Toplumsal dışlanma ornekleriSosyologlar, bireylerin ve topluluk­ların yaşadıkları farklı dışlanma bicim­leri uzerinde araştırmalar yurutmuşler­dir. İncelemeler, konut, eğitim, işgucu piyasası, suc, genc insanlar ile yaşlılar gibi oldukca değişik konulara odaklan­maktadır. Şimdi, hem İngiltere'de hem de oteki sanayileşmiş toplumlarda dikkatleri cekmiş olan uc dışlanma orneğine kısaca bakacağız.
Konutlar ve Mahalleler
Toplumsal dışlanmanın yapısı, konut sektorunde acıkca gorulebil­mektedir. Sanayileşmiş toplumlardaki pek cok insan rahat, geniş evlerde otururken, diğerleri aşırı kalabalık olan, yeterli ısıtılmayan ya da yapı olarak sağlam olmayan konutlarda oturmakta­dırlar. Konut piyasasına girildiği zaman bireyler, varolan ve ileride elde etmeyi bekledikleri kaynaklarına dayanarak guvenli bir ev almaya calışmaktadırlar. Boylelikle, cocuksuz eşlerin ikisinin de calıştığı bir ciftin, cekici bir alandaki bir ev icin ipotek edinme şansı daha fazladır. Son on yıllık suredeki ev fiyat­ları İngiltere'nin pek cok yerinde (ozellikle guney doğuda) enflasyondan cok daha hızlı bir bicimde artmıştır, arazileri alanlar araziler uzerinden buyuk kazanclar sağlamıştır. Karşıt olarak, yetişkinleri duşuk ucretli işlerde calışan ya da işsiz olan bir hanehalkının, kiralanan ya da sosyal konutlarda daha az istenir seceneklerle sınırlanmaları olanaklıdır. Konut piyasasındaki tabakalaşma, hem hanehalkı duzeyinde hem de topluluk duzeyinde meydana gelmek­tedir. Dezavantajlı bireylerin istenir konut seceneklerinden dışlanmaları gibi, butun bir topluluk da toplumun geri kalanı icin normlar bicimindeki etkinlikler ve fırsatlardan dışlanabilir. Dışlanma, mekansal bir boyut kazana­bilir: Mahalleler, guvenlik, cevre koşulları ve hizmet ve kamu tesislerinin bulunabilirliği bakımından epeyce farklılık gosterirler. Soz gelimi, talebin genelde duşuk olduğu mahalleler, bankalar, yiyecek dukkanları ve postaneler gibi temel hizmetleri, istenir bolgelerden daha az sahip olmaya eğilimlidirler. Parklar, spor alanları ve kutuphaneler gibi topluluk alanları da sınırlı olabilir. Ancak dezavantajlı yerlerde yaşayan insanlar ne kadar az tesis olursa olsun coğu kez onlara bağımlıdırlar. Daha zengin bolgelerin sakinlerinin aksine, bu insanlar başka yerlerdeki hizmetleri kullanmak ve satın almak icin gerekli ulaşımdan (veya paradan) yoksun olabilirler. Yoksullaşan topluluklarda, insanlar icin dışlanmanın ustesinden gelmek ve toplumla daha cok butunleşmek icin adım atmak zor olabilir. Toplumsal ağlar zayıf olabilir; bu da meslekler, politik etkinlikler ve topluluk olaylarıyla ilgili bilginin dolaşımını azaltır. Yuksek işsizlik ve duşuk gelir duzeyleri aile yaşamında gerilimler yaratır; genel suclar ve genclik sucları mahalledeki genel yaşamın kalitesini bozar. Duşuk talepli konut bolgeleri coğu kez, pek cok sakinin daha istenir konutlara taşın­maya calışırken, piyasaya yeni giren dezavantajlı kişiler de gelmeyi surdu­receklerinden dolayı yuksek bir devir hızına sahiptir.
