Travma ve yasHayatımız duzgun akışında ilerlerken aniden meydana gelen, yaşamımızı alt ust eden, bizde dehşet, korku, endişe ve caresizlik yaşatan olaylar psikolojik acıdan travmatik olaylardır. Kişi gercek bir tehditle karşılaştığını algılamışsa, fiziksel zarar gorduyse veya tanık olduysa; bu esnada da aşırı derecede korku, caresizlik ve dehşet hissetmişse bu durum kişi icin travmatik bir yaşantı olarak tanımlanabilir. Başka bir değişle, eğer bir olayda kişinin yaşamına, vucudunun butunluğune, yakınlarına bir tehdit soz konusu ise bu olay, yaşayan kişi icin bir travmadır.
Hangi Olaylar Ruhsal Travmaya Yol acar?
Ruhsal sorunlara yol actığı bilinen travma turleri şoyle sıralanabilir:
* Doğal afetler (deprem, sel, yangın)
* İnsan eliyle yapılan travmalar (savaş, işkence, tecavuz)
* Kazalar (iş, trafik)
* Beklenmedik olumler
* Ciddi-olumcul hastalıklara yakalanma
TRAVMA SONRASI GORULEN TEPKİLER
Duygusal tepkiler: Şok, uzuntu, ofke, endişe, sucluluk, umutsuzluk, kaygı, korku, karamsarlık, donukluk, aşrı sinirlilik, caresizlik kendi gibi hissetmeme ve gecmiş travma ve kayıpların alevlenmesi verilen duygusal tepkilerdir. Cocuklarda korku ve endişe sıklıkla gorulen tepkilerdir. Korku insan hayatını tehdit eden herhangi bir tehlike karşısında verilen normal tepkidir. Cocuklar genelde olayın tekrar olmasından, olumden, ailesinden ayrılmaktan veya yalnız kalmaktan korkabilirler. Gercek olayın tetiklediği korkuların yanı sıra, kendi hayal guclerinin urettiği korkular da yaşayabilirler. Duşunsel tepkiler: İnanama, duşunce ve dikkat dağınıklığı, unutkanlık, kimi zaman intihar duşunceleri, carpık ve genellemeye dayalı (her şey ve herkes kotu gibi) duşunceler sık sık beliren imajlar, olayla ilgili goruntuler ve olayı tekrar tekrar yaşama bu tur tepkiler arasındadır.
Fiziksel tepkiler: Baş, goğus ağrısı, mide yanması ve/veya bulanması,kalp sıkışması, gurultuye karşı duyarlılık, iştah artması yada tam tersi azalması, surekli yorgunluk hali, nefes darlığı ve kolay hastalanmak gibi fiziksel tepkiler aslında bedenimizin travma karşısında bir ceşit kendini ifade etme halidir.
Davranışsal tepkiler: Uyku ve yeme bozuklukları, sosyal cevreden uzaklaşma, kendini ihmal etme, ice kapanma, alkol ve madde kullanımı, kacınma davranışları, konuşmama, dikkatsizlik ve dağınıklık, surekli aynı şeyle uğraşma, hicbir şey olmamış gibi davranmak, travma karşısında gosterilen belli başlı davranış bicimleridir. Cocuklarda en sık gorulen problemler uyku saatleriyle ilgili olanlardır. Kendi başlarına gidip yatmak istemeyebilirler ,uykuya dalmakta gucluk cekebilirler, geceleri sık sık uyanabilirler ve /veya kabuslar gorebilirler.
Yas, kaybın ardından gelişen doğal bir tepkidir. Zorlayıcı ve stresli bir surectir ancak bir hastalık değildir. Yas sureci bireysel ve kendine ozgu bir surectir. Bu nedenle her birey icin farklı bir deneyimdir ve gosterilen tepkiler bireyseldir. Bireyin tepkileri, sakin bir kabulden, ciddi kriz tepkisine kadar değişebilir. Bazıları, tepkilerini acık bir şekilde ortaya koyarken, bazıları ise rahatsızlıklarını saklarlar. Sevilen birinin kaybı sonrasında gelişen yas tepkileri her bireyde farklı olmakla beraber, bir dizi ortak bedensel, bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkiler gorulur.
Kişi yas tuttuğu zaman sosyal ortamı da bundan etkilenir. Haftalarca işyerinde devamsızlık yapabilir, arkadaşlarıyla bağlantısını koparabilir. Ancak zaman icinde bu durumda kademe kademe duzelme olması ve kişinin kayıptan onceki hayatındaki işlevselliğine donmesi beklenir. Bu, kişinin kaybettiği insanı ozlemeyeceği anlamına gelmez. Kaybedilen kişinin ozlenmesi ve beraber yaşanan guzel anların zihinde canlanması son derece doğaldır. Sorun, kaybın ardından kaybedilen kişinin surekli kayıp donemindeki hali ile akla geldiği ve acı, aşırı uzuntu, cokkunluk gibi olumsuz duygu hallerinin azalmadan surduğu zaman ortaya cıkar. Yaşanan kayıptan 3-6 ay sonrasında kişinin bu halinde değişim olmuyor ya da daha şiddetli bicimde bu hali yaşıyorsa depresyondan şuphelenmek gerekir.

YAS SURECİNİN AŞAMALARI
İNKÂR VE ŞOK: Başlangıcta, sevdiğimiz birinin olumunu kabul etmek zordur, olumun gercekliğini inkÂr edebiliriz. Yakınınızın olumuyle ve genel olarak olumle ilgili duygularınızı yakınlarınızla paylaştıkca, kabullenmek kolaylaşır.

