“Herkesten farklıyım, acayibim. Bazen kendimi zavallı ve geri zekalı gibi hissediyorum. Sosyal ortamlarda “ya bir şey sorarlarsa”, “uygun cevabı veremez, aptalca bir şey soylersem” , “ya donakalırsam” diye odum kopuyor. Hemen ardından ellerim titriyor, yuzum kızarıyor, kalbim yerinden fırlayacakmış gibi carpıyor. Buyuk ihtimalle de diğer insanlar ezik olduğumu duşunuyorlar. Ezik birini nicin kabul etsinler ki? diye uzuluyorum ve hep uzak duruyorum. Boyle hissetmek gercekten rahatsız edici… Eğer sosyal ortamlardan uzak durur iletişime gecmezsem bu rahatsız edici hislerden kurtulur ve yaşadığım endişeyi erteleyebilirim. Ama o zaman benim sıkıcı ve yetersiz biri olduğumu duşunurlerse?...”
Eğer sosyal fobisi olan kişiyi kendi dilinden cıkan sozlerle tanımlayacak olursak yukarıdaki cumleleri kullanmamız pek de yanlış olmazdı.
Sosyal fobi; kişinin bir ya da birden fazla sosyal durumdan korktuğu ve bu durumlara karşı kacınma davranışı gosterdiği bir kaygı bozukluğudur. Yeni biriyle tanışmak, birisinin goruşune katılmamak, iş yerinde kıdemli birisiyle konuşmak, karşı cinsle konuşmak, başkalarının karşısında yemek yemek, başkalarından yardım istemek gibi durumlar sosyal fobisi olan bireylerin daha kaygılı hissetmesine neden olan tetikleyiciler olabilmektedir.
Bu tip durumlarla karşılaşan kişi “rezil olurum”, “kucuk duşerim” “bu durumun ustesinden gelemem” gibi otomatikleşmiş olumsuz duşunceleriyle hareket ettiği icin surekli performansının diğerleri tarafından olumsuz bir değerlendirmeye tabi tutulacağı endişesi yaşamaktadır. Bu olumsuz değerlendirilme sonucu kucuk duşup, aşağılanma yaşamaktansa zamanla kacma ve kacınma davranışında bulunarak bu davranışı pekiştirmektedir.
Peki sosyal fobi yaşayan bireylerin boyle duşunmesine, hissetmesine, davranmasına ve bu durumlardan kacınmasına sebep olan faktorler neler olabilir?
Literature baktığımızda; sosyal fobinin genetik faktorler, gecmiş deneyimler, olumsuz duşunme ve sosyal beceri eksikliği gibi sebeplerden kaynaklanabileceğine dair calışmalar bulunmakla birlikte; sosyal fobisi olan bircok kişi gecmişte aşağılandığı, kucuk duruma duştuğu anılarını hala canlı bir şekilde hatırladığını ve bu anıların kendisini rahatsız ettiğini, buna benzer durumların tekrarlanacağı korkusu icinde olduklarını tanımlamaktadırlar.
Buradan hareketle gecmişte yaşanan olumsuz anıların (psikolojik travmaların) ve bu anılardan oğrenilen doğru olmayan negatif inancların sosyal işlevselliği nasıl sekteye uğrattığı daha anlamlı hale gelmektedir. İşte tam da burada Sosyal Fobinin “EMDR Terapi Yontemi” ile calışılmaya gayet musait ve anlamlı olduğu kanaati dikkat cekmektedir.
EMDR olumsuz yaşantıların sebep olduğu duygusal, bedensel ve kişinin kendisine yonelik negatif inanclarıyla alakalı olumsuzlukların giderildiği bir psikoterapi yontemidir. EMDR tedavisi gecmişte yaşanan bu olumsuz deneyimleri duyarsızlaştırarak kişinin şimdi ve gelecekte daha işlevsel bir hale gelmesini sağlar.
Dilerseniz EMDR psikoterapi yontemiyle calıştığımız bir sosyal fobi vakasından bahsederek durumu daha da somutlaştıralım.(Danışanın belirlediği şartlarda izin alarak yazılmaktadır).
26 Yaşında, ailesiyle yaşayan erkek danışan yuksek lisans eğitimine devam etmekte ve şu an calışmamaktadır. Karşı tarafla konuşurken kendisine cok fazla odaklandığını, ellerinin titrediğini, karşı cinsle iletişim kurmaktan kacındığını, ust duzey kişilerle konuşurken donakaldığını ve bu yuzden iş goruşmelerine gidemediğini, muşterilerle konuşurken ağzında bir kuruluk hissettiğini ve kucuk duşmemek icin bu tip durumlarla karşılaşmaktan kacındığını ve kendisini surekli depresif hissettiğini, evden cıkmak istemediğini belirtmiştir.
Danışana problemiyle alakalı yaşadığı son olay sorulduğunda;
“ Goruşmeye geldiği gun sekreterimizin ona bazı sorular yonelttiği ve kendisinin tam anlamıyla cevap veremediği“ olay olarak belirtmiştir. Yaşadığı bu olayın en rahatsız edici kısmına bakarken aklından kendine yonelik hangi negatif inancların gectiği sorulan danışan, kendisine yonelik “Rezil Oldum” “Kucuk Duştum” “Kendime Guvenemem” gibi negatif inanclar bildirmiştir.
