Tukenmişlik (burnout) sendromuTukenmişlik sendromu son zamanlarda bazı unluler nedeniyle daha aşina olduğumuz bir konu. İlk olarak 1970 yılında ortaya atılan bu kavram zaman icinde daha cok destekci bulmuş ve 1990’lı yıllardan itibaren bilim adamlarının ilgisini cekmiştir. Hali hazırda en yaygın kullanılan bilimsel arama motoru PUBMED’e “burnout syndrome” yazıldığında 920 sonucla karşılaşırsınız
Tukenmişlik sendromu nedir? Belirtileri nelerdir?
Tukenmişlik sendromunu kabaca; ozellikle beklentinin cok olduğu (uzun calışma saatleri, tatil imkanının olmaması…) fakat geri donuşun kısıtlı olduğu (duşuk maaş, yeterince ovulmemek …) işlerde calışan kişilerde ortaya cıkan kişide motivasyon-ilgi kaybı ve tukenmişlik hissi olarak tanımlayabiliriz. Sağlık calışanlarında ozellikle acil serviste calışan bireylerde tukenmişlik sendromu uzerine bir cok calışma yapılmıştır. 1970’lerde yapılan calışmalarda, sağlık calışanlarında tukenmişlik sendromunun temel belirtilerinin duygusal tukenme, hastalara karşı alaycı tutum ve azalmış kişisel başarı duygusu olduğu saptanmıştır. Ayrıca tukenmişlik sendromu yaşayanlarda yorgunluk, baş ağrısı, iştah kaybı, uykusuzluk, sinirlilik, duygusal dalgalanma ve diğer insanlarla olan iletişiminde bozulmalar olabileceği saptanmıştır.

Tukenmişlik sendromunu onlemek icin neler yapılabilir?

Genellikle bireysel, kurumsal ve hatta sistemden kaynaklanan etmenlerin bir arada rol oynaması ile ortaya cıkan tukenmişlik, bir sendrom ve sistem sorunu olarak ele alınmalıdır. Etkili mudahale, hem bireysel hem de orgutsel zeminde olmalıdır. En onemlisi; başlatan ve ortaya cıkarıcı etmenlerin giderilmesi, bu olmuyorsa erken donemde tanınarak hızla mudahale edilmesidir. Tukenmeyi onlemek ve onunla başa cıkmak icin yapılabilecekler organizasyonel ve bireysel duzeyde ele alınmalıdır.

