- Alerji denilen hastalığı kısaca anlatır mısınız?

- Alerji, genetik olarak yatkın kişilerde alerjen denilen protein yapısındaki bazı yabancı maddelere karşı bağışıklık sisteminin aşırı cevap vermesi ve bunun sonucunda da vucuda zararlı olan bir takım maddelerin ortaya cıktığı hastalıklar grubudur. Alerjen denilen protein yapıdaki yabancı maddeler aslında normalde vucudumuzun bağışıklık sistemi tarafından buyuk reaksiyonlar olmadan bertaraf edilirler. Ancak alerjik kişilerde bu tur proteinlere karşı immunglobulin E tipinde antikor yanıtı olur. Bu antikorların alerjenle daha sonra karşılaşma sonucu girdiği reaksiyon sonucu bazı hucrelerden ozellikle histamin gibi bazı maddeler acığa cıkar. Yine alerjenle karşılaşılan alana başta eozinofil dediğimiz hucreler gelirler. Bu hucreler ve ortaya cıkan maddeler, kişinin kendi dokularına zarar vermeye başlar. Sonuc olarak hapşurma, burun akıntısı gibi bulgularla karakterize saman nezlesi; nefes darlığı, solunum gucluğu gibi bulgularla karakterize astım ve benzeri diğer hastalıklar ortaya cıkar.

- Alerji icin neden cağımızın hastalığı deniyor? Gunumuzde alerjilerde artış yaşanmasının sebepleri nelerdir? Dunyada en sık ratlanan hastalıklar arasında ilk sıralarda olduğu ve turlerinin de arttığı soyleniyor. Doğru mu?

- Gercekten son donemde alerjik hastalıklarda artış gorulmektedir. Cağımız modern yaşamın getirisi olarak ozellikle hijyen kurallarının sıkıca uygulamaktayız. Bunun yanında antibiyotik tedavileri gibi tedavilerle enfeksiyonların cok iyi kontrol etmekteyiz. Bu sebeplerle vucudun bağışıklık sistemi tabir yerindeyse guclenemez. Bu hastalıklar icin “hijyen hipotezi” denilen bir duşunce yıllar once ortaya atılmıştır. Bu hipoteze gore ozellikle sosyo-ekonomik olarak yuksek duzeyde yaşayan ve hijyen kurallarına cok sıkı dikkat edilen ulkelerin vatandaşlarında alerjik hastalıklar sıkca gorulmektedir. Tersine maalesef daha kotu koşullarda yaşayan toplumlarda alerjik hastalıklar daha az gorulmektedir. Bu hipotez bir cok toplumsal calışma ile de kanıtlanmıştır. Bu durumun sebebi kısaca şoyle acıklanabilir: Bağışıklık sistemimizin yonlendiricisi olan ozellikli iki yardımcı T lenfosit tipi hucre vardır. Bunlardan 1. tip yardımcı T lenfosit enfeksiyonlarla savaşır, 2. tip olan ise antikor uretimi ve de alerjik hastalıkların oluşumunda onemli roller oynar. İki hucre esasen birbirini baskılar. Yani yaşamın erken donemlerinde enfeksiyon geciren kişilerde 1. tip yardımcı T lenfositler guclenmekte ve 2. tiptekileri baskılamaktadırlar. Boylece alerjik hastalık gelişme riski duşmektedir.

Tum bunlara ek olarak, sanayi devrimi sonrası ortaya cıkan hava kirliliği; yine modern yaşamın getirdiği hazır gıda sektoru ve bu sektorde kullanılan katkı ve koruyucu maddelerle temasımızın artması; ayrıca aktif ve pasif sigara iciciliği alerjik hastalıklara olan meyilimizi arttırmaktadır. Başkaca benzer sebeplerin de katkısı ile alerjik hastalık gorulme sıklığı gercekten giderek artmaktadır.

Dunyada en sık rastlanan ilk sıralardaki hastalık demekten ziyade belki de alerjik hastalıklar şu an icin toplumda en sık rastlanan ilk sıradaki hastalıklardır. Cunku topluca bakıldığında sıklığının % 30’ u aştığı soylenebilir. Yani toplumdaki uc kişiden biri hayatının bir doneminde alerjik bir hastalık gostermektedir.

- Gunumuzde alerjilerde artış yaşanmasının sebepleri nelerdir? Enfeksiyon hastalıklarında azalma oldukca alerjiler de artış olduğu doğru mu?

