Tiroid nodulunun başlangıcıHepimizin “guatr” olarak duyduğu hastalığın geliştiği organımız tiroid bezi, vucudumuzun kalorifer dairesidir.
Boyunun on tarafında, adem elması dediğimiz cıkıntının hemen altında nefes borusunu at nalı şeklinde saran, bu 20 gramlık kucuk tiroid bezi, boyutlarına oranla cok buyuk işlere imza atmaktadır. Bunları şoyle sıralayabiliriz;
Vucut ısısını, vucudun su ihtiyacını ve oksijen kullanımını duzenler.
Diğer hormonlarla beraber yağ, şeker ve protein kullanımında etkilidir.
Kas ve sinir sisteminin koordineli calışmasına etkilidir.
Cocukların gelişiminde onemli yeri vardır.
Ruhsal acıdan duzenleyici etkileri bulunmaktadır.
Bazal metabolizma dediğimiz, vucudun 12 saatlik aclıkta ve istirahat halinde, hayati fonksiyonlarımızı surdurebilmek icin (kalp atımı, vucut ısısı, nefes alma, bobrek ve karaciğer calışması gibi) gerekli olan enerji miktarını ayarlayan bu cok onemli organımızın hastalıkları kucumsenmeyecek sayıdadır. Toplumda yaklaşık %30 oranında gorduğumuz, ancak bircoğumuzun farkına bile varmadığımız tiroid bezi hastalıkları, kadınlarda erkeklere nazaran daha sık olarak karşımıza cıkmaktadır.
Kadınların, hormonlarının cok değiştiği, deyim yerindeyse altust olduğu fizyolojik donemlerinin varlığı tiroid hastalıklarının erkeklere gore kadınlarda daha sık gorulmesinde etkili olmaktadır. Kadınların genc kızlığa geciş, hamilelik ve menopoz donemlerindeki yoğun hormonal aktivite, direk ve dolaylı olarak tiroid bezini etkilemekte ve hastalık bu donemlerde ortaya cıkabildiği gibi varolan hastalık yine bu donemlerde aktive olmaktadır. Tiroid bezinin hastalıkları genel olarak yapısal yada fonksiyonel olarak karşımıza cıkmaktadır. Bu iki ana grup hastalık, beraber olabileceği gibi, ayrı ayrı da bulunabilmektedir. Tiroidin yapısal hastalıkları olan guatr (noduler guatr) ve nodul olmayan buyume (diffuz guatr) şeklinde belirlenmektedir. Birden fazla nodul varsa bu takdirde hastalığı multinoduler guatr şeklinde hastalığı ifade etmekteyiz. Tiroidin fonksiyon hastalıkları ise, cok veya az calışması şeklindedir. tiroid bezinin cok calışması yani kana cok hormon salgılaması, hipertiroid nodulu i şeklinde adlandırılır (zehirli guatr). Bu durumda sıcak basmaları, kalbin hızlı atması (carpıntı), sıcağa tahammulsuzluk, zayıflama, ellerde titreme, gozlerde dışarı doğru şişlik ortaya cıkmaktadır. Az calışması durumuna da hipotiroid nodulu i denir. Bu geliştiğinde; saclarda dokulme, yorgunluk, deride kuruma, unutkanlık, halsizlik, uykuya eğilim gibi şikayetler gorulmektedir.