Organizasyonel olarak neler yapılabilir?
Resmi kurumlarda calışanlar icin devletin yapabileceklerinden bahsedersek;
Ulkemizdeki resmi kurumların cağdaş yonetim ilkelerine uygun olarak orgutlenmesi icin calışanların gorevlerini ve yetkilerini belirleyen gerekli yasal duzenlemelerin yapılması ve yaşama gecirilmesi gerekmektedir. Demokratik, yatay sorumluluk ve yetkileri paylaştıran yonetim yaklaşımının benimsenmesi, sistemdeki odul kaynaklarının arttırılması, uzun calışma saatlerinin azaltılması, duşuk ucret sorunun giderilmesi, tatil ve sosyal aktivite olanaklarının arttırılması, personel yetersizliği sorununun giderilmesi sağlanabilir.
Ozel kurumlarda calışanlar icin işverenlerin yapabileceklerinden bahsedersek;
Gorev tanımlarının acık ve net olması, işe yeni başlayan kişinin oryantasyon programına katılımı ve supervizyon sağlanması, iş ile calışan arasında uyumu sağlamak icin işin duzenlenmesi, bolumlerin ozelliklerine gore etkin personel planının yapılması, duzenli ekip ici toplantıları ile oneri ve eleştirilerin alınması, sorun cozmede kalıcı mekanizmaların oluşturulması ve sorunların ilk ortaya cıktığı anda ele alınması onemlidir.
Yoneticilerin calışanını destekledikleri, sıkıntılı bir durumda kendilerinden yardım alabilecekleri, elemanların gereksinim duyduğu surekli eğitim olanaklarının sağlanması, sistemdeki odul kaynaklarının coğaltılması, calışanların bireysel ihtiyaclarının karşılanmasına onem verilmesi ve kolaylaştırılması, alınan kararlara katılımın sağlanması gereklidir. Hoşgorulu, esnek, adaletli, katılımcı bir yonetim anlayışlı ve dinleyen, değer veren bir yonetici, tukenmenin onlenmesi ve giderilmesinde son derece onemlidir.
Şu ana kadar yazdıklarımı okuyup icinizden "hadi canım bunları kim duzeltecek" diyebilirsiniz. Ne yazık ki buyuk olasılıkla da haklısınız. Peki biz birey olarak tukenmişlik sendromundan korunmak icin neler yapabiliriz?
Tukenmişlik seviyesine gelmiş olan bireyin en onemli ihtiyacı guc ve inanctır. Bu aşamadan cıkış icin bakış acılarının, duşunce sisteminin, değerler sıralamasının değiştirilmesi ve geliştirilmesi gerekir. “Her şey benim kontrolumde olsun, mukemmel olursam kontrolu ele alabilirim, başkalarını memnun etmek zorundayım, insanları incitmemem gerekir, herkes beni sevsin” gibi mantıksız inancların, otomatik duşuncelerin, olumsuz algıların fark edilmesi ve duşuncelerin yeniden yapılandırılması gerekir.
Bazı kişilik ozelliklerine sahip bireyler stresle başa cıkmakta zorlanır. Dolayısıyla tukenmişlik sendromuna daha yatkındırlar ve yukarıdaki saydığımız duşunce/inanc/inanışlara sahip olabilir. Bu otomatik duşuncelerin ve kişinin kendisine şart koştuğu bu onermelerin değiştirilebilmesi ise ancak terapi yontemleri ile olabilir. Daha kısa surede cozum sağlamak icin bilişsel davranışcı terapi yontemleri, uzun donemde cozum sağlayabilmek psikanalitik yonelimli psikoterapiler fayda sağlayabilir.
İşe başlamadan once kişi yaptığı işin zorluklarını ve risklerini oğrenmelidir.
Tukenmenin ne olduğunun ve belirtilerinin bilinmesi kişinin kendindeki durumu erkenden tanımasını ve cozum aramaya yonelmesini sağlayacaktır (PSİKOEĞİTİM-tam da şu anda on eğitimi almaktasınız).
Kişiler duygularını ve zorluklarını paylaşmaları gerektiğinde yardım istemeleri konusunda teşvik edilmelidirler.
Bence en onemlisi bu madde. Kişinin insan olarak sınırlılıkları olan bir birey olduğunu ve sorumluluklarının sınırlarını bilmesi, gereksiz ve kaldıramayacağı yuklerin altına girmesini onleyebilir. Kişi hizmet sunduğu kişilere ancak kendi sorumluluk sınırları icinde yardım edebileceğini, kurumun sınırlılıklarını kendisinin aşamayacağını, aşmasının da gerekmediğini, tum sistemin sorunlarından değil ancak kendi yaptıklarından sorumlu olduğunu bilmelidir.
Kişi yaşamının iş dışındaki alanlarını geliştirmesi icin teşvik edilmelidir. Hobileri olan, sosyal ilişkileri zengin kişiler tukenmeye karşı daha donanımlıdırlar.
Kişi tatil ve dinlenme olanaklarını mutlaka kullanmalıdır. Orneğin oğle tatilini calışarak gecirmek, işlerini bitiremediği icin izin kullanmamak doğru değildir.
İşyerindeki rutin alışkanlıklarını bırakmak, monotonluğu azaltmak, orneğin her oğle tatilini aynı kişilerle aynı yerde gecirmek yerine değişik oğle tatili planları yapmak yararlı olabilir.
İş cıkışı rahatlatıcı aktivitelerde bulunmak son derece yararlıdır. Ozellikle fiziksel aktivite ve sosyalleşme sağlayan spor aktiviteleri yararlıdır.
Nefes alma, gevşeme teknikleri yapılabilir.
Resim, muzik, karikatur, tiyatro gibi sanatsal aktivitelere katılabilir ya da direkt uğraşılabilir.
Tum bu bireysel duzeyde alınabilecek onlemlerin yanı sıra tukenmişlik sendromu yaşayan bireyler, her aşamada psikiyatrik/psikolojik destek alabilir. Unutulmamalıdır ki tukenmişlik sendromu ile depresyon cok ic ice gecmiş kavramlardır ve eşlik edebilecek diğer psikiyatrik rahatsızlıklar (en sık anksiyete bozuklukları) icin ilac tedavisi şıkkı her zaman akılda tutulmalıdır.

Son olarak iş arkadaşınız ya da ailenizdeki bir bireyi tukenmişlik sendromundan nasıl koruyabilirsiniz?
Aynı yerde calışan kişilerin zaman zaman iş dışı konularda konuşmaları ve birlikte hoşca vakit gecirmeleri, aralarında daha sıcak ve yakın bir ilişki kurulmasını sağlayarak birbirlerine olan desteklerini arttırır.
Birlikte calışanların uyumlu bir ekip calışması icinde olmaları, aralarında adil bir gorev paylaşımının olması, hem hizmetin kalitesini arttırır, hem de ilişki sorunlarını onler.
Birlikte calışmadan doğan sorunların zamanında ve sorun kronikleşmeden cozulmesi gereklidir.
İşte karşılaşılan sorunların ve duygusal zorlukların paylaşılabileceği destekleyici grupların oluşturulması da yararlıdır.
Daha kıdemli iş arkadaşları, işe yeni başlayan kişilere gercekci rol modelleri olabilmelidirler.
İş yerinde destekleyici bir ortam icinde olmak kritik bir oneme sahiptir.
İş dışındaki yaşamda ailenin ve diğer yakın kişilerin desteği vazgecilmezdir, ayrıca bu yolla kişi, işi dışında var olduğu ve takdir edildiği bir alan bulmuş olacaktır.
Uzm. Dr. Fikret Poyraz Cokmuş

[h=2]Manisa Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]