- Daha once de bahsettiğim gibi bu gercekten doğrudur. Alerjik hastalık mekanizması ile enfeksiyonlara karşı koyan bağışıklık sistemi mekanizması birbirine ters olarak calışmaktadır. Bu da enfeksiyon hastalıklarının azalması ile bağışıklık sisteminde 2. tip yardımcı T lenfositlere kayma ile sonuclanır. Bu sebeple maalesef alerjik hastalıklarda artış ortaya cıkmaktadır.

- Alerji turleri nelerdir? Bunlar arasında en yaygın olanları hangileridir? Hangi alerjiler, daha cok kimlerde goruluyor Cinsiyete gore, kadın-erkek-cocuk, ya da yaşa gore gruplama yapılabilir mi?

- Alerjik hastalıklar kabaca, solunum yolunun alerjik hastalıkları, gıda alerjileri, bocek alerjileri ve ilac alerjileri olarak sınıflanabilir. Bu alerjilerin bir kısmında cilde ve mide barsak sistemine ait bulgular da gorulebilir. Bunun dışında ozellikle arı sokması alerjisi gibi olayalarda maalesef tum vucut ve ozellikle solunum ve dolaşım sistemi etkilenerek olumler ortaya cıkabilir. Solunum yolunun alerjik hastalıklarını saman nezlesi (alerjik rinokonjunktivit) ve alerjik astım olarak inceliyoruz. Bu hastalıklar toplumda gercekten sıkca gorulmektedir. Ulkemizde saman nezlesi bazı bolelerimizde neredeyse % 20 oranında gorulmektedir. Bu da gercekten son derece sık gorulduğunu gostermektedir. Alerjik astım ise yaşa gore değişmekle birlikte yaklaşık % 2-8 civıranda gorulmektedir.

Bebekilk doneminde daha cok derinin alerjik hastalıkları karşımıza cıkmaktadır. Bunların bir coğu da gıdalara bağlı olarak ortaya cıkmaktadır. Yaş biraz ilerledikce saman nezlesi ve alerjik astım sıklık acısından atak yapmakta ve one gecmektedir. Ergenlikte ve genc erişkinlikte de en sık saman nezlesi ve astımı gormekteyiz. Bunun dışındaki alerjiler genel olarak her cağda gorulebilmektedir. Kadın erkek ayrımı tam olarak yapılmasa da kadınlarda alerjik hastalıkların erkeklerden daha sık gorulduğu aşikar bir durumdur.

- Teşhis ve tanı nasıl konuluyor? Belirtiler neler, kişiye gore değişir mi? Alerji testleri ne zaman ve nasıl yapılır?

- Doğru teşhis mutlaka bir alerji ve immunoloji uzmanı hekim tarafından konulabilir. Bunun yolu da iyi bir hastalık hikayesi, muayene bulguları ve doğru ve yerinde uygulanan alerji testleri ile konulabilir. Bu vesile ile uzerine basa basa belirtmeliyim ki alerji testleri mutlaka bir alerji ve immunoloji ihtisası yapmış uzman tarafından yapılmalı ve değerlendirilmelidir. Belitiler, saman nezlesinde hapşurma, burun akıntısı, sulu burun akıntısı, burunda kaşıntı, gozlerde yanma, sulanma, kaşıntı gibi karşımıza cıkmaktadır. Alerjik astımda da oksuruk, nefes darlığı, hırıltılı ya da hışıltılı solunum şeklinde bulgular olabilir. Gıda alerjileri daha cok mide barsak bulguları ve deride kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık gibi bulgular vermektedir. İlac ve bocek alerjileri ise olume kadar giden ağır bulgularla karşımıza cıkmaktadır. Bulgular tabiidir ki kişiden kişiye fark gostermektedir.

