1925 yılı boyunca Turkiye Buyuk Millet Meclisi ’nin gundeminde kalan ancak yeni kurulmuş bir ulkeye maddi acıdan sıkıntı cıkaracağı duşunulen proje, bir sonuc alınamadan rafa kaldırıldı. Buna rağmen projenin gerekli olduğunu duşunen kişilerden biri olan Ticaret Bakanı Ali Cenani Bey, buyuk caba sarf ederek 1926 yılında projeyi kabul ettirdi. Hem de ilk halinden daha yuksek bir butceyle.
Buna gore meclis, vapurun masrafları icin yuz bin lira ayrılmasına karar verdi.

İstanbul Ticaret Odası da yine vapurun masrafları icin beş yuz bin lira bağışladı. Maliyet sorunu bir şekilde cozuldukten sonra sıra vapurun hazırlanmasına gelmişti. 1926 yılının mart ayına gelindiğinde Karadeniz Vapuru, Halic tersanesine cekildi ve hazırlıklar başladı.

Vapurun siyah govdesi beyaza boyandı. Urunlerin sergilenmesi, satılması icin iki salon hazırlandı. Uc ay suren hazırlıklar sonucunda vapur, 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul ’dan bir torenle 3 ay surecek yolculuğuna başladı.
Plan şuydu; Karadeniz, yaklaşık 3 ay boyunca 12 Avrupa ulkesi gezecek ve Batı'ya Turkiye ’yi tanıtacaktı.

Buna istinaden vapurun sergi salonları ozel olarak hazırlandı. Kutahya ciniler, Hacı Bekir Lokumları, Bursa Hereke kumaş ve halıları, Beykoz Fabrikası malları, tekel urunleri, kehribar ve kıymetli taşlarla yapılmış suslemeler gibi pek cok urun, sergide yer alıyordu. Her biri ozenle hazırlanmıştı. Adeta yuzen bir fuardı.

Urunlerin her birinin uzerine dort dilde yazılmış bilgi etiketleri yerleştirildi. Salonun baş koşesinde Gazi Mustafa Kemal ’in yağlı boya tablosu yer alıyordu. Ayrıca vapurda İstiklal Marşı'nın bestecisi Zeki Ungor ’un başında olduğu Cumhurbaşkanlığı Orkestrası da yer alıyordu.
Vapurda yer alan kişiler ozenle secilmişti.

Vapurun idaresinden sorumlu kişi, Atlantik ’i gecen ilk yolcu vapurunun kaptanı olan Lutfu Kaptan'dı. Siyaset, kultur, sanat insanları, usta muzisyenlerin yanı sıra vapurda yer alan insanlar arasında yabancı dil bilen vatandaşlar da vardı.

Toplam 285 kişiyle birlikte 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul ’dan yolculuğuna başlayan vapurun ilk uğradığı yer Mudanya olmuştu. Vapur, ulkeden ayrılmadan once projenin mimarı Mustafa Kemal Ataturk gemiye cıktı ve oğle yemeğini yedi.

Ataturk, yemekten sonra vapurdaki sergiyi gezdi ve hatıra defterine şunları yazdı: Sergi, başarıya ulaşmış bir eserdir. Bende gayet iyi izlenimler meydana getirdi. Sunuş tarzı cok iyidir. Hazırlayıcısını takdir ve tebrik ederim.
Ardından vapur tam anlamda yolculuğuna başladı.

GuzergÂh belliydi ve 3 ayda 12 ulke gezilecekti. İlk olarak komur almak amacıyla Cezayir ’in Bona Limanı ’nda demir atıldı. Kısa sureli bir duraksama da olsa buradaki halkın vapura olan ilgisi oldukca fazlaydı.

Vapur, uğradığı her limanda Turk kulturunun yanı sıra yeni kurulan Turkiye Cumhuriyeti'nin modern yuzunu de dunyaya gosteriyordu

Her limanda buyuk bir ilgi gosterildi ve verilen konserler, balolar ulkelerin basınlarında yer aldı. Yolculuk tam 86 gun 22 saat surdu.


Karadeniz Vapuru icin ozel bir logo hazırlandı. Yukarıda da gorebileceğiniz gibi logosu, İstanbul acıklarından uzaklaşan Karadeniz Vapuru'nun onunde yuruyen haber tanrıcası Hermes yer alıyor. Logonun dikkat ceken noktası ise Hermes ’in asasının yerinde Seyr-i Sefain idaresinin (gunumuzde Denizcilik Genel Mudurluğu) ambleminin yer almasıydı.
Peki, sonrasında vapura ne oldu?

Karadeniz Vapuru, yıllarca denizlerimizde yolcu ve yuk taşımacılığında kullanıldı. 46 yılın sonunda limana demirlenen vapur, 1954 yılında hurdaya cıkarıldı ve İtalya ’ya goturulerek parcalarına ayrıldı.
Karadeniz Vapuru hakkında daha detaylı bilgi edinmek icin Seyr-i Turkiye belgeselini izleyebilirsiniz. Kaynaklar: İşte Ataturk, Kıbrıs Kıyı Emniyeti