Travmatik deneyimler, travmaya bağlı tepkiler oluşturur. Travma, yaşamın ilk devrelerinde olmuşsa, fiziksel, ruhsal, entellektuel gelişimi olumsuz etkiler. Başlangıcta ortaya konan başa cıkma becerileri, uyum belirtilerinin işaretleridir. Ancak sonra bu uyum belirtileri, hastalık belirtileri haline gelebilmektedir.
Zaman gectikce travma yaşayan kişilerin travmatik yaşantıları tekrarlar ve genel işlevlerini bozacak bir bicimde butunleşmemiş (dissosiye) olarak kalırlar.
Farkına varmadan, bu kopan parcalar ( duygu, duşunce ve imgeler ) kişinin davranışlarını etkiler. Sosyal destek sisteminin eksik olduğu durumlarda risk daha yuksektir.
Kendilerine zarar verici olan veya tehlikeli olan nesnelerle - ilişkilere yonelebirler.
Duşunce surecleri, kalıcı ilişki kurma kapasiteleri, duygusal ifadelerdeki yetersizlik, saldırganlık gibi alanlarda aksama gorulur. Tekrarlayan travmalar yaşayan kişiler “oğrenilmiş caresizlik” geliştirebilirler.
Travmanın yaratmış olduğu zorlukları azaltmak icin farklı bağımlılık davranışları geliştirerek yuksek kaygılarını kontrol etmeye cabalarlar.
Bu yaşantılara sahip kişilerin coğu, ikincil ruhsal sorunlar geliştirilebilirler, depresyon, sucluluk duyguları, duşuk benlik duygusu, caresizlik ve umutsuzluk bunlardan sadece bir kacıdır.



[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]