Sahip olduğu negatif inanclara odaklanması istenilen danışana yaşamını bir film şeridi gibi gozunun onunden gecirmesi ve bu duşunceleri, duyguları yaşamında en erken hangi olayda deneyimlediği sorulduğunda;
Danışan bu hisleri deneyimlediği en erken olayı;
“İlkokuldayken arkadaşının onunla kavga etmek istemesi uzerine fiziksel olarak ondan daha ustun olmasına rağmen kavga etmeye cesaret edemediği, sınıftaki diğer cocukların ona gulduğu ve dalga gectiği” olay olarak belirtmiştir. Bu olayın uzerinden 18 yıl gecmesine rağmen danışan bu olayda aşağılandığı hissi yaşadığını bunun rahatsızlık duzeyini 10 uzerinden 9 puanlık(0 en az 10 en yuksek ) bir rahatsızlık derecesi olarak belirtmiştir. Bu olayda olmasını istediği hissi ben saygıya değer biriyim olarak belirledi ve bunun ne kadar gercekci olduğu sorulduğunda 1 ile 7 arasında 1 olarak(1 en az 7 en yuksek) soyledi. Yine bu olayda ki duygusunun ofke, uzuntu ve utanma olduğunu bedensel olarak da kızarma, uyuşma, titreme, carpıntı olduğunu bunu da en cok boğazında duğumlenme gibi duyumsadığını soyledi.
İlk EMDR seansı sonrası danışan 9 puanlık rahatsızlık puanı belirttiği olaya 0 puan verebiliyordu. Olayı duşunduğunde aklından neler gectiğini sorduğumuzda ise;
Danışan: Şu an bir rahatlama hissediyorum. Sanki beynim hafiflemiş gibi, cocukca bir durumu fazla buyutmuşum, aslında rezil olmaktan cok kendimi korumuşum. Bu olaydan boyle bir sonuca varmam cok da mantıklı değil. Kendime guvenmeyi oğrenebilirim ve kavgayı tercih etmediğim icin saygıya değer biriyim.
Yapılan goruşmelerin devamında danışanın kendisine yonelik negatif inancıyla alakalı en kotu anısı, rahatsızlık veren diğer anıları, şu an yaşadığı problemi tetikleyen durumlar, kişiler, yerler ve gelecekte uygulamakta endişelendiği durumlar belirlenerek toplamda 5 seans EMDR Terapi yontemiyle calışılmıştır.
Danışan 5. goruşmenin sonunda duşuncelerini “Her şeyi cok fazla buyutmuşum. Sanki beynimde bir perde vardı ve onu araladık artık sosyal ortamlarda daha aktifim, herkese selam verebiliyorum, duşuncelerimi dile getirebiliyorum, ailem ve arkadaşlarım da bunun farkında bir şeylerin değiştiğini soyluyorlar. Benden hoşlanan bir kadın var bugun de goruşme sonrası onunla buluşacağım. Aslında şu an işe de başlayabilirim ama yuksek lisans bitsin istiyorum” şeklinde belirtmiştir.
2 hafta sonra kontrol goruşmesine gelen danışan “Her şeyin yolunda olduğunu arkadaşlarıyla tatile gideceğini herhangi bir problem yaşamadığını belirtmiştir”
2 ay sonra yeniden kontrol goruşmesine gelen danışan “ Her şey iyi gidiyor. Bircok değişim yaşadım. Bu değişimleri diğerlerinin fark etmesi ve dile getirmesi beni ayrıca mutlu ediyor. Bayramda evde bir suru misafir vardı. Kim ne sorarsa cevapladım hatta soru sorup konuşmayı devam ettirdim...” şeklinde belirtmiştir.
Kotu anıların olmadığı bir dunya dilemek elbette ki her insanın dileğidir. Ancak yaşadığımız evren uzerinde kontrolu bu denli elimizde tutabilmek pek de mumkun değildir. Yaşadığımız kotu deneyimler kimimize “Değersiz” kimimize “Yetersiz” kimimize de “ Guvende Değilim” gibi inancları oğretirken gunluk yaşamla başa cıkmamızı zorlaştırmaktadır.
Bu vaka orneğini sizlere aktarırken her insanın ozel ve tek olduğu, yaşamında, belleğinde, bedeninde farklı deneyimler barındırdığı ve bunlardan bazılarının olumsuz, kotu hissettiren anılar ve travmatik yaşantılar olduğunu soyleyebiliriz. Beynimizin o an cozumleyemediği bu anıları EMDR Terapisi ile duyarsızlaştırıp yeniden işleme fırsatı sunarak gecmiş olumsuz yaşantıların sıkıntısından kurtulup bugun ve yarın icin olumlu ve guzel anılara donuşturebiliriz.
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Sosyal fobi ve emdr vaka orneği
Sağlıklı Yaşam0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Sağlık Forumları
- Sağlıklı Yaşam
- Sosyal fobi ve emdr vaka orneği