Pek cok danışanımdan sıklıkla şu cumleleri duyuyorum:
‘Dayanamıyorum artık.’ ‘Tukendim.’ ‘Enerjim kalmadı.’
Pek coğumuz enerjimizi sanki sınırsız gibi hoyratca kullanıyoruz ve birgun bir yerde bedenimiz tokezlemeye başladığında bu cumleler dokuluyor ağızlarımızdan.
Tukenmişlik sendromu, yaşamın yoğun talepleri sonucunda ruhsal ve fiziksel acıdan enerjinizin tukenmesidir. Tukenmişlik bir gecede ortaya cıkmaz yavaş yavaş zamana yayılan bir surectir. İlk aşamada ağır iş yuku, aşırı stres ve yoğun taleplerle baş etmeye calışırsınız. Bir sure sonra işiniz kişisel ihtiyaclarınızın onune gecer. İkinci aşamada fiziksel ve duygusal bitkinlik başlar. Yorgunluk kronikleşir ve rutin yapılan işlerin ustesinden gelebilmeniz icin eskisinden daha fazla enerji gerekir. Uykusuzluk, baş ağrıları ve diğer fiziksel şikayetler başlar. Ucuncu aşamada işe karşı duyarsızlık, ilgisizlik, kendini işe ait hissetmeme işe karşı alaycı ve olumsuz bir tutum gelişmeye başlar. Kişilere karşı olumsuz tavırlar ve iş performansınızda duşme gozlemlenir. Dorduncu ve son aşamada ise caresizlik, nefret ve kacınma duyguları one cıkar. Yorgunluk ağırlaşır, kas ağrıları, baş donmesi, uyku problemleri, dinlenememe, baş ağrıları artar. Dinlemeye, başka işlerle meşgul olarak rahatlamaya calışsanız da gevşeyemezsiniz.
Aşırı ve yoğun calışma temposu ve başkalarının bitmeyen talepleri yuzunden kişisel ihtiyaclarınızı gideremezseniz kendinizi caresiz, umutsuz, isteksiz ve ofkeli hissetmeye başlarsınız. Zaman icinde bu olumsuz duygular kronikleşir ve duygusal tukenme başlar. İşinizdeki insanlarla enerjinizi tukettiğinizden ne kendinize ne de ozel hayatınızdaki ilişkilerinize ayıracak enerjiniz yoktur. Ozel hayatınızdaki ilişkilerinizi minimum duzeye indirmek ister ve onların istek ve duygularına kayıtsız kalmaya calışırsınız.
Ozellikle eğitim, sağlık gibi hizmet sektorunde calışan herşeyi kontrol etmeye calışan mukemmeliyetci biriyseniz tukenmişlik sendromu yaşamanız daha olasıdır.
Nedenlerine baktığımızda; işyerinde işinizle ilgili kontrolunuz yoksa, işyerindeki ilişkilerde huzursuzluk, baskı ve mobbing varsa, etik anlayışınız calıştığınız yerin etik değerleriyle uyumlu değilse, işinizde surekli kaotik bir ortam ve zaman baskısı yaşıyorsanız, işyerinizde veya ozel hayatınızda gerekli sosyal desteği alamıyor, yaşanan stresi ve catışmaları kimseyle paylaşamıyor kendi başınıza goğuslemeye calışıyorsanız tukenmişlik sendromu yaşamanız kacınılmazdır.
TUKENMİŞLİK SENDROMUYLA NASIL BAŞA CIKABİLİRİM?
Oncelikle Superman ya da super kadın olmadığınızı kabul ederek işe başlayalım. Sınırsız bir gucunuz yok ve tum bu cabayı daha cok başarılı olmak, daha cok para kazanmak ya da daha cok takdir edilmek gudusuyle yaptığınızın farkındayım ama eğer bedeninizin yardım cağrılarını dinlemezseniz o sizi hasta ederek yola getirmek zorunda kalır ve işte o noktada korktuğunuz başınıza gelir ve başarısızlık para ve zaman kaybı yaşamaya başlarsınız. İş o noktaya gelmeden belli konularla ilgili duzenlemeler yaparsanız emin olun yaşam sizin icin cok daha anlamlı ve keyifli bir yer haline gelir.
*Oncelikle sizi tuketen faktorleri listeleyin. İş yoğunluğu mu, calışma saatleri mi, etrafınızdaki kişilerle yaşanan catışmalar mı, baskıcı yoneticiniz mi, destek alamamak mı?
*Bu faktorleri belirledikten sonra olası cozumler icin yoneticiniz ve calışma arkadaşlarınızla goruşun. Eğer kendi işinizi yapıyorsanız iş yukunuzu hafifletmek icin calışma arkadaşlarınızla yeniden bir duzenleme yapın.
*Duzenli spor yapın. Spor, fiziksel dayanıklılığınızı arttırarak stresle daha rahat başa cıkmanızı sağlar. Aynı zamanda salgıladığınız endorfin hormonu sayesinde kendinizi rahatlamış hissedersiniz.
*Uykunuz duzenli olsun. Genellikle aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya calışın ve 6-8 saat arası uyumaya ozen gosterin.
*Yediklerinize dikkat edin. Abur cubur, fast food, tatlı, alkol ve asitli icecekleri sık tuketmekten vazgecin. Bu tur gıdalar anlık haz sağlasalar da orta ve uzun vadede enerjimizi duşuren gıdalardır. Protein ağırlıklı beslenin, sebze ve meyve tuketin. Cay ve kahveyi sık tuketmek yerine yeşil cayı tercih edin.
*Dinlenmek icin haftada 1-2 gun kendinize zaman ayırın. Yıllık izinlerinizi mutlaka kullanın ve bedenen ve zihnen rahatlayabileceğiniz oksijenin bol olduğu yerlere tatil planlayın.
*Her turlu travma ve stres faktorunde bizi depresyon ve benzeri hastalıklardan koruyan en onemli faktorlerden biri sahip olduğumuz hobilerimizdir. Hobiler, beynimizi enerjimizi somuren stres faktorlerinden uzaklaştırarak yaşam enerjimizin artmasını sağlarlar.
*Nefes, gevşeme egzersizleri, meditasyon ve yoga gibi ruhsal ve bedenen gerginliğinizi boşaltabileceğiniz egzersizleri oğrenerek her gun en azından 10 dk zaman ayırın.
*Sosyal destek, stresle baş etmede ve her turlu travmayı aşmada en onemli etkenlerden bir diğeridir. Sevdiklerinizle zaman gecirin, onlardan destek alın.
*En guclu gorunen kişilerin daha cok ilgiye ve desteğe ihtiyacları vardır. Genellikle kimseden yardım istemediğinizden ve herşeyle kendi başınıza başa cıkmaya calıştığınızdan siz onlardan talep etmedikce ne hissettiğinizi asla anlayamazlar ve size yardım edemezler. Yardım istemek gucsuzluk değildir.
Lutfen yardım isteyin ve yardım geldiğinde kabul edin.
Superman değilsiniz ve buna hakkınız var...



[h=2]İzmir Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]