Alerji testleri kanda yapılabildiği gibi daha değerli olan deride yapılan alerjen uygulamaları ile yapılır. Bizler pratikde en cok “alerji prick testi” dediğimiz testleri kullanıyoruz. Bu testler uygulaması kolay, can yakmayan ve son derece guvenilir sonucları olan testlerdir. Testin sonucunun hastanın kliniği ile ortuşturulmesinde alerji ve immunoloji uzmanlarının sanatı işin icine girmektedir. Test sonucları cok kucuk nuanslar gosterebilir. Bunların klinik anlamları ve hangisinin kıymetli olduğu da bir alerji ve immunoloji uzmanı tarafından yorumlanır. Hasta ona gore yonlendirilir. Maalesef halen tıbbi pratik uygulamalarda testin kolay uygulanabilmesi nedeni ile profesyonel olmayan kişilerce uygulandığına ve hastaların son derece yanlış yonlendirildiğine şahit olmaktayız. Bu vesile ile hastalarımızı tekrar uyarmak istiyorum; alerji deri testlerinizi mutlaka bir alerji ve immunoloji uzmanına yaptırınız ve yorumlatınız. Onemli olan testin, alerjenleri damlatarak kolların bir iğne ya da aplikatorle delinmesi sonucu elde edilen sonuclar değil; ortaya cıkan bu deri testi pozitifliklerinin kinikle ortuşturulmesi ve sorumlu alerjen ya da alerjenlerin saptanmasıdır. Bunun icin cok ciddi bir alerji ve immunoloji tecrubesi gereklidir. Cunku; buradan elde edilecek sonuclar hastanın radikal (koklu) tedavisi icin hem hastaya hem de hekime fikir verecektir. Bu sonucların yorumlanması ile hastanın koklu bir şekilde hastalığından kurtulması ve bekli de olumcul sonuclar doğuracak durumların (astım ve anafilaksi gibi) onune gecmek mumkun olacaktır.

- Alerjiye yol acan etkenler neler?

- Alerjiye yol acan etkenlere daha once belirttiğim gibi “alerjen” diyoruz. Ev tozu icinde bulunan akar dediğimiz kucuk bocekciklerin cıkartıları, polenler, kuf mantarları, hayvan tuyleri ve havyasal bir takım cıkartılarda bulunan protein yapıdaki maddeler, gıdalarda bulunan protein ozellikli maddeler ve bazı ilac molekulleri alerjik etkili olabilirler.

- Alerjilerin tedavisi mumkun mu?

- Alerjilerin tedavisi tabii ki mumkundur. Ancak bu tedaviyi bir alerji ve immunoloji uzmanı ustlenmelidir. Bazı hastalıklarda bir takım ilaclar kullanılabildiği gibi, ozellikle arı sokması alerjilerinde ve solunum yolunun alerjik hastalıklarında alerji ve immunoloji hekimi tarafından karar verilmesi gerekli olan aşı tedavisi uygulanabilir. Aşı tedavisi doğru, zamanında ve yerinde uygulandığından son derece başarılı sonuclar elde edilmektedir.

- Alerjenlerden nasıl korunulur?

- Alerjik rinit, alerjik astım hakkında da biraz bilgi verebilir misiniz? Bunlar gecici midir? Alerjik hastalıklar genetik midir?

- Bu sorunun da cevabı sitemizde yer almakta. Lutfen okuyunuz ve durumunuzu belirleyiniz…

- Ulkemizde alerjik hastalıklar konusunda ne aşamadayız?

- Ulkemiz alerjik hastalıkların hic de azımsanmayacak sıklıkta gorulduğu bir coğrafyadır. Bu konu ile ilgili olarak az sayıda uzman olmasına rağmen verilen hizmet dunya standartlarındadır. Alerji ve immunoloji uzmanlarımız her yıl ulusal ve uluslar arası toplantılara katılmakta ve tıbbi literatur ve uygulamaları yakından takip etmekte ve hatta uluslar arası bu uygulamalara yon veren kuruluşlarda gorev almaktadırlar. Bu nedenle ulkemiz alerji ve immunoloji uzmanları son derece yetkin durumdadırlar.

Ben de kliniğimde cok yoğun bir şekilde alerji pratiği ile uğraşmaktayım. Bunun dışında universite ortamında yaptığımız calışma ve araştırmalar ile hem ulusal hem de uluslar arası saygın tıp dergilerinde yayın yapmaktayız. Hastalığın hem klinik bulguları, hem oluşum mekanizmaları hem tedavi modelleri calışma alanlarımızın odak noktalarını oluşturmaktadır. Hastalığın sadece vucut fonksiyonları değil kişinin yaşam kalitesini de bozduğu bir gercektir. Bu konuda da calışmalarımız vardır.

Sağlıklı gunler dileğiyle…

Prof. Dr. Cengiz KIRMAZ


[h=2]İzmir Dahiliye uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]