Hastalığın yapısal ve fonksiyonel olduğunu belirttiğimiz icin, tanı koyarken her iki yonuyle değerlendirmek şarttır. Cocukluk cağında bile gorulduğu icin yukarıda bahsettiğim, fonksiyona bağlı yakınmaların varlığında yada boyunda bir şişlik ele geldiğinde, fonksiyon yonunden bir kan tahlili ile tiroid hormonları olan T3 ve T4’u değerlendirmek ve tiroidin calışmasını kontrol eden TSH(tiroid nodulu uyarıcı hormon) değerini olcmek gerekir. Bu kan tahlillerinin yanı sıra yapısal değerlendirme icin tiroid ultrasonografisi ile tiroide bakmalıyız. tiroid hormonlarını, gunun herhangi bir saati olcebiliriz. Yani belirli bir sure ac kalmamız gerekmez. Tiroid hastalığı dediğimiz guatr iyot alımımızla yakından ilgilidir. Bu nedenle iyot alımında, yetersiz veya aşırı miktarda kullanıma dikkat etmeliyiz. Piyasadaki iyotlu tuzlar bu bakımdan onemlidir. Ayrıca deniz urunlerinden de iyot alımı oldukca zengindir. Fazla miktarda tukettiğimiz tahıl urunlerinde ise iyot miktarı yeterli değildir. Yenilen bazı besinler (orneğin Karadeniz bolgesindeki karalahana) ve bazı yorelerdeki icme sularının icindeki maddeler iyodu bağlayarak iyot yetmezliğine ve tiroid hastalıklarına neden olmaktadır. İyot yetmezliği veya fazlalığının yanı sıra ailesel aktarım hatta cağımızın meşhur problemi stres bile tiroid hastalıklarına neden olabilmektedir.
Bedenimizin tum fonksiyonlarını etkileyen hormonları salgılayan tiroid bezinin hastalıklarında tedavi oldukca yuz guldurucu sonuclar vermektedir. Fonksiyonel hastalıklar icin yapılan tıbbi tedavilerle bu yonde duzelme sağlanmakta, hatta 2 cm’ nin altındaki kucuk noduller belirli bir oranda yine tıbbi tedavi ile yok edilebilmektedir. Yapısal hastalıklarda ise nodul varsa bir endokrin hastalıklar, dahiliye veya genel cerrahi uzmanının kontrolune girmek gereklidir. Cunku, nodul varlığında nodulun yapısı ve sayısı tedavi seceneklerini belirlemektedir. Nodule yonelik yapılan tedavilere direnc, nodulun buyukluğu cerrahi tedavi seceneğini on plana cıkarabilir. Cerrahi tedavi sonrası tekrar nodulun gelişmemesi yada hipotiroid nodulu i dediğimiz tiroid nodulu yetmezliğinin olmaması icin ilac tedavisi gerekebilmektedir.
Bunların yanı sıra, tiroid bezinin kotu huylu tumorlerinden de kısaca bahsetmek istiyorum. Son donemlerde daha sık karşılaşır olduğumuz tiroid bezi kanserleri 5 ceşittir. Ancak bunlardan ikisine cok sık rastlamaktayız. Ozellikle erken donemde yakalandığında cerrahi tedaviyle %80-90 iyileşme gorulen tiroid kanserleri duzenli kontrol olan kişiler icin korkulu bir ruya olmaktan cıkmaktadır. Ozetleyecek olursak, beyin fonksiyonlarından cinsel hayata, vucut ısısından kilomuza hatta ruh halimize kadar tum yaşantımıza etki eden bu cok onemli organımızın hastalığını tanımak icin biraz kendimizi değerlendirmemiz yeterli olacaktır. Nedensiz kilo kaybı, hareketsiz halde bile gorulen carpıntı, ellerde titreme, aşırı terleme, aşırı sinirlilik, aşırı hareketlilik, cinsel isteksizlik, ishaller, az yemekle bile kilo alma, kabızlık, aşırı yorgunluk, halsizlik, uykuya eğilim, boyunda ele gelen şişlik bizi uyaran birer belirti olabilir. Unutmayalım ki, ara sıra gunluk hayatımızın kaygılarından uzaklaşıp biraz kendimize donersek, bedenimizin sesi, bizi mutlaka sağlığımız ve mutluluğumuz icin uyaracaktır. Bu sese kulak verelim.
[h=2]İzmir Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Tiroid nodulunun başlangıcı
Sağlık0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Tiroid nodulunun başlangıcı