Sosyal fobi
Sosyal fobi terimi, psikiyatrik literature yakın zamanda girmiş olsa da, altta yatan kavram uzun yıllardan beri bilinmektedir.
Epidemiyolojik araştırmalarda, sosyal fobinin yaşam boyu yaygınlığı, %0.5 ila %22.6 arasında değişen oranlarda verilmiştir
Sosyodemografik ozellikler
Alan araştırmalarının coğu, sosyal fobinin kadınlarda erkeklerden daha sık gorulduğunu ortaya koymaktadır. Klinik araştırmalarda ise, sosyal fobinin her iki cinsiyette eşit oranlarda bulunduğu ya da erkeklerin coğunlukta olduğu dikkati cekmektedir. Toplumsal duzeyde ortaya cıkan bu farkın, kadın ve erkeklerin, durumlarıyla başa cıkmada farklı stratejileri benimsemelerine bağlı olabileceği ileri surulmuştur. Erkeklerin, sosyal fobileriyle başa cıkmak icin daha fazla alkol kullanıyor olabilecekleri ve bunun da belirtilerin gizlenmesi ve sosyal fobinin erkeklerde beklenenden az cıkması sonucunu doğurabileceği belirtilmektedir. Diğer yandan, sosyal fobik kadınların evde oturmayı başa cıkma yolu olarak benimseyebildikleri ve kliniklere bu nedenle erkeklerden daha az başvurdukları ileri surulmuştur .
Bekar ya da boşanmış kişiler, kontrollere gore daha buyuk bir olasılıkla sosyal fobiden yakınmaktadırlar .
Sosyal fobi erken yaşlarda, sıklıkla ergenlik doneminde başlamaktadır. Araştırmalarda, ortalama başlama yaşının 14.6 ila 20 olduğu bildirilmiştir
Sosyal fobinin yeterince tanınmamasının nedenleri
Birinci basamak sağlık kurumlarında calışan hekimlerin, sosyal fobi kavramıyla pek fazla tanışık olmadıkları dikkati cekmektedir. Sosyal fobinin, hastanın hekime başvurmasının birinci nedeni olmaktan cok, sıklıkla diğer nedenlere eklenen bir konuma sahip olması, bu bozukluğun tanınmasıyla ilgili gucluğu artırmaktadır. Birincil sosyal fobi hastası, depresyon, panik bozukluğu ve alkolizm gibi diğer durumlar ortaya cıkıncaya dek tedavi icin başvurmayabilmektedir. Hekimler ise, diğer durumları tanıyıp, tedavi edebilirken, sosyal fobiyi gozden kacırabilmektedir.
Sosyal fobinin az tanınmasına katkıda bulunan en onemli etkenlerden biri de, bu duruma sıklıkla eşlik eden kacınma ve davranış inhibisyonunun, basitce, normal utangaclık ve sosyal tedirginliğin abartılı bir gorunumu olarak algılanmasıdır. Utangaclık, farklı kulturlerde normal davranış olarak kabul edilebilmekte ve belirgin bir yeti yitiminin varlığında bile, bu durum doktora başvurma nedeni olarak gorulmeyebilmektedir.
Sosyal fobiden yakınanlar, sıklıkla durumlarıyla başa cıkmada kendilerine yardımcı olan yaşam bicimi stratejileri geliştirmektedirler. Bu stratejiler, hastaların sosyal işlevlerini sınırlarken, yaşamları uzerindeki kısıtlanmayı kabul etmeleri ve tedavi arayışına yonelmemeleri sonucunu doğurmaktadır. Orneğin, bir kadın, sosyal etkileşimlerden korku duyması nedeniyle, “ev hanımı” olmayı iş aramaya tercih edebilmektedir.