Kırsal Bolgeler
Kent alanlarındaki toplumsal dışlanmaya cok daha fazla ilgi olmasına rağmen, kırsal bolgelerde yaşayan insanlar da dışlanma yaşayabilirler. Kimi sosyal hizmet uzmanları ve bakıcılar, kırsal alandaki dışlanmanın zorluklarının, en az kentlerdeki kadar buyuk, hatta daha buyuk olduğuna inanmaktadırlar. Kucuk koyler ve nufusun seyrek olduğu alanlarda, mallara, hizmetlere ve tesislere erişim, nufusun daha yoğun olduğu bolgeler­deki kadar yuksek değildir. Sanayileşmiş ulkelerin pek coğunda, doktorlar, okullar ve hukumet hizmetleri gibi temel hizmetlere yakınlık, etkin, tam ve sağlıklı yaşama goturen bir zorunluluk olarak duşunulmektedir. Ancak kırsal bolge sakinlerinin bu turden hizmetlere erişimi coğunlukla sınırlıdır ve bu insanlar, kendi yerel toplulukları icinde bulunan tesislere bağımlıdırlar. Ulaşıma erişim, kırsal dışlanmayı etkileyen en buyuk etmenlerden biridir. Eğer bir hanehalkının arabası varsa ya da bir arabaya ulaşabiliyorsa, toplumla butunleşmesini surdurmesi daha kolaydır. Soz gelimi, aile fertleri başka kenderdeki işlere gidebilir, daha cok dukkanın bulunduğu bolgelere donemlik alış-veriş icin gidebilir veya başka bolgelerde yaşayan arkadaş ya da ailelere yapılacak ziyaretler daha kolay duzenlenebilir. Genc insanlar davetlerden eve gelebilir. Ne var ki, kendi ulaşım olanakları olmayan insanlar kamu taşımacılığına bağımlıdır ve kırsal bolgelerde bu turden hizmetlerin kapsamı sınırlıdır. Soz gelimi kimi koyluler, gunde veya haftada yalnızca birkac defa, hafta sonları ve tatillerde azaltılmış, geceleri gec vakitte hic olmayan otobus hizmetini kullanıyor olabilirler.
Evsizler
Evsizlik, dışlanmanın en aşırı bicimlerinden biridir. Surekli kalacak bir konuttan yoksun olan insanlar, işe gitmek, bankada hesap actırmak, arkadaşlarını ağırlamak, hatta postadan mektup almak gibi, başkalarının bir garanti olarak gorduğu gundelik etkinliklerin pek coğundan yoksun olabilmektedirler. Bugun sokaklarda uyuyan bir cok insan olmasına rağmen pek cok evsiz insan gecici yerleşmenin bir bicimi soz konusudur. Kimi evsiz insanlar sokaklarda boş boş gezmeyi, sokaklar­ da uyumayı, mulkiyet ve eşya sahibi olmaktan uzak olmayı isteyerek secerler. Ancak buyuk coğunluğun tam olarak boyle bir isteği soz konusu değildir; bunlar kendi denetimleri dışındaki etmenler tarafından evsizliğin kıyısına itilmişlerdir. Bir kez kendilerini surekli kalacak bir yerden yoksun bulduklarında, yaşamları, zorluk ve yoksullaşmayla giderek kotuleşen bir kısır donguye girer. İngiltere'de sokaklarda uyuyanlar kimlerdir? Yanıt oldukca karışıktır. Soz gelimi, 1960'lardan once zihinsel sağlık sorunları ve oğrenme gucluğu olan insanlar, sağlık hizmetleri politikasının değişiminin bir sonucu olarak sağlık kurumlarından dışarı atılmışlardır. Bun­dan once bu insanlar yıllarını kronik akıl rahatsızlığı ve zihinsel engellilerin kaldığı hastanelerde gecirmişlerdir.
