Anne Babalar İcin Puf Noktaları
• Sınavla ya da eğitim hayatıyla ilgili yaşadığınız endişeleri cocuğunuza aşırı boyutlarda yansıtmayın. Heyecanlanmanız son derece normal ama olayı bir ailesel kaygı boyutuna getirmeyin. Bu, cocuğunuzun da endişelerinin artmasına yol acacaktır.
• Cocuğunuzu anlamaya calışın. Ortak endişelerinizi, heyecanlarınızı konuşmaktan cekinmeyin. Hatta ozellikle konuşmaya calışın. Bu, onunla aynı duyguları paylaşıyor olduğunuzu gostermesi bakımından da son derece yararlı olur.
• Oğut veren, tehdit eden, korkutan ebeveyn olmayın. Cocuklarla konuşmaktan bahsediyorsak, bu onların sadece dinleyici olduğu, bizim de nasihat eden ya da vaaz veren yetişkin olduğumuz turde bir konuşma değildir elbette. Onunla sohbet etmeye calışın ama sohbet tek taraflı bir nutuk hÂlini almasın.
• Beden dilinize, ses tonunuza, el kol hareketlerinize dikkat edin. Hem sınavın cok onemli olmadığını soyleyip hem de paniğe kapılmış bir ebeveyn profili cizerseniz inandırıcı olmazsınız. İnsanlar soylediklerinizden cok, yaptıklarınıza inanırlar. Ozellikle cocuklar bu konuda cok hassastırlar, dikkatli olun.
• Olumsuz mesajlardan ve olumsuz motivasyondan kacının. Bircok anne babanın duştuğu hata budur. Cocuklarının başarısızlıklarını vurgulayarak onları calışmaya yonlendirebileceklerini duşunurler ama bu duşunce belki de en buyuk yanlıştır.
Aksine, onları daha cok korkutur, soğutur ve endişelendirirsiniz.
• Abartılı fedakÂrlıklardan ve bunları surekli gundeme getirmekten vazgecin. Cocuklar sizden boyle kahramanlıklar beklemezler. Onlar sadece samimi bir ilgi ve karşılıksız sevgi beklerler. Sizin eve misafir cağırıp cağırmamanız, ona tuttuğunuz cok pahalı ozel hocalar, kendinizi mahrum ettiğiniz gezip tozmalar onların sorunu değildir. Bunları ya yapmayın ya da yapıyorsanız asla gundeme taşıyıp durmayın.
• Surekli olarak ders calışması konusunda uyarılarda bulunmayın. Yoğun bir okul programı olsa bile cocukların da dinlenmeye, farklı uğraşlara zaman ayırmaya, dikkatlerini başka işlere vermeye ve kendi kendilerine kalmaya ihtiyacları olduğunu unutmayın. Ozellikle onların henuz cok genc olduklarını ve bizim olgunluğumuza ve bilişsel duzeyimize ulaşamadıklarını goz onunde bulundurun.
• Zorunluluklardan ve olması gerekenlerden bahsederken, bunun cocuğu bunaltacağını ve derslere olan ilgisini de yitirmesine neden olabileceğini hatrınızda tutun. Bizim amacımız, cocuğumuzun yaşayabileceği ciddi kaygıları normal duzeyde tutabilmek, onları daha cok kaygılandırmak değil. O nedenle, konuşurken kullandığınız uslup cok onemlidir. Surekli olarak neleri yapmak zorunda olduğunu hatırlatmaktan kacının.
• Beklentilerinizi belirleyin ve bu konuda gercekci davranın. Cocuğunuzla konuşurken hem onun inanmayacağı hem de sizin inanmadığınız hayallerden bahsetmeyin. Ayaklarınız yere bassın, boylece sınavlardan sonra ciddi hayal kırıklıkları yaşamazsınız.
• Hepimiz cocuğumuzun cok ozel ve farklı olduğunu duşunuruz ve gercekten de oyledir. Her cocuk ozeldir. Buna rağmen her cocuk en başarılı, en mukemmel olacak diye bir kural yoktur. Her cocuğun başarılı olabildiği yerler de farklıdır. Kişisel farklılıkları goz onunde bulundurun.
• Kıyaslamalardan kesinlikle uzak durun. Cocuğunuz tamamen farklıdır, kimsenin kopyası değildir. Sizin genlerinizi taşımasına rağmen sizin de kopyanız değildir. Dolayısıyla, onu başka cocuklarla kıyaslamayın, başkalarından orneklemeler vermeyin. Bir başkasının cok başarılı olduğu konuda sizin cocuğunuz zayıf olabilir ama bunun tersi durumlar da olduğunu bilin. Başkasının zayıf olduğu alanlar, sizin cocuğunuzun en iddialı olduğu alanlar olabilir.