Klinik ozellikler
Bircok insan belirli sosyal durumlarda gecici olarak anksiyete yaşayabilmektedir. Toplumda sosyal anksiyetenin tarandığı bir calışmada, kalabalık onunde konuşmanın , en korkulan durum olduğu saptanmıştır. Bunu, tanıdık kişilerden oluşan kucuk bir grup onunde konuşmak , otorite konumundaki kişilerle goruşmek , sosyal toplantılara katılmak , yabancılarla konuşmak ya da yeni insanlar tanımak , başkalarının onunde yemek yemek ya da yazı yazmak izlemektedir Sosyal fobi terimi ilk kez diğer insanların yanında yeme, icme, titreme, kızarma, konuşma, yazma ya da kusma korkusu olarak tanımlanmış ve temel ozelliğinin başkalarının gozunde gulunc duruma duşme korkusu olduğu vurgulanmıştır . Gunumuzde sosyal fobi, kişinin, kucuk duruma duşeceği ya da utanc duyacağı bir bicimde davranacağı gerekcesiyle, başkalarının dikkatli bakışlarıyla karşılaştığı, sosyal ya da belli bir eylemin gercekleştirildiği durumlardan belirgin ve surekli bir korku duyması olarak tanımlanmaktadır. Sosyal fobik kişi, başkaları tarafından incelendiğini ve eleştirilebileceğini duşunduğu bu tur durumlarda aşırı bir anksiyete yaşamakta, bir yandan da anksiyetenin bedensel belirtilerinin başkaları tarafından farkedilmesinden ve bunun sonucunda rezil olmak ya da gulunc duruma duşmekten korkmaktadır. Sosyal fobik hastalarda gozlemlenen en yaygın bedensel belirtilerin; carpıntı , titreme , terleme , kas gerginliği , midede rahatsızlık hissi , ağız kuruluğu , soğuk ve sıcak basması ve başta basınc hissi ya da baş ağrısı olduğu bildirilmiştir..
Sosyal fobik kişi, anksiyete belirtilerinden kurtulma cabası icinde, sıklıkla bunları başlatan durumlardan kacınma eğilimi gosterir. Ancak, hastalar tum kacınma cabalarına karşın, bu tur ortamlara girmek durumunda kalabilirler. Boyle bir olasılık kişide beklenti anksiyetesine neden olur.
Sosyal fobik hastaların korktukları durumların başında, topluluk icinde yemek yemek ya da bir şeyler icmek gelir. Bu kişiler, ellerinin titremesi sonucu yediklerini ya da ictiklerini uzerlerine dokecekleri, lokmanın boğazlarına takılacağı korkusuyla restorana, kafeteryaya gitmekten, yemekli toplantılara katılmaktan kacınabilirler. Başkalarının onunde konuşamama, sorulan soruları yanıtlayamama korkusu, topluluk icine girmekten kacınmalarına neden olabilir. Yabancı bir kişiyle tanışmak ya da yakınlaşmak konusunda ciddi guclukleri vardır. Başkalarının gozu onunde yazı yazarken, imza atarken ellerinin titreyeceği korkusunu yaşayabilirler. Terlemekten, yuzlerinin kızarmasından korktukları icin topluluk icinde oturmaktan, konuşurken goz teması kurmaktan kacınabilirler. Alışveriş sırasında satıcının kendilerine yonelik ilgisinden rahatsız olur, ısrarlı bir satıcıya karşı koymakta, satın aldıkları bir malı mağazaya geri goturmekte zorlanabilirler. Pek iyi tanımadıkları birisine aynı fikirde olmadıklarını ya da onu onaylamadıklarını soylemekte, otorite konumundaki kişilerle konuşmakta gucluk yaşarlar. İlgi odağı olabilecekleri, bakışları uzerinde hissedecekleri durumlardan uzak dururlar.
Yeti yitimi
Kacınma davranışı, sosyal fobinin ani gelişen bedensel belirtilerini ortadan kaldırma acısından cok etkili olabilmekte, ancak sosyal ya da eğitimsel gelişimde ciddi bozulmalara yol acacak bicimde kişinin yaşamının kısıtlanmasına neden olmaktadır. Sosyal fobi yakınması olan kişiler, sosyal olarak izole kalabilmekte ve kişisel ilişkiler, okul başarısı ve mesleki etkinlikle ilgili ciddi sorunlar yaşayabilmektedirler.
