Sosyal anksiyete (kaygı) nedir? Belirtileri nelerdir?Sosyal kaygı, toplum icinde konuşurken ya da herhangi bir eylem yaparken kızarma, terleme, ellerin titremesi, kendini kucuk duşurecek yanlış bir şey yapma korkusu olarak tanımlanır. Diğer insanlar tarafından olumsuz değerlendirilme korkusudur. Boyle durumlara girmek zorunda kalınca anksiyetenin (kaygı) belirtileriyle kişi rahatsız olur. Kişi, bu belirtilerin ve yaşadığı kaygının topluluk icinde herkes tarafından fark edileceğinden de korkarak topluluğa girmekten ceşitli bahaneler bularak kacınır. Kacınamadığı durumlarda, orneğin bir konuşma yapacaksa gunler hatta haftalar oncesinden kaygı yaşamaya başlar. En sık gorulen sosyal kaygı belirtileri arasında, topluluk icinde konuşma yapma, sohbete katılma, yeme icme, umumi tuvaletleri kullanma sayılabilir.
Ulkemizde sosyal kaygının yaygınlığına bakıldığında; kadınlarda %2.3, erkeklerde %1.1 olarak bulunmuştur. Sosyal kaygısı olan kişilerin bu durumuna, sosyal ortamlardan kacınmaları, keyif aldıkları aktivitelerden uzaklaşmaları gibi nedenlerle depresyonun da eşlik ettiği gorulmuştur.
Sosyal kaygıyı diğer kaygı bozukluklarından ayıran temel ozellik, kişinin başkalarının kendisi hakkında ne duşuneceği ile fazla ilgilenmesidir. Temel korku, başkalarının onunde kucuk duşmek, rezil olmaktır. Kişi, “Benimle dalga gececekler” diye duşunur ve kaygılanır. Kaygısıyla birlikte, kalp atışları hızlanır, boğazı kurur, yuzu kızarır, sesi titrer, elleri titrer, bacakları kasılır ve bunların fark edilmesi kaygısı da eklenir. Fark edilmemesi icin sosyal ortamlardan, sohbetten, misafirliğe gitmekten, misafir ağırlamaktan, sınıfta soru sormaktan, fikrini soylemekten, yabancı ortamlara katılmaktan, kendisinden ustun gorduğu kişilerle konuşmaktan, bir performans sergilemekten kacınır. Bunları yapmak zorunda kaldıysa, goz teması kurmayabilir, az ve kısa konuşabilir, kendisinin fark edilmeyeceği yerlerde oturabilir, elinde surekli bir şeyle oynayabilir… Dolayısıyla bu kacma, kacınma ve guvenlik arayışı davranışları devam ettikce sosyal kaygı buyuyerek devam eder.
Sosyal Anksiyetenin Alt tipleri:
Performans
Topluma karşı konuşma, spor yapma, muzik aleti calma, dans etme gibi.
Sosyal Etkileşim
Buluşma, konuşmaya katılma, biriyle cıkma, fikrini soyleme, haklarını savunma gibi.
Gozlenme
Sokakta yurume, otobuse binme, odaya sonradan girme, acık tuvaletleri kullanma, biriyle beraber yemek yeme gibi.
En Sık Gorulen Belirtiler:
• Kızarma ve kaslarda titreme panik bozukluğu olan kişilere gore 2 kat daha fazla
• Carpıntı (%79), titreme (%75), terleme (%74), kaslarda gerginlik (%64), midede rahatsızlık (%63), boğazda kuruma(%61), sıcaklık/soğukluk duyguları(%57), kafada basınc (%46)
Sosyal Kaygısı Olan Kişi Kendini İzler:
• Sosyal kaygısı olan kişi, sosyal ortamlarda nasıl gorunduğunu anlamak icin kendini izlemeye başlar ve korkuları kendisi tarafından uretilir
• Dışarıya ve olan bitene dikkat azalır
• Diğer insanlardan gelebilecek olumlu tepkiler fark edilmez
Kendini kaygılı hissetmek kaygılı gorunmekle aynı şeydir: Kişi, kendini nasıl hissediyorsa, aynı şekilde gorunduğunu varsayar.
Gozleyen bakış acısından kendini hayal etme: Ortamda bulunan herkes, onun yaşadığı kaygıyı, zorlanmayı fark etmiştir kişiye gore. Dışarıdan kotu, zayıf, aciz gorunduğune dair goruntuler gelir zihnine ve bunlara inanır.
Hissedilen kendi: Diğer kişilerle diyalogdan kopar. Kişinin dikkati surekli kendisindedir. Elini, ayağını, her hareketini ve soylediklerini takip eder ve ortamdan uzaklaşmış olur.
Sosyal Performansla İlgili Kişinin Kendine Koyduğu Kurallar:
Cok zeki, parlak ve akıcı konuşmalıyım
Konuşmada suskunluk olmamalı
Herkesin takdirini kazanmalıyım
Hicbir zayıflık belirtisi gostermemeliyim
Kaygılı olduğumu kimse farketmemeli
Sadece diğer insanlar susunca konuşmalıyım
Karşımdaki kişiyi sıkmamalıyım
Daima onemli ve ilgi cekici şeyler soylemeliyim.
Kişi bu kuralları farkında bile olmadan kendine koyar ve bu kurallara gore yaşamaya calışır. Belki fark etmişsinizdir, bu kurallar kimse icin gercekci değildir. Bu gercekci olmayan kurallara gore yaşamak mumkun değildir. İllaki kaygı ve stres yaratır. Yarattığı kaygı ve stres olmasın diye caba sarf etmek ya da kurtulmak değil, kişinin kendine koyduğu bu kuralların sarsılması gerekir.
Sosyal Kaygı Yaşayan Kişinin İnancları:
Sosyal kaygı yaşayan kişi, kacınmaları neticesinde bazı inanclara sahip olmaya başlar. Bir coğu da bu inanclara sahip olduğu icin sosyal kaygı yaşar. Bu inancların psikoterapide ele alınarak calışılması ve sarsılması gerekir.
• Kendisiyle ilgili: yetersiz, zayıf, gucsuz, aciz, istenilmeyen, farklı, (olumsuz anlamda), tuhaf, garip, aptal, cirkin, sevilmeyen…
• Diğerleriyle ilgili: guclu, eleştirel, alaycı, ustun, hoşgorusuz…
Sonuc olarak, sosyal kaygı yaşayan kişi yaşamdan zevk almaya, ortamdan keyif almaya değil surekli kendi performansına, nasıl gorunduğune, nasıl konuştuğuna, ne yaptığına odaklı yaşar. Bu yoğun zorlanmayı da yaşamamak icin coğu zaman ortamlardan uzak durur. Bu da kendisini yalnızlaştırmasına, yapabileceklerini yapmamasına, belki de hayallerini gercekleştirememesine neden olur. Bilişsel Davranışcı Terapi (BDT), tum dunyada sosyal kaygı terapisinde etkililiği kanıtlanmış bir terapi yontemidir. Eğer sosyal kaygı yaşadığınızı duşunuyorsanız, bulunduğunuz yerde profesyonel bir BDT uygulayıcısı ile goruşebilir ve bu sorunun ustesinden gelebilirsiniz.

[h=2]İzmir Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]