Bu kurumları boşaltma sureci bircok etmen tarafından harekete gecirilmiştir. Bunlardan biri, hukumetin para tasarruf etme isteğiydi -akıl sağlığı kurumlarında kalmanın maliyeti yuksektir. Bir diğeri, psikiyatri mesleğinin onde gelenlerinin bir kısmının, ovguyu daha cok hak eden bir gudu olarak, coğunlukla hastanede uzun sureli kalmanın hastalara yarardan cok zarar getireceği duşuncesiydi. Bu nedenle kişi ayakta tedavi edilmeliydi. Kurumların boşaltılmasını olumlu bir adım olarak gorenlerin beklediği sonuclar ortaya cıkmamıştır. Bazı hastaneler, gidecek hicbir yeri olmayan ve belki de yıllardır dışarıdaki dunyada yaşamamış olan insanları taburcu etmiştir. Genellikle aslında hastanede kalmadan tedavi olacak insanlar icin cok az bir fon ayrılmıştı (SEU 1998).
Derlemeler, sokakta yatan insanla­rın yaklaşık dortte birinin zamanlarını, zihin sağlığı kurumlarında ya da zihinsel hastalık tetkiklerini yapmakla gecirdik­lerini gostermektedir. Boylelikle, sağlık tedbirleriyle ilgili politikalardaki değiş­melerin, evsizliğin oluşumu uzerinde orantısız bir etki yapma olasılığı vardır. Bununla birlikte, evsizlerin coğunluğu, ne zihinsel sağlık sorunu olanlar ne alkolikler ne de yasadışı uyuşturucuları duzenli kullananlar değildir. Onlar, aynı anda coğunlukla birkac tane kişisel felaket yaşadıkları icin, kendilerini sokakta bulan insanlardır. Evsiz olmak seyrek olarak doğrudan bir "neden- etki" dizisinin sonucudur. Bir dizi şansızlık birbiri ardına gelebilir, bu da aşağı doğru giden guclu bir sarmal meydana getirebilir. Soz gelimi, bir kadın boşanabilir ve aynı zamanda da hem evini hem de işini kaybedebilir.Genc bir insan evde sorun yaşayabilir ve kendini destekleyecek araclar olmadan buyuk bir kente gelebilir. Araştırmalar, evsizliğe karşı en etkilenebilir olan insanların, işci sınıfının aşağı kesimlerinden gelen, belirli hicbir iş becerisi olmayan ve cok duşuk gelirleri olan insanlar olduğunu gostermiştir. Uzun sureli işsizlik başlıca bir gostergedir. Aile ve ilişkilerin cok­mesi de temel etkiler olarak gorulebilir. Evsiz olan insanların buyuk coğunluğu barınaklarda kalmayı ya da gecici yerleşimlere kabul edilmeyi başarmalarına rağmen, kendilerini sokaklarda bulanlar coğunlukla tehlike icindedirler. Kamu Politikası Araştırma Enstitusu (KPAE) tarafından Londra, Glasgow ve Swansea'de, evsizlik ve sokak sucları uzerine yapılan bir araştırma, sokaklardaki kurban haline gelmenin boyutlarının ilk gostergesini sağlamaktadır. Britanya'daki sucun onde gelen istatiksel gostergesi olan Britanya Suc Anketi, yanıt verenler arasına evsizleri almamaktadır. KPAE, Guvenli Olmayan Sokaklar, (Unsafe Streets -1999) başlıklı araştırma, her beş sokakta yatandan dordunun en azından bir kez suc kurbanı olduğunu ortaya koymuştur. Bunların yaklaşık yarısı, saldırıya uğramış, ancak yalnızca beşte birisi bu sucları polise bildirmiştir. Ortaya cıkan gorunum, evsizlerin, sokaklardaki yuksek derecedeki şidde­tin kurbanı olan, bununla birlikte olasılıkla bir yardım onerilebilecek yasal koruma ya da polis korumasından da dışlanmış olan insanlar olduğudur.Evsizliğin, birincil onceliği olan konulardan biri olarak gorulmesi, genel olarak ovguyle karşılanırken, insanların sokaklardan alınarak surekli yerleşkelere nasıl