Anne babalar cocukları uzerinde soz sahibi olmak isterler, cocukları sozlerinden cıkmasın isterler, yapma dedikleri davranışları yapması hic de hoşlarına gitmez. Peki ama cocuğunuza “hayır” demeyi başardınız mı? Sizin sınırınızı ona hissettirdiniz mi?
Gunumuzde neden cocuklar da gorulen kural dinlemem, hırcınlık, bireysellik bu kadar arttı hic duşundunuz mu? Bu durumun bir cok sebebi olabilir isterseniz once bunlara bir goz gezdirelim;
Gec cocuk sahibi olma,
Beklenen cocuk olması,
Calışan anne baba olma,
Ebeveynlerin anne- baba sevgisinden yoksun buyumesi,
Anne- baba arasında yaşanan catışmalardan cocuğu koruma cabası,
Bu ve buna benzer bircok sebebi olabilir. Oncelikle bu durumları irdelemek istiyorum. Gunumuzde anne- baba olma yaşı ilerledikce gec cocuk sahip olmayı beraberinde getiriyor. Gec cocuk sahibi olduysanız hele bir de bu ozlem duyduğunuz bir duygu ise işte bunu doğrudan cocuğa yansıtıyorsunuz, oyle değil mi? Yoksa farkında değil misin ? İsterseniz bir kac soru ile başlayalım; evde kuralları kim koyuyor? Kimin istediği yemek pişiyor? Kimin istediği televizyon programı izleniyor? Yanlış olduğunu bildiğin halde hayır diye biliyor musun? Anne babandan oğrendiğin “bağırarak konuşma” kuralı ne kadar uyguluyorsun? Belki bu kadar yeter ne dersiniz J Bir de evlenme yaşını geciktirmeyen fakat ceşitli sebeplerden dolayı cocuk sahibi olamayan ailelerimiz var. Onların one surduğu duşunce ise “cok gec buldum” “ cok bekledim ama” ile başlayan cumleler ve sonrasında gelen sonsuz izin. Gunumuzun en buyuk sorunu beklide calışan anne babaların iş yoğunluğundan kaynaklı cocuklarına yeterince zaman ayıramadıkları icin cocuklarına karşı vicdan duygusunun ağır basması ve uzmeyim bir de yapsın ne olacak ile olaya bakmaları. Evet anne babalar ne yazık ki gunumuz şartlarında cok gec saatlere kadar calışıyor, cocuklar erken donemde anneden ayrılıyor kimi zaman bakıcı kimi zaman buyuklerin desteği ile buyuyorlar. Ebeveynleriyle akşamdan akşama goruşuyor ve kimi zaman cok erken saatlerde uyanmadan beklide ayrılıyor. Haklısınız cocuğunuza cok zaman ayıramıyorsunuz ama bunun cozumu ona sonsuz kredi vermek olmamalı bunun yerine az da olsa gunun kalan zamanında kaliteli zaman diye duyduğunuz ve oda neymiş diye geciştirdiğiniz o etkili zamanı ona ayırmanız onemli. Bu kimi zaman beraber yemek yapmak, kimi zaman gunun nasıl gectiği ile ilgili bir sohbet sonrasında bunu hikÂyeleştirmek kimi zaman da kan ter icinde kalacak şekilde oyunlar oynamak olmalı. Cocuğunuza ayıramadığınız zamanın telafisi asla pahalı oyuncaklar ya da sonsuz izin olmamalı, buna dikkat edilmez ise ilerleyen surecte cocuklar da doyumsuzluk ve bencillik baş gostermeye başlayacaktır ve mutsuz cocuklar yetişecektir. Bireyler aile gordukleri olumsuz tutumlardan kaynaklı kimi zaman olumlu etkilenir kimi zaman ne yazık ki olumsuz etkilenir. Nasıl mı?
Mutsuz, catışma icinde buyuyen bir cocuk yaşamın ilerleyen yıllarında bu duruma alıştığı icin hayatında da bu durumu normalleştirir. Yetişkin olup evlendiği zaman da kucuklukten bu yana gorduğu yaşamış olduğu durumu hayatına aktarır. Catışmalar icinde yetişen bir birey icin sizce tartışmak, bağırmak belki de şiddet anormal bir durumu mudur? Tabi ki her bireyde aynı etkiler yaşanacak diye bir şey soz konusu değil bu durum tam tersi şekilde de olabilir, nasıl mı? Problemlerde yorulan bir birey “ben cocuğuma bunu yaşatmayacağım, uzmeyeceğim ve ne isterse yapacağım” duşuncesini benimseye bilir. Bu durumun bir sonra ki adımı ise cocuğuna karşı sonsuz anlayış getirmesi. Ya da kendi ailesinde problem yaşayan ebeveynler cocuklarına bu durumu hissetmek istemezler ve “aman cocuklar uzulmesin” diye literaturlerinden “hayır” kelimesini cıkartırlar. Şimdi sizlerden gelen tepkiyi duyar gibiyim “ peki hep bu kadar katımı olacağız?” Hayır tabii ki de o kadar acımasız olmayacaksınız. Cocuklarının istekleri onemli, cocukların isteklerini soylemesi istediğimiz bir şey bireyselliğini gozler onune serdiği bir durum. Ozguven gelişimi icin kendi fikir ve duygularını ifade etmesi gerekiyor fakat bu surecte “aman yeter ki ozguveni gelişsin” diye cocuğa sınır koymamak doğru bir davranış değildir. Cocuklar ister, hep ister her zaman daha fazlasını ister onemli olan nerde durması gerektiğini gostermeniz. Ailelerin ve aile buyukluklerinin yaptığı en buyuk hata cocuğun buyumesini beklemektir. Buyuduğu zaman kurallar koymaya başlanır fakat bu noktada cocuğun kişilik gelişimi biriktirdiği verilerle şekillenir bu nokta unutulmamalı.
Ebeveynler cocukları ile iletişim kurmaya anne karnında başlaması ve ilerleyen surecte konu ne olursa olsun yaşına ve anlayacağı dilde anlatması cok onemlidir. Fikirleri alınmalı ve ortak yol bulunarak sonuca gidilmeli. Eğer cocuğun yaptığı davranış onaylanmıyorsa mantıklı ve tutarlı bir acıklama yapılmalı. Neyi neden yapmaması gerektiğini anlayan cocuğun davranışlarının oturması cok daha kolay olur ve doğru olanda budur. Kucuk yaşlar da acıklama yapılarak ilerleyen yaşlarda aile toplantıları ile uzlaşmaya varılması cocuğun hem aile olan guvenini pekiştirir hemde kişisel gelişimi icin son derece onemlidir.
Mutlu cocuklar istiyorsak, cocuklarınızı onemseyin ve değer verin. Cocuklar alınan pahalı oyuncaklarla kendilerini değerli hissetmez, fikirlerinin onemsenmesi ile değerlerini hissederler.
Uzm. Cocuk Gelişimci
Funda CİCEK
[h=2]İzmir Cocuk Gelişim Uzmanı uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Sınır koymayı başarabildiniz mi?
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Sınır koymayı başarabildiniz mi?