PAZARLIK: Kayıp gerceğinden kacınma amacıyla yapılan bu son girişimde kişi Tanrı’yla pazarlık etme girişiminde bulunur. Bu aşamada temel duşunce “Evet, başıma gelenleri kabul edeceğim ama bazı şartlarım olacak” şeklindedir; artık kayıp kabul edilmeye ve kayıp sonrası yeni hayatın koşulları gozden gecirilmeye başlanmıştır.

KIZGINLIK: Sizi geride bırakıp gittiği, yaşamdayken yaptığı ya da yapmadığı şeyler icin olen kişiye kızgınlık duyabilir, bu kızgınlığınızı başkalarına yoneltebilirsiniz. Olen birine kızgınlık duymak sizi dehşete duşurebilir, oysa olanları kabul ederek ve paylaşarak zaman icinde daha az kızgın olursunuz.

SUCLULUK: Bir yakınınızı kaybettiğinizde, onunla yaptığınız ya da yapmadığınız şeylerden oturu pişmanlık ve sucluluk hissedebilirsiniz. Yaşananları değiştiremezsiniz, hata yapmış olsanız da insani yanınızı kabul edin, kendinizi affedin.

ADALET ARAMA: Bu aşamada en cok sorulan soru şudur: “Neden ben?” Olumun adaletsizliğine karşı cıkar ve yaşadığınız kaybın bir şeyin bedeli olup olmadığını anlamaya calışır, bulamayınca isyan edebilirsiniz. Olumu hak edilecek bir ceza değil, yaşamın akışının bir parcası olarak gormeye calışın.

DEPRESYON: Başlangıcta buyuk bir kayıp ya da boşluk hissi yaşayabilirsiniz. Ruh halinde duzensizlikler, yalnızlık duygusu ve sosyal cevreden uzaklaşma bunu izleyebilir. Yas tutan biri olarak eski halinize donmek ve sosyal cevrenizde olup bitenlerle eskisi gibi ilgilenmek zaman alabilir. Unutmayın ki bu aşamada cesaret verme ya da guven tazeleme gibi teselliler değil, acıya saygı ve sosyal destek yardımcı olur.

YALNIZLIK: Kaybınız nedeniyle sosyal yaşamınızda oluşan değişiklikler, kendinizi yalnız ve korku icinde hissetmenize neden olabilir. İnsanlarla goruşur, yeni arkadaşlar edinirseniz, bu duygularınız zamanla azalır.

KABULLENME: Kaybı kabullenme, ondan mutluluk duymak demek değildir. Kaybedileni unutmak ya da onemsememek de değildir. Tam tersine, durumun gercek olduğunu kabul ederek, onunla başa cıkmaya calışırsınız.

UMUT: Zamanla hatırlamanın daha az acı verdiği bir noktaya gelecek, geleceğe ve daha guzel gunlere umutla bakmaya başlayacaksınız. Değiştiremeyeceğimiz gerceklerle başa cıkmada kendinize zaman tanıyın.
"SENİ COK İYİ ANLIYORUM GİBİ BOŞ SOZLERDEN KACININ"
Peki kayba uğramış yakınımıza yardım etmek icin neler yapabiliriz? İşte yanıtları:
* Kayba uğramış arkadaşınıza, yakınınıza yardımcı olmak icin onun yanında olun, acısını paylaşın , saygı duyun , ancak cesaret ve guven veren telkin ve tesellilerden uzak durun . Bunlar işe yaramaz.
* Arkadaşınızı uzmemek niyetiyle kayıpla ilgili konuşmaktan kacınmayın. Tam tersine, o istemediğini belirtmediği surece durum hakkında konuşun. Konuşmaktan kacınmak o duyguyu yok etmez, tersine pekiştirir .
* Konuşmada yaşananlarını kolaylaştırma amacıyla kaybı hafife almaya calışmayın, kayıp gerceğine uygun , onu onemseyen bir tutum sergileyin .
* Arkadaşınıza verdiğiniz onemi gosterin. Dikkatli dinleyin ve onun duygularına ve inanclarına olan saygınızı belli edin. Onunkine benzer olan duygu ve deneyimlerinizi paylaşın . “Seni cok iyi anlıyorum ” gibi ici boş sozlerden kacının .
Yalnızlık, kızgınlık ve uzuntu gibi duyguları acıkca ve durustce arkadaşlarınızla, ailenizle ve yakınlarınızla tartışın.
* Umudunuzu koruyun.
* Eğer dinsel inanclarınız sizin icin onemliyse, bir din insanıyla inanclarınız ve duygularınızla ilgili konuşun.
* Kaybınızla ilgili yaşantılarınızı paylaşabileceğiniz bir destek grubuna katılın.
* Kendinize iyi bakın, bedeninize ozen gosterin, dengeli beslenin ve iyi dinlenin.
* Kendinize sabırlı davranın, iyileşmek zaman alır, bazı gunler kotu, bazıları ise iyi olacaktır.
* Depresyon belirtileri cok yoğun devam ediyor ve bir sonraki kabullenme surecine gecmesi cok uzuyorsa bir uzmandan destek almasını sağlayın.
Kaynaklar;
Turk Psikiyatri Derneği
Travma - Steve Hamilton


[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]