yerleştirileceği ve daha istikrarlı yaşamlara nasıl kavuşturulabileceği konusunda pek az anlaşma bulunmak­tadır. Evsiz insanları savunanlar danışmanlık verme, aracılık hizmetleri, iş eğitimi ve arkadaşlığı geliştirme planlarını icermek uzere- daha uzun donemli bir yaklaşımın gerektiği noktasında aynı fikirdedirler. Bu arada yine de pek cok yardım grubu, sokaklar­daki evsizlere corba, uyku tulumları ve sıcak tutacak giysiler dağıtmak gibi kısa donemli onlemlerin askıya alınmasında isteksiz olmuştur. Sorun, tartışmalı bir sorundur. Dikkatleri kalıcı cozumlere cekmeye calışan hukumetin "evsizlik carı" Louise Casey, "iyi niyetli insanlar parayı sokaktaki soruna harcıyorlar ve onu orada tutuyorlar" (Gillan 1999'dan aktarma) demekteydi. Pek cok konut eylem grubu aynı duşuncededir. Yine de Kurtuluş Ordusu gibi hayır ve yardın grupları farklı bir yaklaşım benimse­mektedir: Sokaklarda insanlar yaşadığı surece, onlarla birlikte gitmeye ve yapabildikleri yardımları ulaştırmaya devam edeceklerdir. Butun yanıt olmamasına rağmen sorun uzerinde calışan sosyologların pek coğu, konutların doğrudan devlet tarafından sağlanıp sağlanmamasının, daha yeterli konut bicimlerinin, evsiz olan insanların karşılaştığı coklu sorunlarını gidermekteki kilit onemi noktasında aynı duşuncededir. Chritopher Jencks'in Evsizler (The Homeless -1999) adlı eserinde şoyle bir sonuc cıkar: "İnsanların neden sokaklarda olduklarına bakılmaksızın, onlara az bir miktar ozel alan ile istikrar verebilecek olan yaşayabilecekleri bir yer vermek, genellikle onların yaşam­larını iyileştirmek icin yapabileceğimiz en iyi şeydir. İstikrarlı ev vermeksizin başka hicbir şeyin işe yaraması olası değildir."
Diğer sosyologlar, evsizliğin yalnız­ca % 20'sinin yalnızca "tuğla ve harc"la ilgili olduğunu ve kalan %80'ninin sos­yal calışma ve ailelerin yıkılmasının, şid­det ve tacizin, uyuşturucu ve alkol bağımlılığının, depresyonun etkilerini karşılamalarına yardımcı olmakla ilgili olduğunu vurgulayarak bu goruşe katılmamaktadırlar. Ellili yaşların sonla­rında bir evsiz olan Mike aynı duşunce­dedir: "Sanırım insanların coğunluğu icin durum gorunduğunden daha karmaşık. Coğunlukla sorun, bu kişile­rin kendilerine olan inancı, kendi gozlerindeki değerleriyle ilgilidir. Sokaklardaki bir cok insanın kendile­rine olan değeri az. Onlar, daha iyi şeyler yapabileceklerine inanmıyorlar" (Bamforth 1999'dan aktarma).
Duşunme Soruları
1- Tabakalaşmayla ilgili hangi kuramsal yaklaşımlar sizin gundelik deneyimlerinizle daha fazla ilgili gorunuyor?
2- Pek cok sosyolog toplumsal sınıf hakkında belirleme yapmak icin mesleği neden bir olcu olarak kullanıyor?
3- Modern toplumlarda aşağı doğru olan hareketlilik yukarı doğru olan hareketlilikten neden daha az yaygındır?
4- Sosyologlar “ilişkisel” sınıf şemalarıyla neyi kastetmektedirler?
5- Sınıf cozumlemeleri yapmak icin kişilere dayalı bir bolumleme mi yoksa ailelere dayalı bolumleme mi uygundur?
6- Toplumda varolan eşitsizlik herkes iyi bicimde beslendiği ve giyindiği surece kotu bir şey midir?
Giddens, Anthony. Sociology. Macmillan, 2001.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Toplumsal dışlanma ornekleri
Sağlık0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Toplumsal dışlanma ornekleri