Sosyal fobinin erken başlangıcı, psikolojik gelişim, ilişkilerin oluşturulması ve yaşam amaclarının belirlenmesini olumsuz bir yonde etkilemektedir. Aynı zamanda da, diğer ciddi psikiyatrik bozuklukların ve komplikasyonların gelişimine zemin oluşturmaktadır. Bu durum, sosyal fobinin ne kadar erken başlarsa, o kadar uzun sure tedavi edilmeden kalmış olmasına bağlanmıştır.
Alkol kullanımı
Sosyal fobisi olan hastaların, genel populasyona gore iki misli daha fazla alkol sorunları olduğu, alkol sorunu olan kişilerin ise genel populasyona gore dokuz misli daha fazla sosyal fobilerinin olduğu bildirilmiştir .
Sosyal fobide psikolojik nedenler
Sosyal becerilerin eksikliği
Bireylerin, sosyal korkularını, sosyal acıdan yeterli olmadıkları icin değil, bu yeteneklere sahip olmadıklarına inandıkları icin yaşadıkları soylenebilir.
Bilişsel etmenler
Sosyal fobiklerin olumsuz inancları, başka insanların yanıtlarını gozlemekten değil, nasıl gorunduklerine ilişkin başkalarına verdikleri izlenimlerden kaynaklanmaktadır. Sosyal fobi hastaları, gercekte ne olup bittiğine bakmamakta, korkulan durumun ortaya cıkardığı kendi duygularına odaklanmaktadırlar. Bu durumun, sosyal fobi ile utangaclık arasındaki temel farklılık olduğu varsayılmıştır. Utangac olan kişiler, sosyal fobiklerde gorulen benzer beklentilerle sosyal durumlara girebilirken, diğer insanların tepkilerini dikkate alırlar; orneğin sıkıcı olmadıklarını, kabul edildiklerini farketmeleri, olumsuz duşunceleri ve anksiyetelerinin sona ermesine yol acar. Sosyal fobikler ise, boyle bir değerlendirmeyi yapamazlar. Başkalarının kendilerini nasıl gorduğune ilişkin bilgilenmeye yonelmezler; cunku bu durum, olumsuz değerlendirilme riskini artıracağı icin, tehdit edici olarak algılanır.
Sosyal fobiklerde gorulen işlevselliği bozuk inanclar uc kategoride ele alınabilir
1) Sosyal performans icin aşırı yuksek standartlar (herkesin onayını almalıyım, kimsenin anksiyeteli olduğumu anlamasına izin vermemeliyim vb.)
2) Sosyal değerlendirmeyle ilgili koşula bağlı inanclar (hata yaparsam reddedilirim; farklı bir duşunce ortaya koyarsam, aptal olduğumu duşunurler vb.)
3) Kendine ilişkin koşula bağlı olmayan inanclar (cekici değilim; yetersizim, farklıyım, sıkıcıyım, hoşlanılmayan bir insanım vb.)
Psikoterapi
Bilişsel-davranışcı tedavi
Gercek yaşamda alıştırma , anksiyete uyandıran nesne ya da durumun, belirli bir program dahilinde aşamalı olarak ustune gidildiği bir terapi yontemidir. Hastanın belirlenen hedefler doğrultusunda kacındığı nesne ya da durumların ustune gitmesi sağlanarak, tedavi programı rahatsızlık durumu ortadan kalkıncaya kadar aşamalı olarak surdurulur.
Yukarda belirtilen nedenlerle sosyal fobide davranışcı tedavi tek başına etkili değildir; bilişsel ve davranışcı tekniklerin birlikte kullanıldığı bir tedavi yaklaşımı uygun bir secenek olarak durmaktadır.
Sosyal fobinin tedavisinde bir diğer seceneği, bilişsel-davranışcı ve ilac tedavilerinin birlikte uygulandığı bir yaklaşım oluşturmaktadır.
.
Dr. Aytul Gurbuz Tukel
Psikiyatri Uzmanı
[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Sosyal fobi
Sağlık0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Sosyal fobi