Sınav Kaygısı
Sınav kaygısının belirtileri nelerdir?
Temel belirti başarıyı etkileyecek kadar yoğun yaşanan ‘KAYGI’ dır. Sınavlarda da başarılı olmak icin belirli bir duzeyde kaygıya gerek vardır. Bu gerekli duzeyde yaşanılan kaygı kişiyi calışmaya, planlar yapmaya iter ve yararlıdır. Fakat bu kaygı duzeyi cok yukselip genci tabiri caizse ‘boğmaya’ başladığında, yaşanılan kaygı sınav puanlarını ve yazılı notlarını duşurmeye ve calışma sureci olumsuz etkilenmeye başlar.
psikiyatricocuk.com/wp-content/uploads/2013/07/sinav_kaygi-300x157.jpg" width="300" />
Kaygı surecin tetikleyen ana faktor ise olumsuz ve gercekci olmayan duşuncelerdir. ‘Başarısız olacağım, rezil olacağım, yapamayacağım’ şeklinde zihinde donup duran duşunceler gencin unutkanlık yaşayarak calıştıklarını hatırlayamamasına, dikkatini sınava verememesine, okuduğunu anlayamamasına neden olabilir. Kalp carpıntısı, terleme, titreme, hızlı nefes alıp verme, yuzun kızarması, kaslarda gerginlik, baş ağrısı, baş donmesi ve mide bulantısı şeklinde fizyolojik belirtiler gorulebilir. Gerginlik, ağlama, sinirlilik gibi duygusal semptomlar sıklıkla eşlik eder. Fakat şunu unutmamak gerekir cocuktan cocuğa bu belirtilerin sayısı ve şiddeti değişiklik gosterir.
Peki sınav kaygısının sebepleri nelerdir?
Tum psikiyatrik hastalıklarda olduğu gibi sınav stresi de bir ya da birden cok farklı nedenden kaynaklanabilir. Gencin kişilik yapısı ve duşunme şekli, ailenin tutumu, ulkemizin sınav sitemi, sınava hazırlık sureci, okul ve dershane yaşamı ve arkadaş ilişkileri başlıca faktorlerdir.
Sınav kaygısı yaşayan kişiler coğunlukla sınavda yaşamaktan korktuğu ‘akademik’ başarısızlığı genelleyerek bunu ‘kişiliğinin başarısızlığı’ olarak algılarlar. Bu kişiler calışma surecinde ‘BAŞARISIZLIĞA’ odaklanmışlardır. Gercekci olmayan duşunce ve inanclarla başlayan bu surec sonrasında duygulara ve davranışlara yansır ve giderek kotuleşir. Bu nedenle ozellikle sınava yonelik olumsuz duşunceler sorunun temelinde yer alırlar.
Cocuklarını doğru motive etmeye calışan aileler de maalesef bilmeden bu sureci daha da kotuye goturecek hataları sıklıkla yaparlar. “Senin icin o kadar masraf yaptık, kazanamazsan paralar cope gidecek” şeklindeki konuşmalar, arkadaşları ile kıyaslamalar, calışma programındaki eksiklere yonelik ‘“az ders calışıyorsun, herkes kazanacak sen kazanamayacaksın” şeklindeki yaklaşımlar sıklıkla yaşanır. Aşırı kontrol, cocuklarının koydukları kurallara koşulsuz uymasını beklemek gibi katı tutumlar da oldukca fazladır. Bu şekilde aile kaygısını cocuğa yansıtmış olur.
Sınav kaygısını azaltmanın yolları
Gencler sınav kaygısı ile başa cıkmak icin neler yapabilirler?
Oncelikle coğumuzun kabul edeceği nokta sınav maratonun cok yoğun ve yorucu yaşandığı bir eğitim sistemimiz var. Sınav sistemi ya da ulkenin eğitim koşulları değişinceye kadar oncelikli olarak genclere ve ailelere duşen gorev bu sınav sureci sevmeseler bile ‘gereğini’ yapmaları. Ulkemiz koşulları icerisinde eğer bir sınav sistemi uygulanmasa da idi oluşacak tablo şu anki tablodan cok daha karmaşık ve adaletsiz olacaktı. “En guzel gunlerinde ders calışmak zorunda mıyım?” şeklindeki duşunceler calışma surecinden kişiyi soğutabilir. Bu nedenle daha mutlu, daha ozgur ve daha saygın bir gelecek sınav surecini ‘kabullenmekle’ başlamalıyız. Yaşam kuralları maalesef hem gencler hem de yetişkinler icin bir takım ertelemeleri zaman zaman zorunlu kılar.
Diğer onemli adım ise calışma surecini planlamaktır. Coğu oğrenci doğru ders calışma yontemlerini ve planlı calışmanın onemini maalesef bilmiyor. Doğru ve esnek bir calışma programı kısa surede ‘verimli’ calışmanın anahtarıdır. Bu programın icerisinde mutlaka sosyal faliyetler yer almalıdır. Bu konuda rehberlik servislerinde doğru desteği mutlaka gencler ve aileler almalılar.
Daha oncede bahsettiğimiz olumsuz duşunceleri olumlularla değiştirmek işe yarayacaktır. ‘Başarısız olacağım’ yerinde ‘elimden geleni yapacağım’, ‘Herkes benden daha kotu alacak yerine ‘hak ettiğimi alacağıma inanıyorum’ şeklinde olumlu duşunceler kotuye gidecek sureci engelleyebilir.
Ailelere neler onerilebilir?
Ailelerin bakış acılarında değişim yaratmak ve cocuklarıyla ilgili beklentileri ‘gercekci’ sınırlara indirmek coğunlukla gereklidir. Aileler sınırlarının farkında olmalıdırlar. Guven ve sorumluluk vermeli, onemsemeli, eleştiride bulunurken mutlaka cocuğun olumlu yonlerini de vurgulamalıdırlar. Onların icinde bulundukları durumu ve hissettiklerini anlamaya calışmak yani ‘empati’ yapmak cok onemlidir.
Sınavı olum kalım meselesi haline getirmeme, onlara sınav sonucu ne olursa olsun ‘biricik ve değerli’ olduklarını hissettirme, sonuca bakmaksızın onlara sevgi vermeleri gerekir. Bu desteği verirken ici boş ‘kazanamazsan da sağlık olsun’ yerinde davranışlarla desteklen icten bir mesaj olması onemlidir. Cocuklarımızın bizim gercekte neyi beklediğimizi ve neyi kast ettiğimizi hissettiklerini akıllarından cıkarmamalılar. Ayrıca asla kıyaslama yapmamalıdırlar. Bu şekilde cocuklarının omuzlarındaki yuku bir miktar azaltabilirler.
Saygılarımla
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna ilişkin diğer yazılara ulaşabilmek icin tıklayınız.
Bu yazının tum hakları psikiyatricocuk.com'a aittir. "www.psikiyatricocuk.com" biciminde acık kaynak gosterilmek kaydıyla yayınlanması icin tarafımıza başvuru yapılabilir.
Acık kaynak gostermeden yapılan alıntılar icin yasal takip yapılacaktır. ©


[h=2]Aydın Cocuk Psikolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]