derin lobun tumor tarafından tutulumu yoksa cerrahide sadece yuzeyel lob cıkartılmaktadır.

2. Tukuruk Bezi Kotu Huylu (Malign) Tumorleri

Kotu huylu tukuruk bezi tumorleri baş ve boyun bolgesinde gorulen kotu huylu tumorlerin %3-4 unu oluştururlar. Bu tumorlerin oluşma nedeni tam olarak bilinmemekle beraber viral enfeksiyonların, radyasyona maruz kalmanın, cevresel faktorlerin ve genetik ozelliklerin etkili olduğu duşunulmektedir.

Kotu huylu tukuruk bezi tumorleri en sık (%75-80) parotis bezinde, %15-20 oranında cene altı tukruk bezinde ve nadiren dil altı ya da minor bezlerde izlenmektedir.

Tukuruk bezlerinde cok farklı tipte tumorler gorulebilmekle beraber en sık karşılaşılan tumorler mukoepidermoid karsinom (%45) ve adenoid kistik karsinomdur (%22).
Kotu huylu tumorler tumorun klinik davranışına, yayılma hızına ve yapısal değişiklik derecesine gore duşuk, orta ve yuksek dereceli (grade) olarak gruplandırılmaktadır.

Yuksek dereceli tumorler daha saldırgan, cevre dokulara ve boyun lenf bezlerine yayılma eğiliminde, uzak metastaz riski yuksek olan tumorlerdir.
Malign tukuruk bezi tumorlerinin tedavisinde ilk secenek cerrahidir. Ameliyat sırasında tumorun cevresinde tumor yayılmamış normal doku icerecek şekilde geniş olarak cıkartılması gerekir. Tumor tarafından tutulum olmadığı surece ameliyat bolgesinden gecen yuz siniri, dil duyusunu alan sinir gibi onemli sinirler korunmalıdır.

Boyundaki lenf bezlerinde saptanmış tumor sıcraması saptanan ve belirgin tutulum saptanmamış olsa bile boyun lenf bezlerine metastaz yapma riski yuksek olan tumorlerde ameliyat sırasında komşu lenf bezleri de cıkartılır (boyun diseksiyonu ameliyatı).

Radyoterapi kucuk tumorlerde nadir olarak asıl tedavi olarak secilebilir. Buyuk ve yayılma riski yuksek tumorlerde ise cerrahi sonrasında ameliyat bolgesine radyoterapi verilerek aynı bolgede tumor tekrarının onlenmesi amaclanmaktadır.

Diğer sağlık problemleri nedeni ile ameliyata uygun olmayan hastalarda ve tumorun ileri derecede bolgesel yayılım ve/veya uzak metastaz yapmış olduğu hastalarda ilac tedavisi (kemoterapi) tercih edilebilmektedir.



[h=2]İstanbul Kulak Burun Boğaz uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]