Osmanlı'nın guzellik sırlarıyerimseniben
İşte 600 yıllık devletin hareminden guzellik receteleri.
Saraydakilerin bir numaralı guzellik sırrı temizlikti. Hamam kulturu bu sebeple gelişmiş. Banyoda mutlaka keselenirlerdi ve keselenmek de en doğal peeling'dir.

***

Temizlikte sabun en onemli urun. Bu sebeple cok buyuk bir sabun sektoru vardı. Saraya da en kaliteli sabunlar gelirdi ve bunlara eritilip kullanacak kişinin zevkine gore gul veya meyve şekilleri veriliyordu. Saraylıların sabunları mutlaka kokulu olurdu.

***

Saclar sabunla yıkandığı zaman sertleşir. Bunun icin yumuşatıcı olarak hatmi ve ebegumeci kullanmışlar. Bu bitkileri kaynatınca kıvamlı bir su oluşur. İşte o kıvamlı su bugunku sac kremlerinden daha etkili. Saraya kilolarca kurutulmuş hatmi ve ebegumeci gelirdi.

***

Sac ve cilt bakımında kili cok kullanmışlar. Kildanlıkların icine once kili sonra da suyu koyarlarmış. Kil aşağıya cokunce, ustundeki suyu kullanırlardı. Bu suyun yumuşatıcı ve sacı-deriyi besleyici etkisi vardır.

***

Cilt bakımında yağları cok kullanmışlar. Cunku keselenip, olu deriyi attıktan sonra dışarı cıkılırsa cilt cabuk buruşur. Bu yuzden banyodan sonra ince bir tabaka yağ cilde surulurdu. Boylelikle dış etkenlerden korunurdu.

***

El, ayak ve tırnak bakımı da cok onemliydi. Bunun icin susam veya zeytinyağı cok kullanırlar. Ama bunları bitkilerle birlikte kullanırlardı. Ozellikle gul yağı tercih edilirdi. Bu da şoyle elde edilirdi; kokulu gul yaprakları zeytinyağı ya da susam yağı icinde bekletilir. Sonra suzerek elde edilen yağ, cilde cok faydalıdır.

***

Osmanlı saraylarında tonlarca gul suyu kullanılıyordu. Cunku gul suyu yuzu temizler, cildi nemlendirir, kırışıklıkları giderir. Hafif ve huzur veren kokusu vardır. Cilt hastalıklarına ve yaralara iyi gelir. Hatta Osmanlı gul yağını ruh hastalıklarının tedavisinde kullanmış. İbn-i Sina'nın bile gul yağı kullandığı soyleniyor. Gul macunu ve şerbeti hazımsızlığa iyi gelir. Bu şerbet, bal ve gul suyu karıştırılarak elde edilirdi.

***

Osmanlı sarayında kokular cok onemlidir. Hatta hekimler kokuyla tedavi bile yapıyor. Değişik kokuların insanları ruhen ve bedenen nasıl tedavi edeceğini cok iyi bilirlerdi. Cok guzel parfumler elde ederler. Alkolsuzdur bunlar. Ozellikle baharda buhur gunleri yaparlardı. Sabahlara kadar kazanlar kaynar guzel kokular elde edilirdi. Cok guzel parfum şişeleri vardı. Bizim gulluabdan dediğimiz harikulade şişerler kullanılırdı. Ustu mucevherlerle suslenirdi, en kotusu gumuşten olurdu. Koku ureticileri hayal edemeyeceğiniz kadar cok para kazanırlardı. Saray en cok misk ve amber kokardı.

***

En onemli guzellik sırlarından biri de limondu. El ve yuzleri icin beyazlatıcı olarak kullanılırdı. Limon antiseptiktir ve icinde şeker vardır, yuzu besler, gerginleştirir ve yaraları iyileştirir.

***

Osmanlı'da cok onemli iki estetik kaygı vardı. Ciltlerinin beyaz, saclarının siyah olması makbuldu. Acık renk sac sevilmiyordu. Beyaz ten ise guzellik demekti. Guzellik ve genc kalmak icin yemelerine cok dikkat ederlerdi. Zaten kesinlikle cok yemezlerdi. Ozellikle ilkbaharda cok az yenilir, yenilenler de bağırsakları ve kanı temizleyecek sebzeler olurdu. Mesela kiraz kanı temizlediği icin cok yeniyordu. İlkbaharda mushil ya da tuzlalardaki tuzlu sular icilerek bağırsaklar temizleniyordu.
alıntıdır