• Takdir etme konusunda comert davranın. Cocuklar olumlu sozcukler duyduklarında o davranışı tekrarlama eğilimindedirler. Oysa biz genel olarak hep olumsuz durumları on plana cıkartırız. Yanlış olan budur. Cocuğunuzun daha onceki başarılarından, olumlu taraflarından sıklıkla bahsedin. Başkalarının onunde onun bu guzel ozelliklerini vurgulayın, onu ovmekten cekinmeyin.
• Başarı bile her zaman aynı duzeyde surmez. En başarılı cocuklar bile zaman zaman duşuşler yaşayabilirler. Bu turde gerilemeler normaldir, hemen paniğe kapılmayın. Ne kadar başarılı olursa olsun, bazen onların da tokezleyebileceği ve bu aksamaların ciddi yararlar getireceği unutulmamalıdır.
• Cocukların dersleri ne kadar yoğun olursa olsun, cocukların mutlaka soluk alacak farklı uğraşılara ihtiyacı vardır. Onları bu konuda destekleyin ve hatta mumkunse bir spor, muzik ya da sanat faaliyeti icin yonlendirin. Bunun gibi kısa molalar, cocukların ders calışabilmek icin ihtiyac duydukları enerjiyi ve konsantrasyonu toplamalarını sağlayacaktır.
• Kendinizi, isteklerinizi, planlarınızı ve hayallerinizi on plana cıkarmayın. Zamanında kendi okumak istediğiniz okulla ya da secmek istediğiniz alanla ilgili uzun soylevlere girmeyin. “Ah, ben olacaktım, bu şans bana verilseydi.” gibi gecmişe donuk cumleler kurmayın. Zaman şimdi onların zamanı; zaman bu sozlerle onları bunaltma zamanı değil.
• Her şeyi cocuğunuz adına duşunup, onun sorumluluklarını ustlenmeyin. Orneğin; onun adına ders ya da kurs planları yapmayın, eşyalarını duzenlemek adına odasına ve eşyalarına mudahale etmeyin, sınav formunu almaya siz koşmayın. Kendi işini yapması icin ona fırsat verin, zaman tanıyın.
• Surekli sınavlardan, kazanılacak okulların puanlarından, tercih listelerinden, ek kontenjanlardan bahsedip durmayın. Eviniz sadece evinizdir ve oyle olmasına da dikkat edin. Evi bir rehberlik burosuna donuşturmeyin. Sınavı kazanmak cocuğunuzun işi, siz sadece destek olacak, hayatı kolaylaştırmaya yardımcı olacaksınız. Sınavı kazanmayı ondan daha cok istiyor durumuna gelmeyin.
• Evde huzurlu, mutlu bir ortam oluşturun. Bir aile olmanın gerektirdiği her şey olmalıdır: sevgi, guven, şefkat, disiplin, dikkat, ilgi, destek, huzur, guler yuz. Ebeveyn olarak sizin gorevleriniz bunlardır. Bunlarda eksiklik olmaması sizin işiniz. Ders calışmak ise cocuğunuzun gorevi. Gorevlerde kayma olmasın. Siz ebeveynsiniz.
Sonuc olarak, cocukların sınav kaygısı yaşamaları normaldir. Ozellikle yıllar boyu farklı donemlerde farklı sınavlardan gecerek hazırlandıkları buyuk yarışlarda sona gelmek, ciddi olarak kaygı duzeyini yukseltecektir.
Cocuklarımızdan hicbir şey yokmuş gibi soğukkanlı olmalarını beklemek anlamsız ve gereksizdir. Elbette ki heyecan duyacaklar. Neredeyse gelecekleri konusunda en belirleyici eşiklerden atlayacakları birtakım sınavlardan bahsediyorsak, yaşanan heyecanın yoğunluğunu anlamamız gerekir.
Ancak konunun ciddiyeti ne olursa olsun, cocuklarımızı sıkıp bunaltmadan, bu zorlu sınavlara hazırlarken elinden tutan destek olması gereken taraf bizleriz. Bizler, yani anne babalarız.

Bizim onların hayatlarında, onların da bizim hayatlarımızda en onemli yapı taşları olduğumuzu lutfen unutmayalım. Sınavlar biter, okullar biter, yıllar gecer. Gelecekte de cocuklarımız daha pek cok hayat sınavlarına girip cıkacaklar. Onemli olan, bu hayat sınavlarında sağlam durabilmeleri ve kazanabilmeleridir.
Bizim gorevimiz aslında budur: Onları kendine guvenen, kendisiyle ve cevresiyle barışık, hayattan keyif alan, yaptığı iş her ne olursa olsun, severek yapan, guzel ve sağlıklı insanlar olarak yetiştirmek.
Bunun yolu iki uc saatlik sınavlardan gecmek zorunda olmaktan değil; mutlu aile ortamlarından ve onlara verebileceğimiz sonsuz, koşulsuz, şartsız sevgiden gecer. Unutmayın; en buyuk başarı, hayatı hakkını vererek yaşayabilmektir.


[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]