SORUMLULUK BİLİNCİNİ OLUŞTURMA
Cocuklara kucuk yaşlardan itibaren sorumluluk duygusu kazandırılmalıdır. Bu, cocuğun bir birey olarak toplum icinde yer edinebilmesinin de kapısın aralayan en onemli adımlardan biridir.

Sorumluluk duygusunun cocuk tarafından algılanması uc yaş civarıdır. Kendi başına bir şeyler yapması icin desteklenmesi, oyuncaklarını toplamaya teşvik edilmesi, sofranın hazırlanmasına ya da ufak tefek temizlik işlerine yardım etmesi konusunda fırsatlar verilebilir.
Sorumluluk duygusunun kazandırılması sırasında cocuğun gelişim duzeyi, yaşı ve cinsiyeti goz onunde bulundurulmalıdır.
Ayrıca aile icinde karşılıklı işbirliğinin olduğu bir ortam hazırlanması, cocuğun kendi işlerini yapabilmesini ve kendisini yonetmesini oğretmesi bakımından yararlı olur. Yaşına ve durumuna uygun kucuk gorevler verilen cocuk, kendine guven duygusunu erken yaşlarda kazanabilir.
Buna karşın, gereğinden fazla koruyucu ve kollayıcı bir ailede buyuyen cocuğun sanıldığının aksine benlik saygısının gelişiminde gecikmeler ve sorunlar olduğu gorulur. Aile bireylerinin birbirlerine karşı olan tutumları cocuğun kendi hakkındaki yargılarını oluşturur ve kendisinin değerli ya da değersiz olduğu cıkarımını bu etkileşimle yapar.

Cocuklara uygulanacak butun eğitimlerin ve oğretilerin temelinde onun sosyal bir birey olarak toplum icinde kabul gormesini sağlamak yatar. Sosyal bir birey olmanın en onemli unsuru ise sorumluluk bilincine sahip, kendi oneminin ve değerinin farkında olan, kendisine saygı duyduğu gibi başkalarına da saygı gosteren bireyler olarak yetiştirmektir.
COCUKTA GUVEN DUYGUSU
Doğdukları andan itibaren cocukların en temel ihtiyaclarından biri guvendir. Oncelikle, anne bebek arasında oluşması beklenen guven, daha sonra diğer aile bireylerinin de katkısıyla cocuğun kendi benlik değerini oluşturmasında onemli yer tutar.
Doğru oluşturulmuş bir guven ilişkisi, cocuğun cevresine karşı tutumunda belirleyici bir faktor olarak one cıkar.
Yeni doğmuş bebekler icin guven, sevgi ve ilgiyle birlikte annesi tarafından butun ihtiyaclarının karşılanmasıyla oluşur. Bu oluşum da yaşamının sonraki aylarında ve yıllarında cocuğun butun bilişsel, fiziksel ve sosyal yapısını etkiler.
Cocuklar hayatlarının ilk yıllarında benmerkezci bireylerken, guven duygusu verilerek buyuduklerinde toplumsal bir varlık durumuna gecmeleri daha kolay ve sorunsuz olmaktadır.
DOĞRU İLETİŞİM KURALLARI
İletişim denildiğinde hepimiz bunun sadece sozlu anlatımı ifade ettiğini duşunuruz. Oysa iletişim sadece sozel bir anlatım değil, bedensel, duygusal ve duşunsel bir ifade yoludur.
Doğru iletişim icin;
- Kendimizi doğru anlatabilmek
- Doğru kelimeleri kullanabilmek
- Doğru zamanda konuşabilmek
- Konuyu abartmadan aktarabilmek
- Karşımızdaki insanla aynı iletişim dilini konuşabilmek.
- Acık ve anlaşılır bir dil kullanabilmek gibi becerilere sahip olmak gerekir.
Cocuklarla iletişim kurmanın yolu da bu becerilere ek olarak, onların dunyalarına girebilmek ve bir birey olduklarının bilincine varmakla mumkun olabilir.
İletişimin en onemli koşulu karşımızdaki cocuğu kabul etmekten gecer. Onu olduğu gibi kabul etmek demek, onun duygu ve duşuncelerini anlamak ve saygı gostermek, hoşgorulu olabilmek demektir.
Etkili iletişim kurabilmenin ilk adımı dinlemeyi bilmektir. Dinlerken sadece sozlere değil, bedensel ve duygusal konuşmalara da kulak verebilmektir. Ozellikle cocuklar, soylediklerinin dinlendiğinden ve duyulduğundan emin olmak isterler.
Orneğin; cocuk, annesine bir şey anlatmak istediğinde ‘sen anlat, ben dinliyorum’ diyen bir anne, aynı zamanda gozunu televizyondan ayırmıyorsa burada başarılı bir iletişimden soz etmek mumkun değildir.

Aynı şekilde, hevesle babasının eve gelmesini bekleyen ve yaptığı bir resmi gostermek isteyen cocuğa ‘şimdi cok yorgunum, sabah bakarım’ diyerek ertelemek, cocuğa baştan savıldığı mesajını verir ve bu mesaj cocuk tarafından net olarak algılanır.

Dinlenmedikleri icin kendisine ve cevresine saldırgan davranışlar geliştiren, calma gibi davranış bozuklukları sergileyen cocuklar olduğu bilinmelidir. Cocuk bu yolla ‘ beni duyun, benimle ilgilenin, dikkatinizi bana verin’ demektedir.
İletişim, kendimizi anlatmak ve karşımızdakini anlayabilmek icin toplumla aramızda kurmak zorunda olduğumuz bir koprudur.

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]